Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Baş ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati‘nin cumartesi günü ekonomist ve akademisyenlerle gerçekleştirdiği toplantıda “Merkez Bankası’nın politika faizini önemsizleştirdik” sözlerine karşın “Eğer politika faizi devreden çıktıysa, enflasyonu nasıl kontrol edeceğiz? Bunu devreden çıkarırsak enflasyonla mücadele edecek aracımız kalmadı demektir. Böyle bir niyetimiz yoksa dahi bunu bu denli açıkça yani enflasyonla mücadele edecek ana aracımızı devreden çıkardık demek ne kadar doğru?” diye sordu.
Yetkinreport’taki yazısında Merkez Bankası’nın düşen faizine karşın, piyasada faizlerin yükseldiğine işaret eden Altınsaç “Rehberlik yapması gereken politika faizi ile diğer tüm faizlerin ilişkisi kopmuş durumda. Ve maalesef ki bu enflasyonla mücadelede temel sorunumuz” ifadelerini kullandı.
20 Aralık tarihinde artan döviz kurlarına karşı devreye alınan kur korumalı mevduatın Hazine’ye yük bindirdiğini ifade eden Altınsaç, “Bu yükü de toplumca paylaşmak durumundayız. Bu da bir diğer gerçek.
Dolayısıyla para politikasında yaptığımız bir hatanın boyutu, maliyeti giderek artmakta. Çünkü enflasyonumuz bu denli yüksek iken bu tarz bir para politikasını sürdürmenin tek yolu, sürekli yeni ayarlamalar yapmaktan geçiyor. Sürdürülebilir değil. Politika faizini önemsizleştirmenin doğru bir adım olduğunu düşünmekse işi tamamen çıkmaza sokmakta” dedi.
“Para politikasını düzeltmeden enflasyonla mücadele edemeyiz”
Altınsaç, enflasyonun yüzde 50’ye doğru ilerlediğini ifade ederek şöyle dedi:
“Para politikasını düzeltmeden enflasyonla mücadele edemeyiz. Sadece kuru kontrol ederek enflasyonu da düşürmemiz zor. Hatırlarsak son bir yıldır enflasyon yüzde 17’den dönüyordu, sonra yüzde 20’den dönecek derken olduk yüzde 36. Şimdi de yüzde 50’yi görmeyiz diyoruz. Demeyelim. Hele ki politika faizini de önemsizleştiriyorsak.
İki cümleye sığdırırsak; ekonomide bazı şeyleri bir süreliğine yapmak mümkündür ama uzun süre yapamazsınız. Tıpkı dönem dönem yüksek büyümeler kaydettiğimiz halde, uzun vadede refah kaybımızı ne denli fakirleştiğimizi görmemiz gibi.”
Yazının tamamı için tıklayın