İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden Erdoğan’dan masallar: ‘Kadınlarımızın her an yanında olduğumuzu gösterdik’
İstanbul Kongre Merkezi’ndeki ‘Kadınlar Buluşması’nda konuşan AK Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, her seçim dönemi olduğu gibi yine başörtüsü mağduriyetine sığındı. İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden Erdoğan, “Aile içi şiddeti şikayete bağlı suç olmaktan çıkarıp resen takibe bağlı suç haline getirdik” dedi, iktidarın kadınların her zaman yanında olduğu iddiasında bulundu. Kılıçdaroğlu’nu da hedef alan Erdoğan, yine muhalefeti terörle yan yana göstermeye çalıştı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Kadınlar Buluşması’nda açıklamalarda bulundu.
Burada yine 21 yıldır iktidarda değilmişçesine konuşan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı, yine başörtüsü mağduriyetine sığındı.
ERDOĞAN YİNE AYNI KOZU OYNADI
İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede tek bir imzayla fesheden Erdoğan, “Başı örtülü başı açık engelini biz ortadan kaldırdık. Aile içi şiddeti şikayete bağlı suç olmaktan çıkarıp resen takibe bağlı suç haline getirdik. Kadınlarımızın her an yanında olduğumuzu gösterdik. Hem çalışan hem çocuğuyla hayatını sürdüren kadınlarımızın yanında olduk” iddiasında bulundu.
SIĞINMACI TARTIŞMASI: ‘BU ZİHNİYET TERÖRİST ZİHNİYETİDİR’
Kılıçdaroğlu’na sığınmacıları gönderme vaadi üzerinden de yüklenen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Sığınmacılar konusunda da CHP Genel Başkanının yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine asla başvurmayacağız. Bunlar savaştan kaçtı, bizim de başımıza gelebilirdi. Bize sığınanlara bay bay Kemal’in yaptığını yapamayız, bu zihniyet bir terörist zihniyetidir. Sığınmacıların gönüllü, onurlu bir şekilde vatanlarına geri dönüşünü sağlayacağız.”
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
* Sevgili İstanbullular, saygıdeğer hanımefendiler, iş dünyamızın değerli üyeleri, değerli dava arkadaşlarım, genç kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerin vasıtasıyla ülkemizin tüm hanımlarını canı gönülden selamlıyorum. Bu vesile ile cennetin ayaklarının altına serildiği gül yüzlü annelerimize buradan selamlarımı iletiyorum. Bölücü örgütün dağa kaçırdığı ciğerparelerine kavuşmak için nöbet tutan annelere hürmetlerimi sunuyorum.
* 14 Mayıs günü şahsıma ve Cumhur İttifakı’na verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Meclis’te 323 vekil ile çoğunluğu elde ettik. Cumhurbaşkanlığında da 49.54 ile rakibimizden 5 puan önde bitirdik. Önümüzde seçimlerin en kritik aşaması var. İkinci tur için1 gün kaldı. Bu pazar bir kez daha sandıklara gidip belki de hayatımızın en önemli tercihlerinden birini yapacağız. Ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğine dair mühim karar vereceğiz.
YİNE AYNI YALANA SARILDI
* Türkiye’ye son 20 yılda kazandırdığımız nice eserle milletimizin huzurundayız. Elbette eksiklerimizle, kusurlarımızla milletimizin huzurundayız. Karşımızda SGK’yı, CHP’yi batırmış bir örnek var. 2 hafta öncesine kadar bedava ev vadettiği insanları oy vermedi diye gece yarısı kapı dışarı eden vicdansızlık örneği var. Koltuğunu korumak için Kandil’deki terör elebaşlarından, FETÖ’cülere kadar çiçek dağıtan biri var.
* Bakanlık pazarlığı alev alev. Karşımızda yüzde 1 oy alana 40 milletvekili dağıtan garip bir insan var. Bir özelliği daha var, hesap uzmanlığı. Bu nasıl hesap uzmanlığı ki yüzde 1 oyu bile olmayanlara 40 tane milletvekili dağıtıyor. Bu pazar inşallah benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini bunlara verecek. Türk siyasetinin 21 yıldır unuttuğu tüm kötülükleri 3 aya sığdırmış bir çapsızlık örneği var.
“BEN MERAK EDİYORUM, BU YARGI NEREDE?”
* Şimdi soruyorlar, delil. Buyurun delil, belge. Daha ne istiyorsunuz. Selo’nun çıkmasını istiyorsanız oyları Kılıçdaroğlu’na vereceksiniz diyorlar. Kim bu Selo? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan teröristtir. Edirne’de cezasını çekiyor. Bu ülke hukuk devleti değil mi? Hukuk devletinde sen kendini tamamen hukukun üzerine çıkartıp Selo’nun çıkmasını istiyorsanız oyları bize vereceksiniz nasıl dersiniz? Bu yüzden Erdoğan 323 kişi ile devam ederse hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez.
* Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti CHP… Diyor ki bırakın general olsa ne yazar? Halka ne diyor, it sürüleri… Diyen kim? O da bir HDP’li… Ben merak ediyorum, bu yargı nerede? Bu şekilde saldıran birine karşı şu ana kadar yargı devreye girdi mi? Yargı da maalesef devreye girmedi. Bu onlardan değil ama farklı bir kesimden olmuş olsaydı yakasına yapışır içeri alırlardı Gazi Mustafa Kemal’e hakaretten.
“SANDIĞIN TELAFİSİ YOK”
* Suçüstü yakalandılar. Bizi hedef alarak, bize ve milletimize hakaret ederek paçalarını kurtarmaya çalışıyorlar. Ama hakaretin üzerini örtemezler. Asıl sorumluluk bize düşüyor. İşi şansa bırakamayız, nasıl olsa öndeyiz duygusunun bizi rehavete sürüklemesine izin veremeyiz. 14 Mayıs’ta yarım bıraktığımız işi 28 Mayıs’ta inşallah ezici bir çoğunlukla tamamlayacağız. Pazar günü oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Hayatta pek çok şeyin telafisi vardır ama sandığın telafisi yoktur. Pikniğe daha sonra gidilir, tarladaki işler ertesi gün de yapılır. Ama sandık önümüze sadece 5 yılda bir gelir. 28 Mayıs’taki gibi seçim hayatımızda bir kez yaşanır. Sabahın erken saatlerinden itibaren oy verme yerlerine gitmenizi, bayram yerine çevirmenizi rica ediyorum.
* 40 yılı bulan siyaset yolculuğumuzla kadın arkadaşlarımızla omuz omuza yürüdük. Bu günlere analarımızın hayır duaları ile geldik. Ülkeye ve millete hizmet mücadelemizin en önemli kahramanları kadınlardır. 3 Kasım seçimi ile Anadolu ihtilalini başlatanlar kadınlardır. Türk demokrarsisini 28 Şubat karanlığından kurtaranlar kadınlardır. 15 Temmuz gecesi tanklara meydan okuyanlar kadınlardır.
* Hiç endişeniz olmasın dimdik ayaktayız. Tuttukları evlat nöbeti ile terör örgütlerine baş kaldıranlar kadınlardır. Ekonomiden ticarete, eğitime sağlığa kadar tüm alanlarda yazılan destanın altında siz hanım kardeşlerimizin imzası, alınteri vardır. Başörtünüzden dolayı üniversitelerin kapısından çevrildiğinizde, kıyafetinizden dolayı iş bulamadığınızda ümitsizliğe kapılmadınız. Ayrımcılığa maruz kalsanız da hayatın her alanında başarıdan başarıya sizler koştunuz. Sonuna kadar, mezara kadar sizinle beraberim. Tıpkı Nene Hatun gibi Şerife Bacı gibi adınızı tarihe şimdiden altın harflerle yazdırdınız. Ülkemizin tüm cesur kadınlarını tebrik ediyorum. Bıktık bu yalanlardan. Bizden önce 70 yılda yapılamayan reformu biz 21 yıla sığdırdık. Kendine ait bir TV mecrası var, atıp tutuyor. Ama bazı uyanık gençler de köşeye sıkıştırıyor. 45 liraydı biz göreve geldiğimizde burs. Şimdi 850 asgari ücret… Lisansa farklı, lisans üstü, doktoraya farklı. Biz bunların önünü açtık.
* Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere beşleri sermayenin önündeki engelleri biz kaldırdık. Başı örtülü başı açık engelini biz ortadan kaldırdık. Aile içi şiddeti şikayete bağlı suç olmaktan çıkarıp resen takibe bağlı suç haline getirdik. Kadınlarımızın her an yanında olduğumuzu gösterdik. Hem çalışan hem çocuğuyla hayatını sürdüren kadınlarımızın yanında olduk. Kısmi çalışma imkanı sağladık. Yüzde 36 ile cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. Yüzde 2’nin altında olan siyasette kadın oranını sürekli artırdık. Bu yıl cumhuriyet tarihinin en yüksek oranına ulaştık.
“KİMSENİN YAŞAM BİÇİMİNE KARIŞMADIK”
* 50 vekil ile Meclis’te en çok kadın vekil bulunduran parti biziz. Birçok reformu hayata geçirdik. Bizim aleyhimizde, İstanbul başkanlığı adaylığımızdan beri pek çok kampanya yürüttüler. ‘Kadınları dışarı çıkarmayacak, kadınların haklarını elinden alacak’ dediler. Sadece siyasetçiler değil, medya kuruluşları, sendika ve STK’lar bile bu oyuna alet oldular. Kadınların özgürlük ve temsil alanlarını genişlettik, kimsenin yaşam biçimine karışmadık. Bu hassasiyetimizi koruduk. Bize nutuk atanlar ikna odalarında bizim öğrenci yavrularımıza ne acılar çektirdiler.
* Bay bay Kemal önce bunu anlatsın. İkna odalarında zulmettiler. Bu çileyi çekenler hep bizim yakınlarımızdı. Bay bay Kemal’den bir şey olmaz. İş hayatına kadar kadınlara her türlü zulmü yaptılar. 1 metrelik bez parçası dedi baş örtüsü için. Bunu diyen her numarayı yapar. Başörtülüleri alır onlara rozet de takar. Başörtüsüne hakeret etmekten, yasaklar için mahkemeye koşmak kadar her türlü faşizmi sergilediler. Diyarbakır annelerini ziyarete niye gitmedin? Sana en büyük dersi onlar verecek. Teşkilatında taciz, genç kızlara zulüm… Ağızlarını doldura doldura devlete seri katil istifası sattılar. DHKPC’den MLKP’sine kadar bu alçaklara çiçek çocuk muamelesi yaptılar. Yalan ve iftiralarla milletimizi korkutmaya çalışıyorlar. Kadınları Seçim yenilgilerine ortak edemeyecekler.
* Bu CHP LGBT’ci… Bu HDP LGBT’ci… İYİ Parti LGBT’ci, yedili masada olan diğer partiler de ses çıkarmadığına göre LGBT’ci mi… AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? Cumhur İttifakı’na LGBT sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Seçimden sonra önemli olan adımımız bir an önce aile kurumunu güçlü bir konuma oturmaktır. Bu adımı atacağız. Kim ak, kim beyaz ortaya çıkacak. Bizler bu adımla birlikte şunu ispatlayacağız; bunların milli ve yerli olma konusu sadece eşyada değil, ailede de ortaya çıkacaktır. Ne denli bunlar milli ne denli yerli ne denli ecdanının yolundan gidiyor gitmiyor ispatlayacağız. Küresel güçlerin dayatmasıyla veba gibi yayılan bu akımlarla ilgili şimdiden bunun tedbirlerini almamız gerekiyor. Pazar günü bunun imtihanıdır.
* Gençlerimizin attığı her adımda yanlarında yer alacağız. Evlenecek gençlerimize, faizsiz, ilk 2 yıl ödemesiz, 4 yıl vadeli 150 bin lira kredi vereceğiz. Daha pek çok kalemdeki desteklerle hem aile yapımızı yoksulluk ve sapkınlık tehdidinden koruyacak, gençlerimizin yanında olacağız.
“SIĞINMACILAR KONUSUNDA CHP GENEL BAŞKANI’NIN YAPTIĞI GİBİ YAPAMAYIZ”
* Sığınmacılar konusunda da CHP Genel Başkanının yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine asla başvurmayacağız. Asırlardır mazlumların sığınağı olan bu ülke, bir daha Boraltan Köprüsü faciası gibi utanç sahneleri yaşattırmayacağız. Ne diyorlardı? Bizi Emrenilerin eline bırakmayın. Türklere söylüyor. İnönü dönemi… Bizi siz öldürün ama Ermenilere bırakmayın… Boraltan faciası budur… ama bunu görmezden geliyorlar. Sığınmacılara uyguladıkları bu… Suriye’nin kuzeyinde yaptığımız evlerle 600 bin sığınmacıyı o evlere taşıdık taşıyoruz. Katarla yaptığımız bir iş birliği ile de 1 milyon sığınmacıyı o konutlarda iskan edeceğiz. Bunlar savaştan kaçtı, bizim de başımıza gelebilirdi. Bize sığınanlara bay bay Kemal’in yaptığını yapamayız, bu zihniyet bir terörist zihniyetidir. Sığınmacıların gönüllü, onurlu bir şekilde vatanlarına geri dönüşünü sağlayacağız.
* Almanya, Amerika; Suriyeli muhacirleri alıyor. Bizim Alaska Türklerini de aldılar. Biz bi Amerika, Almanya, Fransa kadar bu tür muhacirlere kapımızı açamayacak kadar sıradan bir ülke miyiz ya?