Makbul Peker’den Maktul Peker’e dönüş

Eee sen adamı makbulden maktule çevirmeye çalışırsan, haliyle kişinin dili çözülmüş bülbül misali şakıyıp ötmesi kaçınılmaz olur.

Aynen, asrın Lideri Tayyip abisine yük olan ne kadar; zevat (eskimiş) süslüsü, vekili, şişkosu, rüşvetçisi, kalemşör gazetecisi, medya patronu, derin abisi ve tetikçi delikanlısı varsa hepsinin ismini şakıması ve sahanın dışına itmek istemesi gibi.

Demek ki bülbülü kafesten çıkarmamak gerekiyormuş. Çıkarıyorsan da kapısını açık tutacaksın ki ait olduğu yere geri dönsün. Ama yok ben bu bülbülü artık besleyemem, ona bakamam, onunla işim bitti diyerek salıyorsan, bülbülün göçmen kuş misali coğrafya coğrafya gezerek, bugüne kadar kafesin içinde duyduğu, gördüğü ve yaşadığı ne kadar HATIRA varsa hepsini anlatması çok doğal.

Ve bugün Sedat Peker’i de bülbül misali şakıtan asıl sebep aynı kafeste olduğu kişiler tarafından kafesin kapısının yüzüne kapatılmasıydı. Yani kafesten kovulan Sedat Peker ister istemez kendine sığınacak bir vatan aramak zorunda bırakılmıştı ve canı yanan Peker’in sığındığı her coğrafya da Ak Mahalle nüfusuna kayıtlı kafes arkadaşları (bazı) Bakan, milletvekili, havuz medyası, bürokrat ve iş insanı hakkında bütün bildiklerini Tayyip abisini sarsma pahasına yayınladığı videolar ve attığı twitlerle canlarını yakıyor olması gayet normaldi.

Ki bana kalırsa Sedat Peker bundan sonraki videolarında sesini biraz daha yükselterek kendisini görmezden gelen Tayyip abisine doğru yönelebilirdi. Çünkü Sedat Peker’in iddialarına maruz kalan kişiler Akp Hükümetine yakın isimlerdi ve Tayyip abisinin bu iddiaların üzerine gitmek yerine Akp’li Bakan ve Milletvekillerine “susun” talimatı vererek iddiaların bir hükmünün olmadığına vurgu yapması Sedat Peker’i ister istemez o çok sevdiği ve saygı duyduğum dediği Tayyip abisinin üzerine oynamaya ve Ak Mahalledeki yangını alevlendirmeye yöneltecek gibiydi.

Kaldı ki Sedat Peker’in iddiaları sadece adı geçen Akp’li bakan ve milletvekillerini değil Sayın Cumhurbaşkanını da bağlayan bir konuydu ve bu iddialardan koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletini yöneten birinin haberinin olmaması ilginç bir durumdu.

Dün Cemaatin kendilerini kandırdıklarını iddia edenlerin bugün Sedat Peker’in iddialarına maruz kalan “din temelli siyaset” yapanlar kendi atadıkları bakan, milletvekili ve iktidarın paralı kalemşör yazarlarından sıyrılması gerekiyorsa da bunu şu an için yargıya taşımaları mümkün gözükmüyor. Çünkü Sedat Peker’in iddialarına maruz kalanlardan birini savcılığa intikal ettirmek kişiyi bülbül yapmaya, Akp Hükümetini de final düdüğünü çaldırmaya yeterli olurdu.

Ki benim asıl merak ettiğim konu Hacı Sedat Peker’in sözüne mi güvenecektik yoksa Hacı Binali Yıldırım’a mı yoksa bir çok defa Hacca giden diğerine mi?

Nihat Nakitoğlu’nun cevaplaması dileğimle…