Türk-Metal Başkanı Kavlak işverene seslendi: “TÜİK rakamlarıyla gelmeyin”

türk-metal

Metal işçilerinin düzenlediği mitingde konuşan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türkiye İstatistik Kurumu’na seslendi: “Sizin ilan ettiğiniz o gerçek dışı rakamlar, sözleşme masasında bizim karşımıza çıkıyor. Sizin ilan ettiğiniz o gerçek dışı rakamlar yüzünden bizim soframızdaki ekmeğimiz küçülüyor.”

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’yla (MESS) toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uzlaşmazlıkla sonuçlanan Türk Metal Sendikası, bugün Kocaeli’nin İzmit ilçesindeki Milli İrade Meydanı’nda miting düzenledi. Miting sonunda sanatçı Kıraç bir konser verdi.

‘Çarkları döndürdük’

Metal işçilerinin düzenlediği eyleme İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, CHP İl Başkanı Harun Özgür Yıldızlı da destek verdi.

ANKA’dan Sancar Kızılkaya ile Sefa Gardiyanoğlu’nun aktardığına göre işçiler, hep bir ağızdan “Ölümüne çalıştık, kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Yılgınlık yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı.

İşçilerin sloganları arasında sahneye gelen Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, “Herkes evinde, sıcak yuvasındayken, çoluk çocuğuyla beraberken biz çarkları döndürdük, bacaları tüttürdük. Emeğin en kutsal olduğunu dosta düşmana gösterdik” dedi.

Kavlak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Arkadaşlarımızı toprağa verip ölümüne çalıştık. Biz, ölümüne çalıştık. Yalnızca metal işçileri için değil, bu miting pandemi döneminde canları pahasına çalışan bütün emekçiler içindir. İşten atılan, ücretsiz izne çıkarılan bütün emekçiler içindir. Bu büyük miting, örgütsüz işçiler içindir. Bu miting, insan yerine konmayan insanlar içindir. Kocaeli’nden, emeğin kutsal kürsüsünden hak için, ekmek için, gelecek için, aş için mücadele eden bütün emekçilere selam olsun. Bu miting, yalnızca metal işçisine hakkını vermeyen MESS’e karşı değil, emeği hor gören, hakkını vermeyenlere cevap vermek, ‘Evet, biz buradayız’ demek içindir.”

‘TUİK rakamlarıyla gelmeyin’

Kavlak, “TÜİK yetkililerine seslenmek istiyorum” diyerek şunları söyledi:

“Açıkladığınız o enflasyon rakamları gerçeği yansıtmıyor. Yahu el insaf. Siz bu rakamları nereden alıyorsunuz? Söyleyin de biz de oradan alışveriş yapalım. Sizin ilan ettiğiniz o gerçek dışı rakamlar, sözleşme masasında bizim karşımıza çıkıyor. Sizin ilan ettiğiniz o gerçek dışı rakamlar yüzünden bizim soframızdaki ekmeğimiz küçülüyor.

Biz fakirleşiyoruz, fakirleşiyoruz. MESS’e bir kez daha sesleniyorum. Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, biz kazandırıyoruz. Önce kendinize gelin, sonra da masaya gelin. Gelin, ama bu çakma TÜİK rakamlarıyla gelmeyin.”

‘Gizli bir ajandamız yok’

Seslerini daha gür bir şekilde duyurmak için bu mitingi düzenlediklerini belirten Kavlak, şöyle konuştu:

“Bu büyük buluşmamız, Türkiye işçi sınıfının ayağa kalktığı, ‘yeter artık’ dediği, bıçağın kemiğe dayandığı bir haykırıştır. Eylemlerimize önce iş yerlerinde başladık. Vardiyalarda eylemler yaptık. İşi durdurduk. O da yetmedi, sesimizi daha gür bir şekilde duyurmak için kent meydanlarına çıktık. Sokaklardan, caddelerden sel gibi aktık. İşte şimdi buradayız. On binlerle Kocaeli’nden sesleniyoruz. Bizim başka bir niyetimiz yok. Gizli bir ajandamız yok. Hepimiz alın teri için mücadele ediyoruz. Yağmura, soğuğa bakmadan insan gibi hak mücadelesi veriyoruz. Duymayanlara, görmeyenlere sesimizi bağırıyoruz.”

Sözleşme görüşmelerinin 12 Ekim 2021’de başladığını belirten Kavlak, şöyle devam etti: “130 bin metal emekçisi için işveren sendikası MESS ile masaya oturduk. Tüm iyi niyetimizle, samimiyetimizle, metal emekçilerinin hakkı için, alın terinin karşılığı için altı oturum gerçekleştirdik. Ancak şimdilik hak ettiğimizi alamadık. Zor bir yola çıktık. Yolumuz zor, sıkıntımız büyük.

Artık hepimiz sözün bittiği yerdeyiz. Artık hepimiz dayanma gücümüzün sınırındayız. Artık hepimiz dardayız, zordayız. Günlerdir hepimiz ayaktayız, eylemdeyiz. Dedim ya artık sözün bittiği yerdeyiz. Bıçağın kemiğe dayandığı noktadayız.”

‘Gelin masaya, bu işi bitirelim’

MESS yetkililerine seslenen Kavlak, şunları ifade etti: “Onların vicdanına, en masum, en insani duygularına sesleniyorum. Artık deniz bitti. Deniz bizim için bittiyse sizin içinde bitmiştir. Bu işi daha fazla uzatmanın anlamı yok. Gelin masaya, bu işi bitirelim. Gelin masaya, iyi bir sözleşme yapalım. Gelin masaya, nereye varacağı belli olmayan bu koşullarda siz de biz de önümüzü görelim.

Bizi bekletmeyin, oyalamayın. Hakkımızı verin. Elimizi havada bırakmayın, el sıkışalım, işimizin başına dönelim. Buradan uyarıyorum. Sakın o masaya gelirken ekmeğimize göz dikmeyin. Sakın o masaya gelirken alın terimizi hor görmeyin. Sakın o masaya gelirken ölümüne çalıştığımız günleri görmezden gelmeyin. Yoksa biz de sizi görmezden geliriz. Vallahi de geliriz, billahi de geliriz.”