Deyyus-u Ekber

Padişah 1. Ahmet ve meşhur Kösem Sultan’ın oğlu Sultan İbrahim 1640 yılında tahta çıkıyor. Tahta çıkmadan önce uzun yıllar kafes hayatı yaşadığı ve kardeşlerinin boğularak öldürüldüğüne şahitlik ettiğinden psikolojisinin epey bozuk olduğu da biliniyor.

Devleti yönettiği ilk zamanlar da aklı başında devlet adamlarının etkisiyle, devlet iyi yönetilse de çevresini saran dalkavukların da etkisi sonucu padişah İbrahim’in gariplikleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlar.

Ve Osmanlı tarihinde pek bilinmeyen şu garip olay yaşanır ; “Sarayın lüks harcamaları o denli artar ki bu artış sebebiyle valiliklerden para istemek âdeta adet halini almıştır.”

O tarihte Sivas Valisi Varvar Ali Paşa’dır. Varvar Ali Paşa halk tarafından sevilen, cesur, dürüst ve eğitimli bir devlet adamıdır.

Sivas’a gelen saray memuru Varvar Ali Paşa’dan saray adına 30 Bin Kuruş para ister. Varvar Ali Paşa, memura : ” Sivas’ın tek kuruşu yoktur!” cevabını verir ve ekler, ” Bu parayı nereden vereyim, yol keserek halkın malını mı soyayım?” der ve memuru geri çevirir.

Padişah bu işe çok bozulsa da zamanla unutulur bu olay. Daha sonra Saray Memuru yine bir ferman ile gelir ve çıkar Varvar Ali Paşa’nın karşısına. O garip ferman şöyle buyurur :

” İBŞİRİN AVRADI TEZ BANA GÖNDERİLE ”

Fermanda bahsedilen İbşir, Anadolu’da Osmanlı kumandanı olan İbşir Paşa’dır.

O tarihte Sivasta bulunan İbşir Paşa’nın karısının dillere destan bir güzelliği vardır. Saray’daki dalkavuk çevrenin de etkisiyle padişahın kulağına kadar gelir İbşir Paşa’nın karısının dillere destan güzelliği,”Padişahım bu hatun size yakışır “ türünden laflardan etkilenen İbrahim yukardaki garip fermanı yazdırır

Saray Memuru’nun okuduğu ferman karşısında şaşkına dönen Varvar Ali Paşa’nın ;

” BRE BEN P..Z..V..N..K MİYİM? BİR MÜSLÜMAN ADAMIN AVRADINI ALIP , PADİŞAH DAHİ OLSA NASIL VERİRİM” diyerek memuru tekme tokat kovduğu söylenir.

Bu olay üzerine Varvar Ali Paşa isyan eder ve yanına topladığı askerleri ve halkın desteğiyle yürüyüşe geçer. Bunu haber alan Padişah İbrahim, isyanı bastırma görevini İbşir Paşa’ya verir. Evet yanlış duymadınız ! Padişah, karısına göz koyduğu adama görevi verir ve ” ya başı ya başın” diyerek Varvar Ali Paşa’nın üzerine salar.

İbşir Paşa, Varvar Ali Paşa’ya haber salar ve kendisinin tarafına katılacağı bilgisini verir. Varvar Ali Paşa, İbşir Paşa’nın yanına katılacağını düşündüğünden tedbir alma gereği duymaz. İbşir Paşa’nın kendisine oyun ettiğinden habersizdir. Varvar Ali Paşa’ya kumpas kuran İbşir Paşa ani bir baskınla askerleri dağıtır ve Varvar Ali Paşa yakalanır.

İdam edileceği sırada Varvar Ali Paşa, İbşir Paşa’ya döner ve der ki ;

” ULAN BEN SENİN AVRADINI, IRZINI KORUMAK İÇİN İSYAN ETTİM. BENİ ALLAH’IN EMRİNE UYUP DA NAMUSUNU KORUDUĞUM İÇİN Mİ KATLEDECEKSİN P..Z..V..N..K?

O an İbşir Paşa kızarıp bozarsa da Varvar Ali Paşa’yı idam ettirir ve kellesini saraya gönderir.

Bu olaydan sonra İbşir Paşa’nın karısına ne olduğu pek bilinmiyor. Fakat kaynaklar İbşir Paşa için sonradan Sadrazam olduğunu ve halk tarafından hiç sevilmediğini yazıyor. Dünya; tarihte halk arasında Deyyus- u Ekber ( En Büyük P.z.v.n.k) olarak anılan İbşir Paşa’ya da kalmıyor. Yaptığı yolsuzluk ve hırsızlıklardan ötürü Osmanlı Devleti tarafından idam ediliyor.

Kıssadan hisse….