Avusturya’da, ABD’nin talebi ile tutuklanan Sezgin Baran Korkmaz’ın ‘Digor’ isimli lüks özel jetinin Bakırköy 2. İcra Dairesi tarafından satıldığı ortaya çıktı. Jeti alan ismin ise Aaron Goldsmith adını alan Reza Zarrab olduğu öne sürüldü.
Bir dönem, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarında adı geçen ve para akladığı iddiasıyla ABD’nin talebi ile Avusturya’da tutuklanan Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili dikkat çeken bir iddia gündeme geldi.
UÇAĞI SATILDI
Airporthaber’in aktardığına göre; iflas eden Borajet Hava Yolları’nın da sahibi olan Sezgin Baran Korkmaz’ın el konulan özel uçağı Bakırköy 2. İcra Dairesi tarafından satıldı.
Borajet Havayolları, 2016 yılının son günlerinde ABD’de yaşamını sürdüren işadamı Yalçın Ayaslı tarafından SBK Holding’e satılmıştı. Sezgin Baran Korkmaz’ın sahibi olduğu SBK Holding bünyesinde 2017 yılının Nisan ayına kadar uçuşlarını sürdüren Borajet, daha sonra ani bir kararla yeniden yapılanma sürecine girildiği belirtilerek uçuşlarını durdurduğunu açıklamıştı.Şirket bünyesinde bulunan TC-YYA kuyruk tescilli Bombardier Global XRS tipi business jet Bakırköy 2. İcra Dairesi tarafından satışa çıktı.
Toplam uçuş süresi 3317 saat olan “Digor” isimli uçak açık artırma usulü ihale ile yeni sahibini buldu.
ABD’li bir yatırımcı tarafından alınan uçağın bakım ve evrak işlemlerinin tamamlanmasından sonra teslim edileceği öğrenildi. İlk olarak 21 Şubat 2022’de vergiler dahil yaklaşık 70 milyon TL’den satışa sunulan uçağın ilk ihalede beklenen teklifin gelmemesi üzerine ikinci ihalede yeni sahibini bulduğu belirtildi.
‘REZA ZARRAB’ İDDİASI
Öte yandan iddialara göre; Sezgin Baran Korkmaz’ın eski uçağını ABD ile anlaştıktan sonra Aaron Goldsmith adını alan ve ABD’de at çiftliği işleten Reza Zarrab’ın aldığı ifade edildi.
Reza Zarrab, 2016 yılında İran’a uygulanan ambargoları delme suçlamasıyla ABD’de tutuklanan ve 2017’de itirafçı olduktan sonra tahliye edilmişti.
ATATÜRK HAVALİMANI’NDA BEKLİYOR
Uçak yeni sabihinin alması için Atatürk Havalimanı’nda E kapısında bulunan 11 nolu hangarda bekliyor. Sürecin ABD Adalet Bakanlığı kontrolünde sürdürüldüğü ve işlemlerin ABD merkezli bir fon tarafından üstlenildiği öğrenildi.