“Bozkırın Tezenesi” olarak tanınan halk ozanı, Neşet Ertaş’ın hayatının film olmasına karşı ailesi dava açacaklarını söylediler. Aile yaptığı açıklamada, ‘“Kitap okumayan, belgesel seyretmeyen insanlar da Neşet Ertaş’ı tanısınlar!” diye, babamızın vasiyetini çiğneyerek, maneviyatımızı satmıyoruz!’ dedi.
“Ayla”, “Müslüm” ve “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” adlı filmlere imza atan Mustafa Uslu’nun yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmen koltuğuna, “Vizontele”, “Gora” ve “Aşk Tesadüfleri Sever” filmlerinin yönetmeni Ömer Faruk Sorak oturacak.
Neşat Ertaş’ın hayatının film yapılmasına ailesi sert tepki gösterdi. Aile üyeleri yayımladıkları mesajda, Neşet Ertaş hayattayken defalarca bu tip tekliflerin geldiğini ancak Neşat Ertaş’ın bu konuya asla izin vermediğini belirtti.
Aile, yaptığı açıklamada, çekilmekte olan filmin telif hakları ile ilgili yasa ve yönetmelikler başta olmak üzere, ilgili mevzuata tamamen aykırı olduğunu belirtti.
Açıklamada, film yapımcısı kişi, kişiler ve firmalara noter vasıtası ile gerekli ihtarnameler gönderildiği bilgisi yer aldı.
Aile tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
Rızasız bahçenin gülü derilmez!” diyen bir insanın hayatının, vasiyeti bilindiği halde, ve bizlerin de baştan beri kesin tavır koymamıza rağmen, rızasızca film yapılmaya kalkışılması “iyi niyetli bir iş” midir, yoksa “tamamen duygusallık” mıdır?
Merhum Neşet Ertaş’ın hayatının sinema eseri olarak çekilmesi yönünde bazı film yapımcısı kişi ve kuruluşlar tarafından bir takım çalışmalar yürütüldüğünü öğrenmiş bulunmaktayız.
Öncelikle belirtelim ki, Neşet Ertaş’a hayatta iken defalarca bu tür teklifler gelmesine rağmen, kendisi ile ilgili sadece belgesel yapılmasına rıza göstermiş, sinema filmi konusuna asla müsaade etmemiştir. Bu durumun birçok tanığı vardır. Ayrıca bu konuyu vasiyet olarak bize emanet ettiği için ve bizler de hiç bir şekilde babamızın çizgisinden ayrılmadığımız için, müsade etmemiz zaten mümkün değildir.
Neşet Ertaş’ın ailesi ve mirasçıları olarak açıkça ve önemle belirtmek isteriz ki, bu hususta bizlerden herhangi bir izin veya muvafakat alınmamıştır. Ayrıca çekilmesi olası bir filmde isimlerimizin veya hayatımızdan kesitlerin vs.’nin de herhangi bir şekil ve şartta yer verilmesine izin ve onayımız yoktur.
Yapılmakta olduğunu öğrendiğimiz film çalışmasının, Telif Hakları ile ilgili yasa ve yönetmelikler başta olmak üzere, ilgili mevzuata tamamen aykırı olduğu açıkça ortadadır.
İlgili film yapımcısı kişi, kişiler ve firmalara noter vasıtası ile gerekli ihtarnameler gönderilmiştir. Gelişmelere göre gereken tüm yasal ve hukuki adımlar atılacaktır.
Vasiyetinin bilinmesine rağmen, böyle bir projenin içinde bulunmayı kendilerine yakıştıranların, Neşet Ertaş’a ve onun felsefesine ne kadar uzak kişiler olduğunu da halkımızın takdirine bırakıyoruz.
Türk müzik kültürünün ve Anadolu halk müziği geleneğinin en önemli damarı olan “Türkü” kültürünü naçizane! temsil eden Neşet Ertaş’ın en büyük mirası, halkımızın yüce gönlüne emanet ettiği eserleri ve türküleridir. Hayatı boyunca halktan ve Hakk’tan yana olan babamızın isminin böyle yasadışı bir durumun içinde geçmesi son derece üzücüdür.
Yıllarca gözünün içine bakılarak sömürüldüğü yetmiyormuş gibi,
– “Halka malolmuş olan Neşet Ertaş’ı çok sevdiğimiz için”…
– “Kaliteli ve iyi niyetli bir iş olacak”…
– “Abdallar, Anadolu kültürü ve ülkemizin hayırı için” !!!
– “Başka şeyde gözümüz yoktur”…
gibi süslü ve masum kelimelerin arkasına saklanılarak, vefatının ardından da halâ sömürülmek isteniyor.
“Rızasız bahçenin gülü derilmez!” diyen bir insanın hayatının, vasiyeti bilindiği halde, ve bizlerin de baştan beri kesin tavır koymamıza rağmen, rızasızca film yapılmaya kalkışılması “iyi niyetli bir iş” midir, yoksa “tamamen duygusallık” mıdır?
“Kitap okumayan, belgesel seyretmeyen insanlar da Neşet Ertaş’ı tanısınlar!” diye, babamızın vasiyetini çiğneyerek, maneviyatımızı satmıyoruz!
Bu bağlamda teklif götürülen rejisör, senarist, oyuncu ve müzisyenlerin, nasıl bir işin içinde olacaklarını vicdanlarında tartmalarını rica ediyoruz. “Halkın sanatçısı”nın çocukları olarak, önce Allah’a, sonra adalete ve babamıza her zaman sahip çıkan, doğruyu gören halkımıza sığınıyoruz.”