Suruç Katliamı’nda öldürülen 33 kişi anılıyor

suruc2
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

IŞİD tarafından gerçekleştirilen Suruç Katliamı’nın bugün altıncı yıldönümü. Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015’te Kobani’deki çocuklara oyuncak götürmek için Amara Kültür Merkezi’nin önünde bir araya gelenlere yönelik IŞİD tarafından gerçekleştirilen katliamın davasında, hayatını kaybeden 33 kişi için hâlâ adalet bekleniyor.

Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 günü gerçekleştirilen katliama ilişkin açıklama yapan HDP, katillerin cezalandırılmasını istedi. “Suruç katillerinden hesap sorana kadar mücadeleye devam edeceğiz” denilen açıklamada, “Biz Suruç katliamını da, 5 Haziran Diyarbakır ve 10 Ekim Ankara Gar katliamlarını da ve bunların arkasındaki planlayan ve azmettiren güçleri de biliyoruz” denildi.

“Kobanî’de tarihin gördüğü en görkemli direnişlerden birinin sonucunda IŞİD barbarlığının yenilmesi, sadece IŞİD’i değil arkasındaki karanlık güçleri de hüsrana uğrattı. Hesapları boşa çıkan bu güçler, sonrasında da Kobanî’yi yaratan bütün değerlere karşı topyekun saldırıya geçti” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “İntikam duygusuyla, Urfa-Suruç’a giden Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gençlere karşı bir katliam gerçekleştirildi. 20 Temmuz 2015 günü Amara Kültür Merkezi’nde canlı bomba saldırısı sonucu 33 sosyalist genç, 33 düş yolcusu hayatını kaybetti, 100’ü aşkın genç ise yaralandı. IŞİD, bunun ardından Diyarbakır, Ankara ve İstanbul’da da elini kolunu sallayarak katliamlar yapmaya devam etti.”

ADALET BEKLENTİSİ KARŞILIK BULMADI

Saldırı Kobanî’yi var eden değerlere karşı olduğu gibi, Türkiye’deki ilerici, demokrat ve sosyalist güçlere karşı geliştirilen ilk saldırılardan biri olduğu belirtilen açıklamada, “Ancak ne yazık ki son olmadı. Bu saldırıda partimiz ve bileşenlerimiz hedef alındı. Katliamın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen, failler ve bağlantıları ortaya çıkarılmadı ve yargıda hak ettikleri cezaya çarptırılmadı. Suruç ile başlayan katliamların, herkesçe bilinen siyasi ve fiili sorumluları hesap vermedi, bildiklerini anlatmadı. Saldırıyı önlemeye yönelik görevlerini yapmayan kamu yetkilileri ve görevlileri de aradan geçen zamana rağmen hak ettikleri cezaya çarptırılmadı. 33 cana mal olan saldırı nedeniyle 3 Emniyet mensubuna göstermelik cezalar verildi ve bu cezalar da para cezasına çevrildi. Suruç Aileleri’nin siyasi ve fiili sorumluluk taşıyanlar hakkında yaptığı şikayetler için takipsizlik kararı verildi. Suruç Aileleri’nin tüm çabalarına ve mücadelelerine rağmen adalet beklentisi karşılık bulmadı. Yargı sürecinde katliamın bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılması için gereken hassasiyet gösterilmediği gibi, cezasızlık politikası da sürdürüldü” denildi.

Açıklamada, “Cezasızlık politikaları bir an önce terk edilip, Suruç Aileleri’nin ve toplumun adalet beklentisi karşılanmalıdır” denilerek katliamın gerçek failleri, bağlantıları ve siyasi sorumlularının yargılanması için mücadele etmeye devam edileceği belirtildi.



Suruç İçin Adalet Platformu, “Davanın cezasızlıkla sonuçlanmasına izin vermeyeceğiz”

Suruç İçin Adalet Platformu, yaptığı yazılı açıklamayla katliamın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen adalet beklentisinin halen karşılanmadığını vurguladı. Açıklamada “Katliamın tüm bağlantılarının ve faillerinin yargılanması yapılmadan dosyanın bu şekliyle karara çıkmasına, davanın cezasızlıkla sonuçlanmasına izin vermeyeceğiz” denildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

“Suruç katliamının üzerinden geçen 6 yıla rağmen; başta katliamda yaşamını yitirmiş kişilerin yakınları ve katliamda yaralananlar olmak üzere, tüm toplumun adalet beklentisi halen karşılanabilmiş değil.

Geride kalan 6 yılda Suruç katliamının tüm siyasi sorumluları dahil bütün faillerinin yargılanabilmesi mümkün olmamıştır. Suruç için adalet, herkes için adalet diyerek yıllardır ısrarlı bir adalet mücadelesi yürütenlerin özverili çabası sonucu dönemin İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal ve İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli iki emniyet mensubu yargılanmış ve aldıkları göstermelik cezalar para cezasına çevrilmiştir.

Suruç Katliamı ve ardından Türkiye’de gerçekleşen tüm IŞİD saldırılarının asıl faillerinden olan Erdoğan ve Davutoğlu hakkında yapmış olduğumuz tüm şikayetler, diğer kamu görevlilerinde olduğu gibi takipsizlik kararıyla sonuçlanmıştır. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran-1 Kasım 2015 tarihleri arasında yaşanan katliamlarla ilgili zaman zaman sorumluları işaret eden açıklamada bulunmuş; ancak bildiklerini kamuoyu ile paylaşmaktan imtina etmiştir. Katliam ana davasında Ahmet Davutoğlu’nun dinlenilmesi talebimiz kabul edilmemiştir.

Katliam davasının şekli anlamda yargılanan tek sanığını Yakup Şahin mahkemeye dahi getirilmemekte; dosyaya gelen çeşitli belgeler, dinlenen tanıklar ve basında çıkan çeşitli haberler katliamın başkaca fail ve fiillerle bağlantısını ortaya koymuşken, mahkeme taleplerimizi kabul etmemekte ısrar etmektedir. Katliam gününe dair eksik kamera görüntüleri dahi hala tamamlanabilmiş değildir.

Ocak ayında yakalanan ve İçişleri Bakanlığı tarafından Suruç Katliamı’nda kullanılan patlayıcıları temin eden kişi olarak açıklanan Azzo Halef Süleyman El Aggal’a dair soruşturma dosyası dahi mahkeme dosyasına gelmeden davanın görüldüğü son duruşma olan 27 Mayıs tarihinde savcılık mütalaası verilmiştir. Mahkemenin dosyayı bir an önce karara çıkarmak istemesi, failleri yargılamayacağına dair açık bir beyandır.

Suruç Katliamı’na dair neredeyse her iki mahkeme arası yeni bir bağlantı açığa çıkmaktadır. Suruç İçin Adalet Platformu olarak katliamın tüm bağlantılarının ve faillerinin yargılanması yapılmadan dosyanın bu şekliyle karara çıkmasına, davanın cezasızlıkla sonuçlanmasına izin vermeyeceğiz.”

Bu Yazıya Tepki Ver