Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’nun daha önce satışa çıkardığı Türk Ticaret Bankası, tüm mal varlığı ve 2 ayrı banka lisansıyla birlikte 455 milyon liraya Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne (TİM) satıldı.
Türk Ticaret Bankası (Türkbank); Türkiye, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketleriyle boğuşurken yapılan ihaleyle 455 milyon liraya satıldı.
7 firmanın şartname aldığı, 4 firmanın yarışma öncesi gerekçe bile gösterilmeden elendiği, yarışmaya katılan 3 firmadan 2’sinin açık artırmaya katılmadığı ihalede 455 milyon liralık en yüksek teklifi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verdi.
İki ayrı bankanın daha lisansını elinde bulunduran Türkbank’ın kasasındaki varlıkları ve gayrimenkullerinin değerinin 300 milyon lirayı bulacağı hesaplanırken, bankanın piyasa değerinin 1 milyar liranın üzerinde olduğu iddia ediliyor.
Sözcü’de yer alan habere göre, TMSF yönetiminin ihalede verilen 455 milyon liralık teklifi uygun bulması halinde 110 yıllık banka, iki ayrı banka lisansı, bilançodaki varlıkları ile değerli gayrimenkulleri TİM’e geçecek.
İHALESİ BUGÜN YAPILDI
Türkiye depremle uğraşırken TMSF, 28 Şubat 2023’de Türkbank’ı satışa çıkardı.
Aynı gün Resmi Gazetede yayımlanan ilanda bankanın muhammen bedeli 380 milyon lira olarak açıklandı. İhaleye katılmak isteyen firmalara 38 milyon lira nakit teminatı yatırmaları şart koşulurken şartname de 50 bin lira bedelle satışa çıkarıldı.
Türkbank ihalesi, ilanda belirtildiği gibi 21 Mart (bugün) sabah saat 10:00’da başladı.
İhaleye bankanın küçük hissedarları dahil hiç kimse alınmadı.
İhaleye katılmak üzere 7 firma şartname aldı. Bu firmalar ihaleyi katılmak için gerekli olan 38 milyon liralık nakit teminatı da yatırıp salonda hazır bulundu.
İhale başladı, komisyon daha baştan Can Holding, Paribu ve Makara Kripto Para firmalarının ihaleye katılamayacağını bildirdi.
Salondan çıkarılan firma temsilcileri kendilerine hiçbir somut gerekçe gösterilmediğini, yarışmaya niçin alınmadıklarını anlayamadıklarını söylediler.
3 TALİPLİ İLE DEVAM EDİLDİ
Türkbank ihalesine geri kalan Çelikler İnşaat, Akın Tekstil ve TİM’den oluşan 3 talipliyle devam edildi. Komisyon ihaleyi 450 milyon lirayla başlattı.
TİM açık artırmada bu bedeli 455 milyon liraya yükseltti. Diğer iki firmadan da yarışa katılıp teklif sunmaları istendi. Ancak yeni teklif sunmayan her iki firma da ihaleden çekildiğini bildirdi. Böylece 455 milyon liralık teklifle ihale tamamlandı. Nihai satış işlemi için TMSF yönetimin onayının alınması gerekiyor.
2021’DE TEKRAR FAALİYETE BAŞLAMIŞTI
İlk kez 1913’te Türkbank’ın faaliyetine 2002 yılında son verilmişti.
TMSF’ye geçen bankanın mal varlıkları satılarak borçları ödendi. Kalan para da bankaya bırakıldı. TMSF 2021 yılında bankaya tekrar lisans alıp bankacılık faaliyetine başlattı. Bu yolla bankanın değerinin arttırılıp satışı planlandı. CHP Milletvekili Erdoğan Toprak, lisans alınarak Türkbank’n satışa çıkarılmasını, “Türkbank üzerinden yeni bir vurgun senaryosu hazırlanıyor” iddiasında bulundu.
Yüzde 98 hissesi satışa çıkarılan Türkbank’ın bünyesinde İslam Ticaret Bankası ile Adapazarı İslam Ticaret Bankası isminde iki ayrı bankanın lisansı bulunuyor. Türkbank’ı alan firma bu iki bankanın da sahibi olacak. Bankanın 2021 yılı bilançosunda varlığı 209 milyon lira görünen bankanın Adapazarı’nda bir de tarihi binası bulunuyor. Bu binaya 2 yıl önce 4 milyon dolar (yaklaşık 80 milyon TL) bedelle alıcı çıktığı, ancak binanın satılmadığı ifade edildi. Bankanın toplam varlığının 300 milyon liranın üzerinde olduğu, ihalede oluşan bedelin kabul edilip satışın onaylanması halinde Türkbank’ın gerçekte 100 ila 150 milyon liraya satılmış olacağı iddia edildi.
HÜKÜMET DÜŞÜRMÜŞTÜ
Türkiye’nin ilk özel bankası olan Türk Ticaret Bankası’nın 1998’deki yüzde 84,52’lik hissesinin satışı ihalesini en yüksek teklifi veren iş insanı Korkmaz Yiğit’in inşaat şirketi Bank Ekspress kazandı. İhalenin tamamlanmasının ardından polis, Yiğit ile suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı arasındaki ilişkiyi ve Çakıcı’nın ihaleye teklif veren diğer tarafları rahatsız ettiğini yazılı olarak TMSF’ye bildirdi.
17 Ağustos 1998’de Çakıcı, Türk polisinin talebi üzerine Fransa’da yakalandı ve Türkiye’ye iade edildi. 29 Ağustos günü, CHP milletvekili Fikri Sağlar’ın eline posta yoluyla Yiğit ve Çakıcı arasında Türkbank ihalesi hakkında bir konuşma kasedi geçti. 8 Ekim’de ise Sağlar bu kasedi televizyonda yayınlanmak üzere Kanal D’ye teslim etti ancak kasedin yayınlamaması üzerine 13 Ekim günü yaptığı basın toplantısıyla olayı kamuoyuna duyurdu. Bunun üzerine TMSF, 15 Ekim 1998’de ihaleyi geçersiz kıldı.
Korkmaz Yiğit, 12 Kasım’da polise verdiği yazılı ifadede tüm bağlantılarını itiraf etti ve hukuka aykırı iş yaptığını kabul etti. Yiğit’in ifadesinin kamuoyunda yankı bulmasıyla konu siyasete de sıçradı. Skandala Başbakan Mesut Yılmaz ve ekonomiden sorumlu devlet bakanı Güneş Taner’in de karıştığı ortaya çıktı. Yiğit, bunu yapmaya kendisini Yılmaz ve Taner’in teşvik ettiğini, hatta bunun için kamu bankalarından kredi teklif ettiklerini iddia etti.
Yiğit, Çakıcı’nın da kendisini tehdit ettiğini söylerken, “Sadece o arıyor, konuşmak zorunda kalıyordum. Tükürüklerim kuruyor, vücut kimyam bozuluyordu, ‘hayır konuşmam’ diyemiyordunuz. İlkokula gidecek çocuğunuzun kaçta okula gittiğini, İskoçya’da okuyan iki çocuğunuzu biliyordu. O ses sizi ne hale getiriyor, düşünebiliyor musunuz? Benim yerime başka bir işadamı nasıl davranabilirdi ki…” demişti.
Skandala karışan başbakana karşı TBMM’de soruşturma komisyonu kuruldu. Yılmaz ifadeye çağrıldı ve kabinesi güven oyunu kaybederek 11 Ocak 1999’da düştü.
1997-2000 yılları arasında toplam 952 milyon 447 bin 814 dolar kaynak aktarımına rağmen satış imkânı bulunamayan bankanın 1 Temmuz 2001’de bankacılık yapma ve mevduat toplama yetkisi kaldırıldı. Ağustos 2002’de tasfiye kararı verildi. 18 Kasım 2003’te başlayan fiziki tasfiye süreci hukuki problemi nedeniyle tasfiyesi zaman alacak olan hesaplar haricinde tamamlandı.
Bank Ekspres davasında, ‘Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak’ ve ‘Özel belgede sahtecilik’ suçlamalarından 6 ay tutuklu yargılanan Korkmaz Yiğit, 2003’te bu davadan beraat etti.
Yiğit, hapishaneye girdikten sonra Yeni Yüzyıl ve Ateş gazetelerini Okay Gönensin’e, Milliyet’i Aydın Doğan’a, Kanal 6 televizyonunu da Ahmet Özal’a iade etti.