Soruşturma fırtınası sürüyor… İmamoğlu’na “gözünün üstünde kaşın var” soruşturması aranan kan olacak mı?

ekrem imamoğlu 1
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında İmamoğlu’na Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı’ya yönelik, “‘arkadaş’ demek suretiyle  suç işlemeye tahrik” suçundan dava açılması talebiyle ön incelemenin sürdüğünü belirttiği yazısında, İmamoğlu’nun, İstanbul’u kazandıktan hakkında başlatılan teftişlere dikkat çekti. Saymaz, iktidarın aradığı kanın, İmamoğlu, 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı iken verilen “Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi” ihalesi bulunduğunu ancak o ihalede İmamoğlu’nun ne imzası, ne onayı ne de ek sözleşme onayı olduğunu yazdı…

25 Ekim 2022’de, “Tuzla İleri Biyolojik Arıtma Tesisi 3. Etap Açılış Programı”nda, Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı ile İmamoğlu arasında bir gerginlik yaşanmıştı. İmamoğlu, yaptığı konuşmada, “Arkadaşlar, o arkadaş burayı germeye gelmiş, bırakın. Sakin, nezaketsiz, bakın arkadaşlar müsaade edin. Bir sakin olun. Vatandaşlarımız buraya döner misiniz? Lütfen, lütfen… Bakın provokasyon devam ediyor. İlgilenmeyin, kötü söz sahibine aittir” ifadelerini kullanmıştı.

Yazıcı, dilekçesinde İmamoğlu’nun, “O arkadaş burayı germeye gelmiş. Nezaketsiz. Provokasyona devam ediyor. Kötü söz sahibine aittir” diyerek, infiale yol açtığını, kalabalığı yönlendirdiğini ileri sürdüğünü aktaran Saymaz, “Ancak Türkçe’yi sözlük yardımı olmadan anlayanlar bilecektir ki ‘Kötü söz sahibine aittir’ sözüyle kalabalıklar yönlendirilmez, ancak sakinleştirilir” görüşünü ifade etti.

Aynı dilekçede, “Seçilmiş belediye başkanına ‘arkadaş’ şeklinde hitap etmek dahi başlı başına bir aşağılama sözüdür” diye yazdığına dikkati çeken Saymaz, “Doğrusu, ‘arkadaş’ ifadesinin aşağılama için kullanıldığını ilk kez bu dilekçede okuyorum. Gerçi kime yönelik olarak ifade edildiği belli olmayan ‘ahmak’ için İmamoğlu’na ceza verilmişken, ‘arkadaş’ ifadesi için pekala hakaretten dava açılabilir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Saymaz’ın yazısından ilgili bölüm şöyle:

Sekiz yıl önceki taşıma ihalesi

İmamoğlu, İstanbul’u kazandıktan bir yıl sonra İBB’de ve eski görev yeri olan Beylikdüzü Belediyesi’nde teftiş başlatıldı.



Arandı, tarandı ve nihayet…

2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanıyken verilen ‘Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi’ ihalesi bulundu.

Şartnameye göre yüklenicinin TURSAB (A) Seyahat Acentası İşletme Belgesi sahibi olması gerekiyordu.

İddia o ki…

İhaleyi alan ‘Elapro’ adlı şirket kendi yerine ‘Efege Tur Turizm

adına belge verdi. Ve belge işe başlama tarihinden iki ay sonrasına aitti. Sonuçta, evrak yok değil, vardı.

Buna rağmen şirkete ceza uygulanmadığı; ihalenin, şartnamede belirtilen niteliklere sahip olmayan bir şirket lehine sonuçlandırıldığı ileri sürülüyor.

Diyelim ki, öyle.

İhale, İmamoğlu’nun yakınlarına mı verilmiş?

Hayır, bu yönde bir iddia yok.

İmamoğlu, ihaleden rant mı elde etmiş?

Asla!

Hal böyleyken bu, dosyadaki birinci eylem olarak gösteriliyor.

İkinci eylem gelirsek:

Teklif edilen bedelin yüzde 50’sinden az olmamak üzere ihale konusu veya benzer işlere ilişkin iş deneyimi gösteren belgelerin sunulması gerekiyor. Ancak Elapro’nun teklif zarfında belgeye rastlanmadığı öne sürülüyor.

Gel gör ki…

Sanık avukatları, Elapro’nun sözleşme ve faturalar sunduğunu belirtiyor.

Savcılık ne savunmayı ne de kanıtları görüyor.

İddianamede bu iki işlemin Beylikdüzü Belediyesi’ne ne kadar maddi zarar verdiği belirtilmiyor. Çünkü bir kamu zararı bulunmuyor. Oysa ihaleye fesat karıştırmaktan söz etmek için kamu zararının doğmuş olması gerekiyor.

İddianamede bile “bir kişinin cezalandırılabilmesi bakımından kamu kurum veya kuruluşunun ihaleye fesat karıştırma sonucunda zarar gördüğünün tespit edilmesi gerekmektedir” diye yazıyor.

Asgari ücret farkı olan 250 bin lirayı kamu zararı yaptılar

Ancak İmamoğlu’nu ihaleye fesat karıştırmakla suçlayabilmek için acınası bir yöntem izleniyor.

Elapro ile imzalanan sözleşmeden üç yıl sonra, 26 Şubat 2019 tarihinde, asgari ücretlere gelen zamlardan ötürü değişen maliyetlerin eklenmesi için ek sözleşme yapılıyor.

Fark ne kadar?

Altı üstü 250.086,50 TL!

Savcılık, sözleşmenin mahkeme yoluyla olağan üstü koşullara uyarlanması gerekirken, ek sözleşme yapmak suretiyle kamunun zarara uğratıldığını ileri sürüyor.

İmamoğlu’nun imzası ve onayı yok

İhalesinde İmamoğlu’nun imzası ve onayı var mı?

Yok.

Ek sözleşmede?

O da yok.

Zaten İmamoğlu, o tarihte İBB adayıydı.

Avukatı Kemal Polat da İmamoğlu’nun ihalelere ait belgelerde imzasının yer almadığını, belgelerin düzenlenmesinde katkısının olmadığını, talimat verdiğine ya da yönlendirdiğine dair delil bulunmadığını söylüyor.

Buna rağmen savcılık, İmamoğlu’nu evraklarına imza atmadığı ihaleden sorumlu tutuyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Bu Yazıya Tepki Ver