Süleyman Soylu FETÖROMAN dosyasını gösterdi: “Türkiye Cumhuriyeti devletini boş beleş bir devlet zannedenler yanılırlar”

süleyman soylu fetöroman

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun uyuşturucuyla ilgili iddialarına yanıt verdi. “Geleneksel bir iftira ve yalan siyasetiyle, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmeliyim” diyen Soylu, programda kırmızı bir dosya gösterdi. Soylu, “Bu bir FETÖ roman. Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ilişkisini ortaya koyan. 32 basamak bir FETÖ ilişkisi. Türkiye Cumhuriyeti devletini boş beleş bir devlet zannedenler yanılırlar” ifadelerini kullandı.

Soylu, TV100 kanalında canlı yayınlanan programda gündemi değerlendirdi, soruları yanıtladı. Bu yılı “Afet Tatbikat Yılı” ilan ettiklerini anımsatan Soylu, 12 Kasım’da yapılacak deprem tatbikatına ilişkin olarak, “Her türlü saldırıya karşı aslında Türkiye’nin hazırlıklı olmasını ortaya koyan bir tatbikattır” dedi. Tatbikatta insansız hava araçlarının da kullanılacağını belirten Soylu, tatbikat sırasında TRT’de altyazı, radyolarda ise anonsla tatbikat yapıldığı bilgisinin paylaşılacağını söyledi.

Envanterdeki 18 helikopterden 4’üne gece görüş kabiliyeti kazandırıldı

Soylu, geçen yaz aylarındaki orman yangınları sırasında kullanılan kolluk kuvvetlerinin envanterindeki 18 adet Mi-17 helikopterinden 4’üne gece görüş imkan ve kabiliyeti kazandırdıklarını, Nisan 2023’e kadar diğerlerine de bu özelliğin kazandırılacağını bildirdi.

Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu iddialarına “Dezenformasyonla karşı karşıyayız” dedi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu ve mafya gruplarıyla ilgili iddiaları konusundaki soru üzerine Soylu, “Ana muhalefet lideri maalesef hezeyanlar içerisinde. Her daim bu tip iddialar ortaya koyuyor. Altı boş, herhangi bir tutarlılığı, dayanağı olmayan ve bir olaydan mülhem, yani neşet eden hadiseleri sanki bütün her şey onun içerisindeymiş gibi anlatmaya çalışan, siyasetini iftira ve yalana dayandıran bir anlayışı söz konusu. Sadece o değil, kendi arkadaşları da öyle. Yani geleneksel bir iftira ve yalan siyasetiyle, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmeliyim” yanıtını verdi.

“Yurt içindeki terörist sayısı 120’nin altında”

ABD ve Avrupa’nın, Türkiye sınırında, Hakurk’tan Afrin’e kadar terör koridoru kurmak ve PKK/PYD’yi buranın hakimi yapmak istediğini ifade eden Soylu, Türkiye’nin de düzenlediği harekatlarla buna müsaade etmediğini söyledi. Türkiye’nin terörle mücadelesinin yurt içinde de sürdüğünü dile getiren Soylu, “2015 yılında 5 bin 558 kişi dağa çıktı. Şu anda yıllık 50 seviyesinde bunlar. Bu yok demektir. Yani 100’ün altı yok demektir, yok hükmündedir” dedi.

Yurt içindeki terörist sayısının 120’nin altında olduğunu belirten Soylu, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyet’in ikinci asrına geçerken Türkiye içerisinde kırsalda bir tek teröristin kalmayacağını söyledi.

Soylu, devam eden Eren-Abluka Kış Operasyonları sırasında dün Bitlis Sehi ormanları bölgesinde terör örgütü PKK’lı teröristlerce kullanılan 3 mağara tespit edildiğini ve buralardaki aramalarda, çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildiğini anlattı.  Teröristlerin Türkiye’deki yaşam süresinin 2 yıl olduğunu kaydeden Soylu, bunun farkında olan teröristlerin Türkiye’ye gelmek istemediğini dile getirdi.

“Terör örgütü kendini muhafaza edebilmek için kimyasal silah yalanını uydurmuştur”

Türkiye’nin terörle mücadelesinde birtakım iddialarla karşılaşıldığını belirten Soylu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarının 1996’da başladığına işaret etti. Soylu, şöyle devam etti:

“17 Nisan 2022’de Zap’ta, ki Zap çok önemli bir yerdir, TSK büyük bir başarının altına imza atmaktadır. Zap demek, terör örgütü PKK’nın kalbi demektir, Türkiye’ye en yakın işlevsel noktasıdır, hem aktarım noktasıdır hem eğitim noktasıdır hem kalış noktasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti aldığı kararla oraya operasyon düzenlemiştir. Bu operasyonun adı Pençe-Kilit Operasyonu’dur. Bu operasyonu akamete uğratabilecek için ve terör örgütü kendini muhafaza edebilmek için kimyasal silah yalanını uydurmuştur. Bu bir iftiradır. Peki bu iftira neyin üzerinden geldi? Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı diye aklıevvel, bu ülkeye karşı husumet besleyen, başkalarıyla iş birliği içerisinde bulunan bir şahıs tarafından geldi. Buradaki mantık şu, örgüt sıkıştı, can havliyle bağırıyor, ‘Ey Amerika, ey Amerika’nın Türkiye’deki müttefikleri, ey onların evlatları, ey besledikleri, ey Amerika’nın Türkiye’deki operasyon çocukları, ne olursunuz, bana sahip çıkın’ diyor ve ses nereden geliyor? Türk Tabipler Birliği Başkanı’ndan geliyor.”

“Bu gerçek bir FETÖROMAN”

Kılıçdaroğlu’nun, “Süleyman Soylu’nun fotoromanı var” dediğini anımsatan Soylu, “CHP-FETÖ İlişkisi-FETÖROMAN” isimli ve kırmızı kapaklı bir raporu göstererek “Bu açılacak. Hani ‘Yapanın yanına bırakmayacağız, yakasını bırakmayacağız’ diyoruz ya… Bu bir FETÖROMAN. Ama bu gerçek bir FETÖROMAN. Yani Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile ilişkisini ortaya koyan. 32 basamak bir FETÖ ilişkisi. Türkiye Cumhuriyeti devletini boş beleş bir devlet zannedenler yanılırlar. Kılıçdaroğlu, SSK’daki basiretsiz ve beceriksiz yöneticiliği ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin halini karıştırmasın” diye konuştu.

“Bu devlet Kılıçdaroğlu’nun devleti değil”

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığınca hazırlanan “Gizli” ibareli, “KHK Platformları” isimli raporu da gösteren Soylu, “Devletten 127 bin kişi ihraç edildi. Bunların yüzde 85-90 arası mahkemelerden hüküm giymişler. 17 bin kişi görevine iade edildi. 110 bin kişiden yüzde 85-90’ını, diyor ki ‘Ben iade edeceğim.’ Yani karşısına çıktığınız hakim, karşılaştığınız emniyet müdürü, derdinizi anlatmak istediğiniz savcı, bundan sonra FETÖ’nün bir elemanı olarak karşınızda olacak. Söylemek istediği bu. Bu devlet çalışıyor. Bu devlet Kılıçdaroğlu’nun devleti değil, onun hayal ettiği, onun tahmin ettiği bir devlet değil.” ifadelerini kullandı.

“Bu iddiaların göbeğinde FETÖ var”

Türk hükümetlerinin uyuşturucu ticareti yapmakla suçlandığı iddialara ilişkin geçen yıllara ait gazete kupürlerini gösteren Soylu, Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucuyla ilgili iddialarına ilişkin olarak da, “Bu iddiaların göbeğinde FETÖ vardır. Hani FETÖROMAN, KHK Platformları, Amerika’nın Türkiye’ye kurduğu bir oyun ve tezgâh dedim ya… FETÖ’yü sadece bir terör örgütü olarak görmesinler, FETÖ bir istihbarat örgütüdür. FETÖ, Amerika’nın istihbarat aparatıdır. Çok net ve açık” değerlendirmesinde bulundu.

Bu iddiaların TSK, jandarma, emniyet ve sahil güvenlik teşkilatlarını itibarsızlaştırma amacı taşıdığını ifade eden Soylu, bu aklın, “ABD aklı” olduğunu söyledi.

“1982 Anayasası’nın arkasında Amerika vardır”

Soylu, “Türkiye vesayetleri kaldırırken bir Amerikan vesayeti kaldırıyor aslında. Bunu dillendirmek lazım. 1982 Anayasası’nın arkasında Amerika vardır, Amerika’nın aklı vardır. Bu mücadele onun mücadelesidir” dedi.

“Türkiye’de bu vesayet ne kadar devam eder?” sorusuna Soylu, “Bu anayasa kaldıkça devam eder” yanıtını verdi.

Cumhur İttifakı’nın anayasa değişikliği isteğinin temelinde de bunun olduğunu, 1982 Anayasası’nın Türk milletine ait bir anayasa olmadığını ifade eden Soylu, milletin öz değerleriyle bütünleşmiş bir anayasa arayışında olduklarını dile getirdi.

“Devletin kurumlarını suça bulaşmış olarak nitelendirmenin hukuksal karşılığı olacak”

Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu iddialarıyla ilgili kendisinin, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu suç duyurularından nasıl bir sonuç beklediğine ilişkin soruya Soylu, “Bir iftirayla karşı karşıyayız ve bu iftiranın sahipleri bunları ispat etmek ve kanıtlamak zorundadır. Bu iftiranın sahipleri bunları o mahkemede anlatacaklar. Yanında ne olduğu belli olmayan birisiyle çıkıp, CHP’de onun için neler söylediklerini de hepimiz biliyoruz, bir değerlendirme yapıp, devletin kurumlarını ilzam etmek, aşağılamak, iftira etmek ve onları suça bulaşmış olarak nitelendirmenin elbette ki hukuksal karşılığı olacaktır. Öyle kolay bir iş değil. Öyle Amerika’dan, sağdan, soldan üflemelerle bu iş Türkiye’de karşılık bulmaz.” yanıtını verdi.

Soylu “Duruşmalara gidecek misiniz?” sorusunu ise “Çok gitmek isterim. Gideceğim tabii. Niye gitmeyeyim? Karşı karşıya kalacağız.” şeklinde yanıtladı.