Anayasa Mahkemesi, memleketlerine Suriyeliler için 25 bin kişilik barınma merkezi kurulmasına karşı mücadele eden Maraşlıların gösterilerinin valilikçe yasaklanmasına “hak ihlali” dedi. Yöre halkına tazminat ödenmesine hükmetti.
Sözcü.com.tr’de yer alan habere göre; 2016 yılının başlarında Suriye uyruklu göçmenler için Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlulları ilçesi Sivricehöyük mahallesinde 25 bin kişilik geçici barınma merkezinin inşaasına başlandı.
Yöre insanları, merkezin gerek çevresel etkilerinin, gerek sosyal etkilerinin çok yıkıcı olacağı ve geri dönülemez hasarlar yaratacağı sebepleriyle mücadeleye başladı.
Valilik, milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler yaptılar. Basın açıklamaları organize ederek demokratik yollarla düşüncelerini kamuoyuna açıklamaya çalıştılar.
Ancak valilik, İl Jandarma Komutanlığının talebi üzerine bir ay süreyle il genelinde her türlü toplantı ve etkinliğin yasaklanmasına karar verdi. Karar birer aylık periyotlarla dört defa daha uzatıldı.
DAVA AÇITLAR
Yöre halkı yasağın yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açtı. Ancak idare mahkemesi talebi reddetti. İtiraz üzerine yasağı değerlendiren Bölge İdare Mahkemesi de aynı yönde karar verdi.
Bu aşamada yöre halkı adına İsmail Sarıkabadayı, Songül Dağhan, Zafer Kaçmaz ve Mehmet Deliter 27 Eylül 2016 günü Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi, yasaklama kararıyla ilgili inceleme sonunda yaptığı değerlendirmede şu tespitlerde bulundu:
ADİL DENGE KURULMALIDIR: Alınacak tedbirin haklılığı ancak başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkıyla kamu düzeni, güvenliği ve başkalarının hak ve özgürlükleri değerleri arasında adil bir denge kurulmasıyla mümkündür. Bu nedenle idare ve derece mahkemelerinin bu konuda adil bir denge kurulmasına dair ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya koymaları gerekir.
GÜNLÜK HAYATI ETKİLEMESİ HAKKI ORTADAN KALDIRMAZ: Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanımının kolektif şekilde ve halka açık yerlerde kullanılan bir hak olması nedeniyle günlük hayatın akışında belli bir karışıklığa sebep olabileceği ve olumsuz tepkilere yol açabileceği, öte yandan bu durumların varlığının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ortadan kaldırılması için tek başına yeterli olmadığı daha önce belirtilmiştir.
HER TÜRLÜ ETKİNLİĞİN BİR AY BOYUNCA YASAKLANMASI HAKLI MI?: O halde somut olayda kamu düzeni ve güvenliği yönünden meydana gelebileceği belirtilen tehlikenin Kahramanmaraş’ın tamamında barınma merkezini protesto etmek amaçlı her türlü etkinliğin bir ay boyunca yasaklanmasını haklı kılıp kılmadığı değerlendirilmelidir.
DEVLETİN POZİTİF YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR: Devletin gerek toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını kullanmak isteyenlerin güvenliğini sağlama şeklindeki pozitif yükümlülüğünü yerine getirmesini engelleyecek ve kendisinden kaynaklanan istisnai bir durumun varlığı ortaya konmalıdır.
DAHA ÖNCE YAŞANAN SALDIRI HAKKIN KULLANIMINI ENGELLEMEZ: Daha önce aynı amaçla yapılan bir etkinlikte güvenlik güçlerine saldırıda bulunulmuş olmasının özellik le bu saldırıya karışmamış olan kişiler yönünden toplantı hakkının barışçıl biçimde kullanılmayacağına dair bir emare olarak kullanılması mümkün görünmemektedir.
TÜM ŞAHİRDE YASAĞIN HAKLILIĞINI ORTAYA KOYMAKTAN UZAK: Jandarma istihbarat raporunda belirtilen hususların özellikle barınma merkezinin inşa edildiği alanda merkeze zarar verilmesini önlemek adına bir yasaklamayı gerektirdiği kabul edilebilecek olsa dahi Kahramanmaraş’ın tamamında böyle bir yasağın haklılığını ortaya koymaktan uzak olduğu anlaşılmaktadır.
ADİL DENGE KURULULAMADI: Tüm açıklamalar ışığında valiliğin barınma merkezini protesto etmek amacıyla yapılacak her türlü etkinliğin yasaklanmasına dair kararında yarışan değerler arasında adil bir denge kurulduğunun ortaya konulamadığına ve başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
“İHLAL VAR TAZMİNAT ÖDENMESİNE OYBİRLİĞİYLE… “
Yüksek Mahkeme değerlendirme sonunda özetle şu hükme vardı:
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine, Başvuruculara müştereken net 10 bin TL manevi tazminat ödenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.