TÜİK rakamlarını Erdoğan da ciddiye almadı. Zammı yüzde 25’e çıkardı

recep tayyip erdoğan gülme

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜİK‘in enflasyon rakamlarını açıklamasıyla birlikte memur ve memur emeklisinin alacağı enflasyon farkının yüzde 16,47 olarak açıklanmasının ardından; memur, memur emeklileri ve diğer tüm emeklilerin maaş artış oranının yüzde 25 olacağını duyurdu. Erdoğan, “Memur, memur emeklileri ve diğer tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağımızın müjdesini vermek istiyorum” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da “Sözleşmeliye Kadro Şöleni” programında konuştu.

Erdoğan, “2022 enflasyon oranına göre kamu görevli ve emeklilerinin maaş artış oranı yüzde 16,48 olarak uygulanacaktır. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinde ise bu oran 15,4 olarak ortaya çıktı. Buradan memur, memur emeklileri ve tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağımızın müjdesini vermek istiyorum” dedi.

Erdoğan, “Hedefimiz, enflasyonun üzerindeki köpüğü tamamen alıp önümüzdeki yıldan itibaren meseleyi ülke gündeminden tamamen çıkarmaktır” diye konuştu.

Erdoğan, seçimlere ilişkin olarak da, “Önümüzdeki 4-5 aylık kritik süreci çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Türkiye’yi eski karanlık günlere geri döndürmek isteyenlerin boş durmadığını iyi biliyoruz. 2023 seçimleri, Türk siyaset sahnesinin Altılı Masa denilen altı benzemezin kabak tadı veren kavgalarından kurtuluşumuzun miladı olacaktır” dedi.

Muhalif belediyelere yeni kıskaç: “Büyükşehir belediyelerinden çıkarılan işçiler, yasal düzenleme ile işlerine geri dönecek”

Erdoğan ayrıca, muhalefetin kazandığı belediyeleri ima ederek, “büyükşehir belediyelerinden çıkarılan işçilerin, yasal düzenleme ile işlerine geri döneceğini” söyledi.

“Hedefimiz, enflasyonun üzerindeki köpüğü tamamen alıp önümüzdeki yıldan itibaren meseleyi ülke gündeminden tamamen çıkarmak”

Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:

“Enflasyonda uzun süredir sözünü ettiğimiz büyük gerilmenin ilk işaretiyle güne başladık. 2022 tüketici enflasyonunu orta vadeli hedefin bile altında bir gerçekleşmeyle kapattık. Üretici fiyatları enflasyonunun aralıkta eksi olarak gerçekleşmesi, bu alanda hızlı bir toparlanmanın yaşandığına işaret ediyor. İnşallah önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş seyri devam edecek. Hedefimiz, enflasyonun üzerindeki köpüğü tamamen alıp önümüzdeki yıldan itibaren meseleyi ülke gündeminden tamamen çıkarmaktır.

Enflasyon oranlarının belli olması memur ve emekli maaşlarının şekillenmesi anlamına geliyor. Enflasyondaki yükselişi dikkate alarak memur maaşlarında yüzde 87 artış yapmıştık. Ek gösterge, sözleşmeliye kadro gibi adımlarla ilave imkanlar sağlamıştık. 

“Memur ve emekli maaşı zammı, yüzde 25 olacak”

2022 enflasyon oranına göre ,kamu görevli ve emeklilerinin maaş artış oranı yüzde 16,48 olarak uygulanacaktır. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinde ise bu oran 15,4 olarak ortaya çıktı. Buradan memur, memur emeklileri ve tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağımızın müjdesini vermek istiyorum. 

Ülkemizin kritik bir döneminde şartları zorlama pahasına bu artış oranlarını milletimizin hizmetine sunmamızda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. 

Farklı kurumlarda çalışan 500 bin sözleşmelinin kadro beklentilerine cevap verdik. Bu personellerimiz de artık diğer kadrolu kamu görevlileri gibi sözleşmelerinin yenilenmemesi ihtimali ile karşılaşmayacak. Kademe ve derece ilerleme hakkında sahip olacak. Görevde yükselme sınavına girebilecek. Kurumlar arası yer değiştirme hakkını kullanabilecek. İsteğe bağlı yer değişikliği talebi idare tasarrufa bağlı olmayacak. Kullanılmayan izinleri bir sonraki seneye aktarılabilecek. Yurt dışında eğitim veya görevlendirme, harcırah alma, arazi tazminatı alma haklarına kavuşacaklar. Sözleşmenin personel tarafından feshi halinde iş sonu tazminatı ödenmeme hali son bulacak. Doğum nedeniyle sözleşmesi fes edilenlerin doğum sonrası kuruma dönüşünde kurumun takdiri gerekmeyecek. Kadrolu meslektaşları hangi haklardan istifade ediyorlarsa sözleşmeden geçen kardeşlerimiz de aynı haklardan faydalanabileceklerdir. 

“Ülkemiz, son 20 yılda ayağına vurulan diğer prangalarla birlikte ideolojik sendikacılık zincirinden kurtulmuştur”

Sendikacılık, salt ücret pazarlığı yapmak değildir. Sendikalarımızın ilk ve asli görevi ister kamu ister özel sektör olsun emeği, emekçinin hakkını ve hukukunu savunmaktır. Sendikalar aynı zamanda demokrasinin vazgeçilmez aktörlerindedir. 

Bu ülkede kimi sendikaların, vesayete ortam hazırlamak için piyan olarak kullanıldığını gördük. Bu ülkede ideolojik bağnazlıkla hareket eden sendikaların; demokrasiyi korumak yerine beşli çete olarak darbecilere alkış tuttuğunu gördük. Milletin seçtikleri karşısında, ‘ordu göreve’ pankartlarıyla sıraya giren sendikalar gördük. Marjinali yapıların sözcülüğünü yapan, teröristlere destek veren sendikalar gördük. İnsan hayatını, özgürlükleri, emekçinin haklarını savunmak yerine iç ve dış güç odaklarına selam duran sözde sendikalar gördük. 

Benzer çarpıklıklar üniversitelerden gazetelere, baro ve odalardan siyasi partilere kadar geniş bir yelpazede geçerlidir. Yaşadıklarımız bize ideolojik sendikacılığın ne ülkemize ne demokrasimize katkımızın olmadığını göstermiştir. Türkiye’de bu sendikacılık anlayışının hiçbir hükmü ve itibarı kalmamıştır. Ülkemiz, son 20 yılda ayağına vurulan diğer prangalarla birlikte ideolojik sendikacılık zincirinden kurtulmuştur. 

Seçimler öncesinde, ‘hiç kimse belediyelerimizden atılamaz’ deniliyordu. Büyükşehir belediyeleri dahil kapının önüne konan işçilerimizi, memurlarımızı gördük. Şimdi onların hepsi tekrar yasal düzenleme ile görevlerinin başına dönecekler. 

Milletimizin her bir ferdine hizmet ettik. Kimseyi ötekileştirmedik, dışlamadık. Kimsenin inancına, hayat tarzına müdahale etmedik. Bize oy versin vermesin tüm vatandaşlarımız hakkına hukukuna samimiyetli riayet ettik. Türkiye’nin büyüyen ekonomisinden herkesin faydalanmasını sağladık. 

“Ey CHP, sizler halkımızdan bu paraları topladınız, biz bunları tekrar sahiplerine ödedik”

Konut edindirme yardımı, (KEY) yıllarca vatandaşımızdan kesilen 3,5 milyar liranın günümüz rakamları ile 20,3 milyar liranın hak sahiplerine ödemesini biz gerçekleştirdik. Ey CHP, sizler halkımızdan bu paraları topladınız. Biz bunları tekrar sahiplerine ödedik. 

Tasarrufu teşvik hesaplarında toplanan 17,1 milyar lira tutarındaki kaynağı çalışanlarımıza biz ödedik biz. 

Ne dedik, devlet vatandaşına borçlu olamaz. Altılı Masa’da olanlar var ya onlar bu süreci iyi bilirler. İçlerinden bir tanesi var, ‘Devlet olarak bunu ödeyeceksin’ diyen benim. Bu talimatı veren benim. Bunları şakır şakır ödedik. 

Bugüne kadar, küresel ekonomik şartlar nasıl olursa olsun, kamu görevlilerimizi enflasyon karşısında asla ezdirmedik. İmkanlarımızı zorlama pahasına tüm kamu personelimize sahip çıktık.

“Birileri görmek ve kabullenmek istemese de Türkiye yüzyılının şafağı sökmüş, güneşi doğmaya başlamıştır”

Göreve geldiğimiz 2002’de en düşük devlet memuru aylığı sadece 392 liraydı, biz bunu 9 bin 105 liraya yükselttik. 

Kamu görevlilerimizin ve emeklilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. 

Birileri polisinden savcısına, öğretmeninden hâkimine kadar bütün kamu görevlilerimizi tehdit ederken biz sizler için çalışmaya devam ediyoruz. 

Muhalefetin çapsızlığı karşısında rehavete kapılmadan milletimizin aydınlık yarınları için ter döküyoruz. 20 yıldır altyapısını hazırladığımız güçlü ve büyük Türkiye’yi hep birlikte inşa etmekte kararlıyız.

Birileri görmek ve kabullenmek istemese de Türkiye yüzyılının şafağı sökmüş, güneşi doğmaya başlamıştır. 

“Önümüzdeki 4-5 aylık kritik süreci çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor”

İçinde bulunduğumuz asrın ülkemizin yüzyılı olmasını kimse engelleyemeyecektir. Ne yularını emperyalistlerin tuttuğu terör örgütlerin tehditleri, ne siyaset mühendisliği ürünü kırık dökük masaların ayak oyunları, Türkiye yüzyılı menziline varmamıza engel olamayacaktır. 

Önümüzdeki 4-5 aylık kritik süreci çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Türkiye’yi eski karanlık günlere geri döndürmek isteyenlerin boş durmadığını iyi biliyoruz. Hepimiz yapmanın zor, yıkmanın kolay olduğunun farkındayız. Yıkım ittifakının ve destekçilerin hangi niyetleri taşıdıklarını hep birlikte görüyoruz. Kendi siyasi ömürlerini uzatma dışında hiçbir gayesi olmayan bu paravan yapıdan ülkeye, millete hayır gelmeyeceği açıktır. 2023 seçimleri, Türk siyaset sahnesinin Altılı Masa denilen altı benzemezin kabak tadı veren kavgalarından kurtuluşumuzun miladı olacaktır.”