Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik iddiaların yer aldığı yeni bir video paylaştı. Özdağ, Soylu’nun yeni parti çalışmaları kapsamında Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği’ne haber yolladığını ileri sürerek Soylu’ya verilen cevabı paylaştı. “Ben İçişleri Bakanlığı’ndaki bürokratların yalancısıyım” diyen Özdağ, “İçişleri Bakanlığı yetkililerin bana ilettiğine göre, sana verilen cevap: ‘Önce uyuşturucu ile bağlantısını kessin, sonra’ şeklinde olmuş.” iddiasında bulundu.
Zafer Partisi lideri Özdağ, geçen hafta sosyal medya hesabından yayınladığı videoda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için, “Süleyman Soylu dün bir basın açıklamasında, benim Amerikan aparatı olduğumu ve bundan dolayı bana operasyon çocuğu dediğini ifade etti. Süleyman, bu konuda elinde ne bilgi ve belge varsa bunlar hemen savcılığa ilet. Sana bir hafta süre veriyorum“ demişti. Özdağ, bugün konu ile ilgili yeni bir video paylaştı.
Zafer Partisi lideri Özdağ, sosyal medya hesabından, “Verdiğim bir hafta sürede ne yaptın Süleyman? Trol ordunu ve kontrolündeki siteleri tetikçilik ve eski/yeni iftiralar için kullandın! Zafer Partisi iftiraları, hakaretleri, fiili engellemeleri aşarak yoluna devam edecek“ yorumu ile video paylaştı.
Verdiğim bir hafta sürede ne yaptın Süleyman?
Trol ordunu ve kontrolündeki siteleri tetikçilik ve eski/yeni iftiralar için kullandın!@ZaferPartisi iftiraları, hakaretleri, fiili engellemeleri aşarak yoluna devam edecek. pic.twitter.com/b8RZmaIgCw— Ümit Özdağ (@umitozdag) September 23, 2022
Videoda şu ifadelere yer verdi:
“Süleyman Soylu’nun, Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’ne küfürler, hakaretler etmesine, anayasayı çiğneyerek Hatay’a, Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’na sokmama girişimlerinde bulunmasını, istihbaratı kullanarak takip ettirmesinin, troller ordusu aracılığı ile iftira attırmasının nedeni Zafer Partisi’nin sığınmacılar politikasıdır.
Zafer Partisi’nin bu tavrından çok rahatsız oluyorlar. Zafer Partisi’nin, sığınmacılar meselesinde Türk halkından gizlenen gerçekleri anlatmasından çok rahatsız oluyorlar. Sığınmacıların vatanlarına dönmesini isteyen Türk halkının desteğini her geçen gün daha güçlü almasından çok rahatsız oluyorlar.
Özetle bu kavga benimle Soylu arasında kişisel bir kavga değil. Devlet araçları kullanılarak Zafer Partisi’ne ve politikalarına karşı gerçekleştirilen bir saldırı. Türkiye’nin ‘Göçmenistan’ olmasına ve iç savaşa sürüklenmesine karşı çıkan Zafer Partisi’ni terörize ederek susturma çabası içerisindeler, susmayacağız, korkamayacağız, geri adım atmayacağız.
Üzerimizdeki tarihi görevin ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Değerli yurttaşlarım Süleyman Soylu, 25 Temmuz 2016’dan sonra İçişleri Bakanı oldu ve İçişleri Bakanlığı’nın Türk milleti tarafından sağlanan kaynakları Türk devleti ve milletinin güvenliği için değil, AK Parti içinde ve dışındaki muhaliflerini anayasayı çiğneyerek izletmek için kullandı ve görüyoruz ki hala kullanmaya devam ediyor.
Bunu nasıl yapıyor? İçişleri yetkililerin bana verdiği bilgiye göre HTS kayıtları, whatsapp dahil tüm yazışma ve konuşmaların izlenmesi, MOBESE kayıtlarının izlenmesi, banka kayıtlarının, otel kayıtlarının izlenmesi ve gerekirse fiziki takip yöntemiyle gerçekleştiriliyor. Bunların hepsi bana karşı uygulandı ve uygulanmaya devam ediliyor.
Hatta ben yıllar önce twit attım, arkamdaki polis ekiplerini çek Süleyman, çocuklar yoruluyorlar bir şey de yok ortada diye. Soylu’nun İçişleri Bakanlığı’nda troll ordusu kurduğunu biliyoruz. Bunlar sadece Soylu için çalışıyor. Ne devlet için ne AK Parti için.
Soylu büyük bir örgütçü. Valilerin büyük bir çoğunluğunu DYP’li ailelerin çocuklarından seçiyor. AK Parti dışında bir partilileşme çalışması, kendisi ne kadar siyaseti bıkacağım da dese, benim geçen haftaki yaptığım açıklamamdan sonra, doğru değil, hala devam ediyor.
Soylu herhalde dünyada en fazla suçlu ile dostluk fotoğrafı olan İçişleri Bakanı. Değerli yurttaşlarım, burada sizlerle paylaşmayacağım istihbarata dayalı ve ülkemizin güvenliği ile ilgili tehdit içeren bazı çalışmalarını da Soylu’nun Türk istihbarat birimleri ile resmi yazıyla paylaştım.
Altını çizerek söylüyorum, resmi yazı ile paylaştım. Artık devlet arşivine girdi Süleyman ne paylaştığımı tahmin ediyorsundur. Sizler de hatırlayacaksınız, Süleyman Soylu 1 hafta önce bir açıklama yaparak telefonda küfürleşmediğimizi söyledi ve ekledi sadece kamuoyunu önünde söylediğimi tekrarladım dedi. Kamuoyunda söylediğin şey benim hayvandan aşağı olduğum hakaretiydi, evet bunu söyledi ve Soylu bunu küfür kabul etmiyormuş, anlamış olduk.
Ben de ona gereken cevabı verdim o da bana tekrar küfür etti, bu konuda da yalan söylüyor. Soylu, bu konuşmasında yine kamuoyuna yaptığı açıklamasında beni Amerikan aparatı olarak nitelendirdi. Dün de bir komik yardımcısı var, beni Amerikan kuklası olmakla suçlayan bir tweet attı.
Ya Süleyman, Amerikan Büyükelçisine beni dikkate alın diye adam yollayan sensin, ABD’nin Afganistan’dan yolladığı Afgan ordusunu resmi üniformalarıyla senin korumak zorunda olduğun sınırlardan geçerek Türkiye’ye soktular ve sen seyrettin.
Bütün batının Türkiye’de kalsın diye çabaladığı sığınmacıları Türkiye’de tutmak için çalışan sensin ve senin mensup olduğun AK Parti. Onların vatanlarına dönmesi için mücadele eden de biz Zafer Partililer, biz Amerikan kuklasıyız, siz ne oluyorsunuz oğlum? Sen ne oluyorsun?
Ben de bu iftira üzerine Soylu’ya bir açıklama yaptım ve dedim ki, önemli birkaç istihbarat bilgisine dayalı olarak bunları söylüyorsan git Yargıtay Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulun. Sana da yedi gün süre. Sen ne yaptın Soylu?
Sen kurduğun meşhur troll ordusu ve Göç İdaresi üzerinden fonladığın sahte siteler aracılığıyla ahlaksızca iftiralar atmaya devam ettin. Gerçekten seviyeyi bu kadar düşüreceğini ben de tahmin etmemiştim. 10 yaşındaki oğlumun Amerikan Büyükelçiliği’nin anaokuluna gittiği iftirasını attın. Sadece trollerin atmadı Süleyman, bakan yardımcın utanmadan bu iftirayı tekrarladı. Çocuk anaokuluna 3-5 yaş arasında gider. Süleyman velev ki gitti, 3 yaşındaki çocuk siyasete taşınır mı be adam? Üstelik oğlum hiç Amerikan Büyükelçiliği’nin okuluna gitmedi. Ankara’da tanınan bir okulun TED Anaokulunda okudu.
Süleyman yetmedi, baldızımı Amerikan Büyükelçiliği’ne yerleştirdim iftirasını attınız. Üstelik karımdan da baldızım ile olan ilişkimden dolayı ayrılmışım. Ya Süleyman, böyle utanmazlık olmaz. Oğlum siz istihbaratı böyle mi yapıyorsunuz? Benim hiç baldızım olmadı ki.
Bunlarla da yetinmedi senin elamanların ve sen, kardeşimin uzun yıllar ABD’de yaşadığını ve CIA’nın Türkiye masasında çalıştığı iftirasını attın. Hala senin kontrolündeki sitede duruyor bunlar. Süleyman, değil uzun yıllar 1 gün bile ABD’de yaşamadı. CIA’de de bir gün bile çalışmadı. Senin bile anlama kapasiten bunu anlamaya yetecektir diye düşünüyorum.
Ben devlet işlerini senden farklı olarak daha ciddiye alırım. Bu konuda dönemin MİT müsteşarına teşkilatta ziyaret ederek bilgi verdim. Türk devleti bilmeden bu tür şeyler olmaz Süleyman. Sayın müsteşar hayatta, ara ve sor. Bir çok kadına iftira attırdın, hepsini mahkemeye verdik. Ancak sen trollerin arkasına sığındın. Geçen sever bu iftiraları attırma diye uyarmıştım whatsapp üzerinden. Bu ahlaksızca saldırıya uğrayan kadınlardan birisi, iftira atan hesaba seni Süleyman Soylu’ya şikayet ederim deyince korkudan iftirayı sildiler. Kadınlar üzerinden pis iftira siyasetini bırak.
Kimlerinkini kurcaladığını biliyoruz. AK Parti içinde kimlere ne siyaseti yaptığını biliyoruz. Ve Süleyman sakın korkma, ben senin temsil ettiğin ahlaki seviyeyi hiçbir zaman temsil etmeyeceğim. Siyaset böyle yapılmaz oğlum. Yapacaksan siyaseti adam gibi yap, özel hayat üzerinden siyaseti FETÖ benzeri ahlaksız casusluk örgütleri yaptı Süleyman.
Hani, parti kurmak için yaptığın çalışmalar sırasında ABD Büyükelçiliği ile temas kurmuştun ya, İçişleri Bakanlığı yetkililerin bana ilettiğine göre, sana verilen cevap: Önce uyuşturucu ile bağlantısını kessin, sonra… şeklinde olmuş. Ben İçişleri Bakanlığı’ndaki bürokratların yalancısıyım…”