Soylu ve İmamoğlu arasında ‘haddini bildiririm’ polemiği! “Sen kime hava atıyorsun şu an?”

süleyman soylu

Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan SS kitabında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında büyük kriz çıktığı belirtildi.

Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın SS kitabı Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili çok sayıda haber ve bilginin yer aldığı kitap son döneme ışık tutuyor. Soylu’nun fotoğraf arşivinden, suç örgütü lideri Sedat Peker’in ifşaatlarına kadar bir çok konuya kitapta detaylıca yer verilmiş.

Daha önceki kitapları binlerce satan Terkoğlu ve Pehlivan’ın, SS’i de hem kızdıracak hem de bilgilendirecek. Bugün çıkan kitapta yer alan haberler Türkiye’de de ses getirecek.

Kitapta yer alan en önemli kısımlardan biri İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasındaki kriz. SS’de yer alan bilgiye göre İmamoğlu ile Soylu defalarca görüşmüş. İkili arasında yapılan her görüşmede de kriz çıktığı belirtiliyor. Hatta görüşmelerin birinden İmamoğlu’nun eski danışmanı Murat Ongun da payını alıyor.

Kitapta İmamoğlu ve Soylu arasındaki kriz şu şekilde yer alıyor:

“”Sen kime hava atıyorsun şu an? Aç hoparlörü de duysun herkes…”

Karşılıklı çok ağır ifadelerin kullanıldığı dakikalar tam da bu sözden sonra başladı. Ama öncesi vardı…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) terör soruşturması başlatılınca, Başkan Ekrem İmamoğlu ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasındaki polemiğin dozu da arttı.

28 Aralık 2022 tarihinde kameralar karşısına geçen Soylu, İmamoğlu’na dair şu iddialarda bulundu:

“CHP’de kaybettiği itibarı bizlere saldırarak, meseleleri demagojiyle anlatmaya çalışanlar boşuna çırpınış içindedir. Bu bahsedilen kişi, İmamoğlu saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana, ‘CHP Genel Merkezi beni sevmiyor, bana yardımcı olur musunuz’ diye ricası olmuştur. Biz ‘kanun ne gerektiriyorsa yaparız’ dedik ve yaptık. İşine geldiğinde alttan almasını bileceksin, diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin”

İmamoğlu ise Soylu’nun bu iddiasına Twitter’dan yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da etiketleyen İBB Başkanı şöyle dedi:

“Bakan Soylu ‘Saygılarımla’ diyerek kendisini aradığımı ve yardım istediğimi söylemiş. Bu kuyruklu bir YALAN! İstihbarat sende, telefon takibi sende, tüm bilgilere erişme gücün var. Bunu ispat edersen ben, edemezsen sen istifa etmelisin.

“HODRİ MEYDAN”

Soylu’nun, iddiasına ispat isteyen İmamoğlu’na yanıtı ise oldukça tartışma yarattı: “Defalarca arama yapıp şahsımla görüşme yaptığı, her şeyden önce Cenab-ı Hakk’ın kayıtlarında ve sonrasında beşer olarak bizlerin ve kendi zihninde mevcuttur.”

Konu o kadar büyük ki… Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu ile yaptığını iddia ettiği görüşmelere dair sayı da verdi:

“Bugüne kadar 40 arama gerçekleştirilmiş. Bir kişinin niye yalancı olduğunu söylemek için ifade ediyorum. 20 tanesinde karşılıklı görüşme yapılmış. Bütün arama kayıtları var, hangisi cevapsız, hangisi cevaplı. Bunun 29 keresini karşı taraf aramış, 11’inde de ben geri dönmüşüm. 20 tanesinde görüşülmüş. Bunun 3 tanesi de insani, taziye telefonu. O da bir tanesi yarıda kesildiği için, herhalde tekrar görüşme olmuş. Bunlar olabilir mi? Olabilir. Niye yalan söyleme gereği duyuyorsunuz?”

Gözden kaçmasın…

Kendisi mi kaydetti aramaları, bilmiyoruz. Lakin “HTS kaydı” diye bilinen iletişim bilgilerine ulaşmak ancak mahkeme kararıyla mümkün. Hal böyleyken, İçişleri Bakanı’nın bu ayrıntılı sayıları hangi veriye dayanarak söylediği şüpheli.

İKİ İSİM NELER KONUŞTU?

Peki, İmamoğlu hiç görüşmedi mi Soylu ile?

Görüştü. İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’a sorduk…

Zira İmamoğlu, Soylu gibi önemli isimlerle görüşmesi durumunda Ongun’a da “hafızanda kalsın” diye mesaj atar ve onu bilgilendirirdi.

Ve o da hatırladığı görüşmeleri olay olay bize anlattı.

İlk temas 26 Eylül 2019’da yaşanan 5.8 büyüklüğündeki deprem sonrasında gerçekleşti. Silivri açıklarında yaşanan deprem sonrası İBB Başkanı ile İçişleri Bakanı arasında bir telefon trafiği yaşandı.

Ne zaman ki pandemi başladı…

İBB tarafından “Birlikte Başaracağız” adlı bir bağış kampanyası yürütüldü. Amaç İstanbul’da yaşayan ihtiyaç sahibi insanlara yardım etmekti. Gelin görün ki, 6 farklı bankada toplanan yardım paralarının bulunduğu hesaplar İçişleri Bakanlığı tarafından donduruldu. İki yıl bloke halde bulunan 6 milyon 212 bin 515 TL’lik yardım parası daha sonra İstanbul Defterdarlığı’nın kasasına aktarıldı.

İşte İçişleri Bakanlığı’nın o yardım kampanyasını durdurması sürecinde, Bakan Soylu ile Başkan İmamoğlu arasında bir telefon görüşmesi daha oldu. İmamoğlu aradığı Soylu’ya özetle “Sayın Bakan fakir fukaranın paralarına neden dokunuyorsunuz” dedi.

2020 yılının mart ayı…

Yani yine pandeminin en yoğun zamanları…

İçişleri Bakanlığı’nın salgınla mücadele kapsamında aldığı kararla, toplu taşıma araçlarına taşıma kapasitesinin yüzde 50’si oranında yolcu kabul edilecekti.

İBB sözcüsü Murat Ongun da bu oranın otobüslerde yoğunluk yaratacağını göstermek için bir video çekti. Özetle, 50 kişilik İBB personeliyle birlikte otobüse binerek, İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine göre oluşan tehlikeli manzarayı ortaya koydu.

İşte o videonun yayımlandığı gece yarısı 00.10 gibi Ekrem İmamoğlu’nun telefonu çaldı. Arayan İçişleri Bakanı Soylu çok öfkeliydi. İBB Başkanı’na “Elemanına haddini bildireceğim. O Murat Ongun’un hakkından geleceğim.” dedi. İmamoğlu’nun yanıtı ise “Bir yanlış varsa, kendi personelimin haddini ben bildiririm. Sıkıntınız ne, onu söyleyin.” oldu.

İBB cephesinin iddiasına göre, Soylu ve İmamoğlu arasındaki sonraki iletişim yüz yüze oldu. Uzun süre tartışılan Adalar’daki faytonlar sonunda yasaklanmış ancak başka bir kriz doğmuştu. İBB tarafından yurtdışından getirilen 60 elektrikli araca, Adalar Kaymakamlığı bir türlü ruhsat vermiyordu.

İşte tam o günlerde…

Soylu 19 Temmuz 2020’de İmamoğlu’nu aradı ve Ankara’ya davet etti. Bunun üzerine, o sırada Bodrum’da olan İmamoğlu hemen başkente gitti. Saat 15’te başlayan görüşme yaklaşık 3 saat sürdü.

O kritik buluşmada İmamoğlu’na göre bir mizansen de yaşandı.

Zira…

Birden Bakan Soylu’nun telefonu çaldı. Soylu’da arkasında asılı olan Erdoğan fotoğrafını işaret parmağıyla göstererek “yukarısı arıyor” dedi. Ardından telefonunu aldı ve odadan dışarı çıktı.

Döndüğünde ise Bakan’ın ağzından “müsaade çıktı” sözü döküldü. İmamoğlu garipsedi ama yine de “teşekkür ederiz” dedi. Soylu ise yine Erdoğan portesini göstererek “ona teşekkür edin” yanıtını verdi.

KÜFÜRLEŞMEYE VARAN TARTIŞMA

Ve iddia edilen son telefon görüşmesi…

Tarih: 11 Haziran 2021

Ekrem İmamoğlu, Kocaeli Vali Yardımcısı Suat Yıldız’ı İBB ekibine katmak istiyordu. Yıldız İSKİ’ye genel müdür yardımcısı olacaktı ancak İçişleri Bakanlığı bu geçişi bir türlü onaylamıyordu.

Sonunda İmamoğlu Bakan Soylu’yu arayıp, çözüm bulmak istedi. Bakan’a “Destek olmanızı istiyoruz” dedi. Soylu’nun yanıtı ise “Hem bakanlara hakaret ediyorsun hem de destek istiyorsun” olacaktı.

İşte o an sanki Karadenizlilik devreye girdi. İmamoğlu “Sen kime hava atıyorsun şu an? Aç hoparlörü de duysun herkes…” dedi Soylu’ya.

Ve çok sert, zaman zaman küfürleşmelere yakın bir diyalog geçti iki isim arasında.

Kuşku yok ki, eksiklerde vardır bu listede…

Gerçek görüşme sayısı kaç, devletin gizli olması gereken kayıtlarında saklıdır.

Lakin bilinen şu ki; İmamoğlu cephesi “CHP Genel Merkezi beni sevmiyor, bana yardımcı olur musunuz?” diye ricacı oldukları iddiasını kesin olarak reddediyor.

MOBESE KAMERASININ NUMARASI TESPİT EDİLDİ

İktidarın İBB ve yöneticileriyle mücadelesi öyle bir noktaya geldi ki…

Mahrem bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmasına kadar vardı mesele.

Hatırlayan vardır, 24 Ocak 2022’de İstanbul’da yoğun bir kar yağışı yaşandı. İşte o anlarda AKP’nin medya ayağında ciddi bir operasyon süreci başlatıldı. Önce İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott ile kar yağışı sırasında yemek yediği bilgisi sızdırıldı.” Doğruydu, gün boyunca İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde olan İmamoğlu, ardından İstanbul’da planlanmış bu resmi yemeğe katılmıştı.

Lakin, bu bilgi nereden biliniyordu? Dahası, yemeğin olduğu mekânın bulunduğu sokağa araçların giriş ve çıkış anlarına ait görüntüler nasıl oluyordu da sosyal medyada yayımlanabiliyordu? Eski adıyla MOBESE yeni adıyla Kent Güvenlik Yöne tim Sistemi (KGYS) görüntüleri  AKP’li “gazetecilerin” eline nasıl geçmişti? Bu yöntemler Fethullahçılar döneminde bırakılmamış mıydı? Bırakılmamıştı.

İBB cephesi de bu skandalın peşini bırakmadı. İsmail Küçükkaya’nın sunduğu “Çalar Saat” adlı programda konuya dair açıklama yapan İmamoğlu, Bakan Soylu’ya şöyle seslendi: “Sayın Bakan, sen MOBESE kamerası için mi İstanbul’a geldin? İstanbul’a gelip MOBESE’de kestirilen kayıt ve bu süreci yönetmek için mi İstanbul’a geldin? “Süleyman Soylu’nun İmamoğlu’nun sorularına yanıtı ise tek cümleydi: “Dedikodu değil, iyiliğin zamanı.”

İBB’nin avukatları meseleyi hukuk alanına da taşıdı. İstanbul Valiliği’nden İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’ndan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na kadar birçok yere dilekçe yazıldı, suç duyurusunda bulunuldu. Hatta ve hatta, sızdırılan görüntüleri çeken MOBESE kamerasının numarası bile IBB tarafından tespit edildi, yargının masasına konuldu: 027-G-34SRY-0!

Sonuç: Ya yanıt verilmedi ya da dava açılması talebi reddedildi. İBB ise tüm başvuru yolları tükenince süreci Anayasa Mahkemesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımayı. planlıyor.

“MEMLEKETE HOŞ GELDİN” TEZGAHI

Sadece İmamoğlu değil, onun yakın çalışma arkadaşları da hedefteydi.

İBB’nin yoğun karla mücadelede yeterli olmadığını savunan AKP medyası, İBB Sözcüsü Murat Ongun’un da o da İsviçre’nin Cenevre kentindeki bir kayak merkezinde tatilde olduğunu ileri sürdü. Edindiğimiz bilgiye göre ise Cenevre’de değil, Fransa’nın Bourg-Saint-Maurice adlı beldesindeydi. Ongun, Haber Global’de Buket Aydın’ın programında “Kar yağarken neden tatilini iptal etmedi?” eleştirilerine şöyle yanıt verecekti: “Ucuz olsun diye 7-8 ay öncesinden rezervasyon yaptırmıştım. Nereden bilebilirim İstanbul’a kar yağacağını. Eşim ve iki çocuğumla gittim.” Kuşku yok ki, eleştirilebilir bu durum.

Ancak burada tartışılması gereken önemli noktalardan biri de şuydu: Birinin hangi ülkeye uçtuğu bilgisi nasıl oluyordu da medyaya sızdırılıyordu? Murat Ongun, bu skandaldan Türk Hava Yolları’nın Basın Müşaviri Yahya Üstün’ü sorumlu tutuyordu. Zaten Üstün hakkında suç duyurusunda bulunduğunu da açıkladı.

Açıklamadığı ise 28 Ocak 2022’de Yahya Üstün’le telefon mesajı üzerinden yaptığı tartışmaydı. Ongun Üstün’e mesaj yoluyla “bunun unutmam, haberin olsun” dedi. İşin bilinmeyen çok daha çarpıcı bir tarafı daha vardı. Murat Ongun İstanbul’a Fransa üzerinden gelecekti. Geliş günü ve saati, yine iktidar tarafından biliniyordu. Bilindiği için de bir tezgâh hazırlığı yapıldı.

Lakin, Ongun da Türkiye’ye dönünce neler yaşayacağının haberini almıştı. İstanbul Havalimanı’na televizyon kameraları gönderilecek, bazı seçilmiş insanlar Ongun’a sataşacak ve hatta… Tam havalimanından çıkacakken İBB Sözcüsü’nün eline, üzerinde “Memlekete hoş geldin” yazılı bir çiçek tutuşturulacaktı. İBB cephesi, bu organizasyonun perde arkasında Süleyman Soylu’nun parmağı olduğunu düşünüyordu.
“Ankara’ya in” tavsiyesine rağmen, Murat Ongun İstanbul’a inme kararı aldı. Ana çıkış yerine, ailesiyle birlikte özel uçakların kullanıldığı Genel Havacılık Terminali’nden çıkması sağlandı. Böylece, hazırlanan tertip gerçekleşmedi. İddia o ki, o gün den sonra İçişleri Bakanı Soylu’nun baskısıyla Genel Havacılık Terminali’nden aile geçişlerinde daha sıkı kurallar getirildi.

İBB’DEKİ GÜVENLİK KORKUSU

Bir çarpıcı detayla daha sonlandıralım bu bölümü…

13 Kasım 2022’de İstanbul Taksim’de bir terör saldırısı yaşandı. 6 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı. Bombalı saldırıyı Suriye uyruklu Ahlam Albashir’in gerçekleştirdiği tespit edildi. Bunları biliyorsunuz… Hemen sonrasına dair bilmediğiniz ise şu: Saldırı sonrası İstiklal Caddesi’ne gidenlerden biri de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ydu. Lakin, olay yerine bir türlü alınmadı. Öyle ki, polisler önünde siper oldu, bariyerler çekildi.

İddia o ki, talimat İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden verilmişti. İmamoğlu o anda öyle öfkelendi ki, “Ben istesem içeri 50 defa girerim. Devlet ahlakı kalmadı, ayıp yahu” diye bağırmaya başladı. İmamoğlu bariyerin diğer tarafından İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’a da seslendi: “Polisimize yazık ediyorsun. İçeride itfaiye var, amiri olan beni dışarda tutuyorsun.” Ekliyordu: “Emniyet Müdürü emniyet sorunu oldu!”

İşin daha da garibi…

“Yeliz” lakabıyla bilinen AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın bile olay yerine girmesine izin verilmişti. O gün Taksim’de karşılaşan Çamlı ve İmamoğlu’nun birbirlerine karşı çok ağır sözler ettiğini de söyleyelim. Direncin başarıya ulaştığını ve İmamoğlu’nun geç de olsa terör saldırısının yaşandığı yere girebildiğini de ekleyelim.

Bakınız…

Bu kitap yazılırken, İBB’deki kritik toplantılarda “jammer” diye adlandırılan sinyal kesici kullanılıyordu. Hatta belediyenin makam odalarında düzenli “böcek” araması da yapılıyordu. Çünkü Türkiye’nin en büyük kentini yönetenler, İçişleri Bakanlığı’nın kendilerini illegal şekilde dinlediğine inanıyordu.

İBB yönetimi kendisini öyle tehlikede hissediyordu ki…

Bir gün…

Güvenliği ölçmek için gizli bir test de yapıldı. Önceden hazırlanan, bombaya benzeyen kablolu bir düzenek belediye binasından içeri sokuldu. Herhangi bir engelleme olmadığı görülünce de tüm güvenlik sistemi baştan aşağı yenilendi.

Dememiz o ki….

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul’u kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz” sözü boşa değil. Gereğini yapmayı da en çok İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kendisine görev biçmişti. Gelgelelim, iktidarın sınırlarını bile zorlamıştı. Farkında mısınız? Kendi ikballerini ülkenin güvenliğinin yerine koyanlar ülkeyi de kendilerini de ateşe atıyor aslında.”