Gazete, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Şiddetli antisemitizmin önde gelen hamisi” ilan etti. Delil olarak da Bilal Erdoğan’ın da katıldığı Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde düzenlenen Filistin konferansını gösterdi.
Başlık şu: “Erdoğan’ın Türkiye’si, İsrail’i gayri meşrulaştırmaya yönelik küresel çabaların kilit patronu…” Washington Examiner’de yayınlanan analizin altında David May ve Aykan Erdemir imzası var. Yazı, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde geçen haziran gerçekleştirilen ve Bilal Erdoğan’ın da konuşmacı olarak katıldığı Filistin konferansı üzerine kurulu. Türkiye aleyhindeki kara propagandanın zirveye çıktığı metinde şu ifadeler yer alıyor:
“TERÖRİST KOMPLOCU”
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son aylarda İsrail ile ilişkileri düzeltme ve büyükelçi değişimi teklifinde bulundu. Bu arada hükümeti, hüküm giymiş terörist komplocu Sami al Arian’ın Yahudi devletini gayri meşrulaştırmaya adanmış bir İstanbul sempozyumu düzenlemesine yardım etmekle meşguldü. Erdoğan şiddetli antisemitizmin önde gelen hamisi olarak kaldığı sürece, yakınlaşma çağrılarının Kudüs’teki muadillerini ikna etmesini beklememelidir.”
EMİR DE VERİYORLAR
Washington Examiner, Al Arian’ın geçmişi hakkında FBI ve Amerikan Hükümeti ile ilişkileri de dahil bilgiler verdikten sonra yazıyı şöyle bitiriyor: “Son konferans, Türkiye’nin teröristlere barınak sağlama ve İsrail’e karşı boykotları teşvik etmedeki rolü hakkında büyük endişeler uyandırıyor. Erdoğan hükümeti, Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini çözmek isterse, Yahudi devletini yok etmeye kararlı grupları desteklemeyi bırakmalı.”
Türkiye NATO’dan çıkacak
Business Insider’dan Benjamin Brimelow, “Türkiye askeri sanayisini NATO’da bağımsız olmak için geliştiriyor” iddiasında bulundu
Türkiye’nin NATO’dan çıkma fikri Batı’da konuşulmaya başlandı. Son olarak Business Insider’dan Benjamin Brimelow, Türkiye’nin NATO ortaklarına daha az bağımlı olmak ve Ankara’ya yönelik yaptırımları atlatmak için savunma sanayisine yatırım yaptığını ve askeri teçhizat üretimini genişlettiğini ve böylece NATO müttefiklerine bir “sinyal” gönderdiğini yazdı.
Brimelow, “Son yıllarda Ankara silah üretme çabalarını hızlandırdı: toplar, füzeler, tanklar ve savaş gemileri. Bu, savunma sanayiinde daha bağımsız hale gelmesini sağladı ve aynı zamanda ülkeyi bir silah ihracatçısı haline getirdi. Ankara’yı askeri-sanayi kompleksiyle ilgili bazı sorunlara Türkiye’nin çözümlerinin kendi başına bulunabileceğini düşünmeye iten, NATO’nun komşuları ve müttefikleriyle olan anlaşmazlıklardı” ifadesini kullandı.