Cumhurbaşkanı RecepTayyip Erdoğan tarafından Melih Bulu’nun görevden alınmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Naci İnci’nin suç duyurusu üzerine ‘ev hapsi’ istemiyle mahkemeye sevk edilen 5 öğrenci serbest bırakıldı.
Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde savcılığa ifade veren öğrenciler, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 6 Ekim’de de İnci’nin şikayetiyle gözaltına alınan 7 Boğaziçi öğrencisinden 2’si tutuklanmıştı.
Öte yandan, Boğaziçi Üniversitesi Müdahil Mezunlar hesabından yapılan paylaşımda, “Tutuklu öğrencilerin, okuldan uzaklaştırılan akademisyenler ile personelin ve direnen tüm bileşenlerin yanındayız” denildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, öğrencileri, çalışanları ve mezunları tarafından yapılan oylamalarda oy veren tüm bileşenlerden yüksek oranda red oyu alan kayyumun baskıcı uygulamaları karşısında, üniversitenin paydaşları olarak önceki kayyum atamasından bu yana yaklaşık 300 gündür demokratik üniversite ısrarından vazgeçmeden, mücadele ediyoruz.
Haklı taleplerini kararlılıkla dile getiren Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden ikisi kayyumun doğrudan suç duyurusuyla önce gözaltına alınmış, ardından 6.10.2021 tarihinde çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmışlardır. İyi bir yönetimin, öğrencileri dinleyerek ve görüşlerine değer vererek üniversite içinde rahatlıkla çözmeye çalışacağı bir ihtilaf, kayyum yönetimin gayri meşru bir şekilde işgal ettiği koltuğu öğrencilerin eğitim haklarını ve özgürlüklerini ellerinden almak için kullanması sonucunda hiç istenmeyen bir şekilde sonuçlanmıştır. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki III. kayyum, özgür ifade ve sorgulama alanı olan üniversiteyi, öğrenciler ve akademisyenler açısından tehdit içeren bir alana dönüştürmüştür.
Yine II. kayyum, 11.10.2021 tarihinde 14 yıldır akademisyen olarak üniversitemize hizmet etmekte olan, daha önce hukuksuz bir şekilde görevinden aldığı Can Candan’ın kampüse girişini polis ve ÖGB aracılığıyla engelleyerek, akademisyenlerle öğrencileri özgür, demokratik alanlarda buluşturan açık derslere iştirakine de engel olmuştur.
Açıkça görülüyor ki, kayyumlar, üniversiteyi üniversite yapan özgür, eleştirel ortama tahammülsüzlük gösterirken baskıcı, güvenlikçi ve tehditkâr müdahalelerde bulunmaktan imtina etmeyerek üniversitemize büyük zararlar vermeyi sürdürmektedir.
Bir kayyumun hükmettiği alan, demokratik üniversite alanı olamaz. Kamusal alanları şahsi erke terk edemeyiz. Bu gayri meşru rejimi kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz!
Tutuklu öğrencilerin, okuldan uzaklaştırılan akademisyenler ile personelin ve direnen tüm bileşenlerin yanındayız!
Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni dönemi, yine demokratik ve özgür üniversite için direniş ve mücadeleyle açıyoruz!
Mücadele umuttur!
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”