Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklamasının ardından tepkilerin odağı haline gelen Sinan Oğan ‘makam’ talebine yönelik tartışmalarla ilgili konuştu. Oğan, “Talebim olsaydı Kılıçdaroğlu hepsini yapmaya hazırdı” diye konuştu. Erdoğan’dan ‘makam talebi’ olup olmadığı sorusuna ise Oğan, “Pazarlık olmadı, ilkeler çerçevesinde buluştuk” yanıtını verdi.
Dağılan ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Oğan, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini bildiğini söyledi.
Destek sürecine ilişkin “Plan tıkır tıkır işliyor” diyen Sinan Oğan, “Desteğim ciddi oy getirecek. AK Parti’ye katılmayacağım” açıklamasında bulundu.
“HAKARET EDENLERE DAVA AÇACAĞIM”
Oğan, Erdoğan’ı desteklemesinin ardından kendisine yöneltilen eleştirilere dair şunları söyledi:
“Türkiye’deki bu linç kültürünü mutlaka tedavi ettirmemiz gerekiyor. Bu linç kültürünü çok tehlikeli buluyorum. Eleştirilere değil, ama hakaret edenlere dava açacağım.”
“YAVAŞ ADAY OLSAYDI, ADAY OLMAYACAKTIM!”
Oğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ‘Kemal Kılıçdaroğlu’ndan makam talebi’ olduğu yönündeki açıklamasına ise, şöyle yanıt verdi:
“Sayın Yavaş benim dostumdur. Bu seçim sürecinde de kamuoyuna deklare ettiğim fikirlerim vardı. Eğer Yavaş aday olsaydı, ben aday olmayacaktım. Eğer bir Türk milliyetçisi aday olsaydı, ben aday olmayacaktım. Ben 3 sene önce ‘Bir Türk milliyetçisi aday olursa ben aday olmayacağım’ dedim. Ve Türk milliyetçilerini adaysız bıraktılar. Ben 3 yıldır bu yönde çalışmalarımı sürdürüyorum. Sinan Oğan gönüllüleri bizim 3 yıldır ne yaptığımızı gayet iyi biliyor. 3 sene boyunca toplantılar yaptım. Orada bunları anlatmıştım, Siyasetin merkezine Türk milliyetçilerini oturtmalıyız ve HDP’yi Türk siyasetinin merkezinden uzaklaştırmalıyız. Biz bunları başardık.
“KILIÇDAROĞLU İLE BİR TELEFON GÖRÜŞMEM OLDU”
Sayın Yavaş aday olmadı, Kılıçdaroğlu oldu. Daha doğrusu adaylığını diretti ve herkese kabul ettirdi. Kılıçdaroğlu ile oturduğumuzda çok şey konuşuldu. Ben ‘Tabanınızı nasıl ikna edeceksiniz? Parlamentonda ağırlığınız yok’ dedim. Ben bir Kılıçdaroğlu bir de Davutoğlu ile görüştüm. En son Kılıçdaroğlu ile bir telefon görüşmem oldu. Ben de Sayın Özdağ ile randevusu olduğunu, bu konuları Özdağ ile konuşabileceğini söyledim.
“BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN MAKAM TALEP ETMEK DEĞİL”
Benim taleplerim olsaydı Kılıçdaroğlu hepsini karşılamaya hazırdı. Benim için önemli olan bir makam, mevki talep etmek değil. Temel konu; ben ikna olmadım. Bu seçimin HDP desteği olmadan alınabileceğini… Açık açık konuştuk. Ben aslında büyük bir fedakarlıkta bulundum. Yoksa ülke bir felakete sürüklenirdi. Yoksa pazarlıklar da yapılırdı, cumhurbaşkanı yardımcılıkları da alınırdı… Eğer Sayın Yavaş yanlış anlamışsa tekrar ifade edelim….”
“PAZARLIK OLMADI, İLKELER ÇERÇEVESİNDE BULUŞTUK”
Sinan Oğan, Erdoğan’dan ‘makam’ talebi olup olmadığı yönündeki soruya ise, şu yanıtı verdi:
Erdoğan’dan benim hiçbir talebim olmadı, makam mevki anlamında. Sayın Kılıçdaroğlu bunları verebileceğini söyledi. Ama ben dediğim gibi, önce ikna olmalıydım, ama ikna olmadım. Ben ikna olmayınca bunların hiçbir anlamı kalmadı. Öyle iddia edildiği gibi; ben kendisinden randevu talep etmedim. Sayın Erdoğan’ın özel kalem müdürü aradı ve böyle bir talebin olduğunu söyledi. Ben de İstanbul’daydım, adabına uygun bir biçimde ‘Olabilir’ dedim. Bundan önce Erdoğan’ın görevlendirdiği bir isimle görüşmem olmuştu. Karşılıklı ‘Şunu yapalım, bunu yapalım’ olmadı. Ortaya ilkeler koyduk, bu ilkeler Sayın Erdoğan tarafından kabul edildi.
“BENİM BİR BAKANLIK TALEBİM YOK”
‘O an geliyor’ diye bir Twitter hesabı var. O ilkeleri madde madde konuştuk. Ortada pazarlık değil, ilkeler var. Bu ilkeler hem Millet İttifakı tarafından hem Cumhur İttifakı tarafından kabul edilmiş ilkeler. Anayasa’daki ‘Türklük’ maddesi olarak bilinen madde Babacan’ın partisi tarafından çıkarılmak istendi. Millet İttifakı’na bunu dayatmak istiyor. Özdağ da Millet İttifakı’na madde 66’yı kabul ettirdi. Afet Bakanlığı’nın kurulması bir pazarlık değil ki. 11 sene önce Meclis’e kanun teklifi önermiştim. Benim bir bakanlık talebim yok. 2015 senesinde Binali Yıldırım beni davet etti, o zaman gitseydim zaten bakan olurdum süreç içerisinde. Benim hiç öyle derdim yok. Bana haksızlık yapılıyor.”