Türk Dişhekimleri Birliği, Gezi davasında 18 yıl hapis cezası alan ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Mücella Yapıcı’ya yapılan doktor ayıbını kınadıkları bir açıklama yayımladı.
Yapıcı’nın ağız ve diş sağlığı hizmeti alırken kelepçelerinin çıkartılmaması ve tıbbi bilgilerinin kendisine değil, cezaevi görevlilerine verilmesinin üzüntüyle karşılandığı belirtilen açıklamada, “Mücella Yapıcı’nın diş tedavisi sırasında, nasıl bir kaygı ile kelepçelerinin açılmaması kararı verildiğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Tutuklu ve hükümlü hastalar da diğer hastalarla aynı standartta sağlık hizmeti alma hakkına sahiptir” denildi.
“Tutuklu ve hükümlünün diş tedavisinde, dişhekimi tarafından güvenlik sebebiyle özel bir talep olmadığı sürece hastanın kelepçesinin çıkartılması gereklidir; etik kurallar uyarınca dişhekimi uygun tedavi koşullarının sağlanabilmesi için etik tutum almalıdır” denilen açıklamada, “Konuyla ilgili araştırma, yazıda bahsi geçen hastanenin bulunduğu yer itibariyle İstanbul Dişhekimleri Odası tarafından yapılacaktır” denildi.
Yapıcı cezaevinden götürüldüğü muayeneleri yazmış; bütün muayenelere kelepçeli götürüldüğünü ve diş hekiminde bile kelepçenin çıkarılmadığını söylemişti. Beyoğlu Göz Hastanesi Retina Kliniği’nde ve Sadi Konuk Hastanesi Kalp ve Damar Bölümü’nde muayenelerinin kelepçeli halde yapıldığını, Okmeydanı Diş Hastanesi’nde de kelepçeliyken dişinin çekildiğini belirten Yapıcı, “Ben yine Deontoloji, kelepçe, sorumluluk, hasta hakkı vb. derken, ‘ben kelepçeyi görmedim’ dedi. Haklı tabii onca süre bir kez dahi yüzüme bakmadı” diye yazmıştı.
Türk Dişhekimleri Birliği’nin açıklaması şu şekilde;
“Gezi Parkı Direnişi ile ilgili davada daha önce beraat etmesine rağmen, haksız şekilde mahkum edilerek tutuklanan Mimarlar Odası yöneticisi, Yüksek Mimar Mücella Yapıcı’nın dün basında yer alan yazısından; ağız ve diş sağlığı hizmeti alırken kelepçelerinin çıkartılmadığı ve tıbbi bilgilerinin kendisine değil, cezaevi görevlilerine verildiği üzüntüyle öğrenilmiştir. Konuyla ilgili araştırma, yazıda bahsi geçen hastanenin bulunduğu yer itibariyle İstanbul Dişhekimleri Odası tarafından yapılacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki, hastalar için savunulan standartlar esas olarak tutuklu ve hükümlüler için de geçerlidir. Ve özel olarak belirtilmelidir ki 70 yaşından büyük, eğitimli ve kovsanız bu ülkeden başka bir yere gönderemeyeceğimiz değerli insan Mücella Yapıcı’nın diş tedavisi sırasında, nasıl bir kaygı ile kelepçelerinin açılmaması kararı verildiğini anlamakta güçlük çekiyoruz.
Mesleki etik kurallara uyulması, dişhekimliği hizmetinin sunulmasında olmazsa olmaz şartlar arasındadır. Mesleğin etik kurallar gözetilmeksizin yapılması, çoğu zaman hastaya ve her zaman mesleğe zarar verir.
Dişhekimliği etik kurallarının başında insan sağlığına, hayatına ve şahsiyetine ihtimam ve hürmet göstermek vardır. Tutuklu ve hükümlülerin şahsiyetine ihtimam ve hürmet göstermek de bu bağlamda dişhekimliği etik kurallarının bir parçasıdır.
Dişhekimliği Meslek Etiği Kurallarında önemi sebebiyle, tutuklu ve hükümlülere sunulan sağlık hizmeti sırasında alınması gereken tutuma ilişkin İstanbul Protokolüne uygun, özel bir kural vardır: “Dişhekimi, tutuklu ve hükümlü hastalarının da kişilik haklarına saygılı olmalı, onların gizlilik haklarını korumalıdır. Tutuklu ve hükümlü hastalara dişhekimliği mesleğini uygulamaya elverişli koşullarda bakmalı, bu koşulların sağlanması için ilgililerden istekte bulunma hakkı olduğunu da bilmelidir.”
Hasta bilgilerinin korunması konusunda ise genel olarak herkes için geçerli olan aşağıdaki kural tutuklu ve hükümlü hastaların bilgileri için de geçerlidir: “Dişhekimi, hastasının özel yaşamının gizliliğine saygı göstermelidir. / Hastasının yaşamı, sağlık durumu, beden özellikleri ve benzeri bilgileri ya da tedavi sürecinde edindiği bilgileri gizli, dokunulamaz ve ulaşılamaz bilgiler olarak saklamalıdır. Hastasının ölümünden sonra dahi bu bilgilerin gizlilik ve ulaşılmazlık özelliklerini korumalıdır.”
Dişhekimi ile hasta arasındaki ilişkinin temeli güvendir. Hastanın tutuklu veya hükümlü ya da özgür kişi olması, dişhekimliği hizmet sunum standartlarında ve uyulması gereken temel etik ilkelerde bir farklılık yaratmaz.
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin “Avrupa Cezaevi Kuralları” Başlıklı (87) 3 No`lu Tavsiye Kararı uyarınca da hükümlünün muayene edilmesinde asıl olan kelepçesiz olmasıdır. Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmeti almaları sırasında uyulması gereken kurallar Sağlık, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının birlikte düzenledikleri “Üçlü Protokol”de belirlenmiştir. Her ne kadar söz konusu Protokol’de yer alan pek çok hüküm uluslararası sözleşmelerle belirlenen standarda aykırı olsa da tutuklu ve hükümlü hastanın tedavisi güvenli odada yapılır, hekim özellikle talep etmediği takdirde odada güvenlik görevlisi bulunamaz hükümleri söz konusu Protokolde yer almaktadır. Bütün bu kural ve düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinde, hekim tarafından gerekli görülmediği sürece hastanın kelepçesi de çıkartılmalıdır.
Bu temel kurallara göre tutuklu ve hükümlünün diş tedavisinde, dişhekimi tarafından güvenlik sebebiyle özel bir talep olmadığı sürece hastanın kelepçesinin çıkartılması gereklidir; etik kurallar uyarınca dişhekimi uygun tedavi koşullarının sağlanabilmesi için etik tutum almalıdır.
Bugüne kadar açıkladığımız tutum belgelerine uygun olarak, tutuklu ve hükümlü muayenelerinde uyulması gereken rehberi yeniden paylaşacağız. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”