Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk, bugünkü yazısında 3 generalin istifa ettiğini yazdı. Bazı komutanların İdlib’e “Küçük Afganistan” dediğini belirten Saygı Öztürk, generallerin stifasının, Genel Kurmay tarafından henüz işleme alınmadığını yazdı.
Saygı Öztürk’ün yazısının ilgili bölümü şöyle;
“Kahraman Türk silahlı Kuvvetlerimiz yalnız Irak’ın kuzeyinde değil, Suriye topraklarında da kendisine verilen görevleri eksiksiz yerine getirmenin çabası içinde. Askerimizin Suriye’de bulunması konusunda zaman zaman farklı görüşler ortaya konuluyor, “Suriye’de ne işimiz vardı?” deniliyor. Ancak, bu konuyu askerlerle konuştuğumuzda, askerimizin orada bulunmasının son derece önemli ve gerekli olduğunu belirtiyorlar.
Suriye’nin İdlib kentiyle 130 kilometrelik bir sınırımız var. Dinci ne kadar örgüt varsa burada üstlenmiş durumda. Bazı komutanlar, bu bölgeye “Küçük Afganistan” diyor ve sıkıntılı bir yer olduğunu belirtiyor.
DAHA FAZLA ŞEHİT
Çoğunluğu İdlib bölgesinden, askerimize dönük saldırılar sonucu şehitlerimiz oluyor. Bu yıl yurtiçi ve çoğunluğu da yurt dışında olmak üzere 69 askerimiz, 3 polisimiz ve 5 köy korucumuz olmak üzere 77 şehidimiz oldu.
Şehit sayılarımızı incelediğimizde bazı yıllardan daha fazla şehit verdiğimiz anlaşılıyor. Örneğin AKP’nin iktidara geldiği 2003 yılında 31 şehit. 2004’de 75 şehit, 2009’da 62 şehit, 2011’de 51 şehit, 2013 yılında ise 61 şehidimiz olmuştu. Yani, bu yılın ilk 9 ayında verdiğimiz şehit sayılarından düşüktü.
İSTİFA DİLEKÇELERİ
Tabii yurt dışında, ülkemize karşı mücadele veren ve birlikte hareket eden terör örgütleri var. Askerimize hangi grubun saldırdığı bu yüzden açıklanmıyor. Devlet, bunların hangi yapıların iş birliği içinde olduğunu biliyor.
Suriye harekat sahasında görev yapan Tuğgeneral Metin Eştürk Adana’ya atandıktan sonra istifa etmişti. Tuğgeneral Metin Eştürk, Suriye harekat sahasında yaralanan komutandı. Tuğgeneral Ömer Faruk Bozdemir, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Ercan Çorbacı da istifa etmiş ve bu istifalar hayli konuşulmuştu. Şu günlerde, üç generalin de istifa dilekçesi verdiğini öğrendim. Ancak, dilekçe vermeleri onların ayrılacağı anlamına gelmesin. Genelkurmay bunu kabul etmeyebilir. Bu nedenle isimlerini de yazmıyorum. Kabul edilirse, isimlerini açıklarız.”