Köşe Yazarı

Tüm Problemlerin Nedeni

Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 Tüm kişisel, ailevi, toplumsal, millî ve uluslararası problemlerimizin tek bir nedeni var:

Bunu anlamak için de doğamızı anlamamız lazım!

Doğamız arzulamaktır ve arzularımızı haz ile doldurarak mutlu olmak isteriz. İnsanın ham maddesi sadece basit bir haz alma isteğinden başka bir şey değildir. Doğamız gereği, mutlu olmak için çabalarken başımıza olur olmadık birçok sıkıntı gelir ve ızdırap çekeriz. İnsan arzularını tatmin ederek mutluluğunu sürekli canlı tutmaya çalışır. Bizleri işleten “yazılım” budur. Ancak bu mutluluğu sürekli sağlamak mümkün değildir. Çünkü insanoğlu doğanın basit bir kanununu bilmemektedir. “Arzu ve haz birbirini iptal eder.” Bu kanun, çok kritik bir kanundur. Çünkü insanoğlu bu şekilde var olmaya çalıştıkça, sadece artan bir tatminsizlik ve mutsuzluk ile ilerler. Ta ki hayatta çaresizliğe gelene kadar. Kişi yavaş yavaş yaşlandıkça arzuları da zayıflar. İstediği şeyleri yavaş yavaş bırakır. Ölümüne doğru günlerini geçirir.

Bu ilk bilmemiz gereken doğa kanunu idi.

Gelelim ikincisine…

İnsanoğlu egoizm denilen bir doğa ile çalışır. Yani, bizi işleten ve haz alma arzusu olan “yazılım” bu prensiple çalışıyor. İnsan, tüm hesabını sadece egoizmden yapar. Egoizm, kendimize verdiğimiz aşırı değer demektir! Bu da elbette sadece diğer kişilerin değerini indirgemek ile olabilir. Herkes istisnasız egoisttir. Doğamız bu şekildedir. Bunun önüne hiç kimse geçemez.



Her nesilde egoizm giderek artar. Kişi de büyüdükçe daha egoist olur. İnsanoğlunun ve kişisel gelişimimizin arkasındaki itiş gücü egodur. Bu olmasaydı asla insanoğlu olarak ilerleyemezdik. Hayvanlar gibi bir hayatımız olurdu. 21. yüzyıldaki insanoğlunun hayatına bakınca kulağa pek de kötü gelmiyor. İnsan, başkaları ile sürekli kendisini kıyaslayarak ve daha yüce olmayı isteyerek gelişir. Daha iyi bir hayat hayali ile… Yani daha fazla haz hayali ile…

Bu yüzden bir taraftan arzularımızı haz ile doldurmaya çalışıyoruz. Öteki taraftan da bunu egoistçe yaparak, diğer insanların üzerinden onları kullanarak kendimizi tatmin etmeye çalışıyoruz. Ama birinci kuraldan dolayı, yani arzu ve haz birbirini iptal ettiği için asla mutlu olamıyoruz.

İşte bu kısır döngüyü anlamamak ve sorunu çözememek kişisel problemlerimizin başlangıcıdır. Şimdi sekiz milyarlık insanoğlu sürekli kendini bu şekilde mutlu etmeye çalışırsa, elbette bu bireysel, ailevi, toplumsal, millî ve uluslararası problemlerin hepsi olacaktır… Yani aslında bir insan ile tüm dünya aynı şey…

Giderek artan insan egosu ve asla tatmin olmayacak bir alma arzusu da elbette dünyadaki tüm sorunların tek sebebidir. İnsanoğlunun egosal gelişimini artık tamamladığını görebiliriz. Çünkü tüm dünya bir ülke gibi… Her ülkedeki insanlar aynı problemleri yaşıyor. Ailede, toplumda, politikada, ekonomide, uluslararası ilişkilerde herkesin ve hepimizin problemleri aynı!