Dünyamız her geçen gün yaşlanıyor. İnsanın aç gözlülüğü yüzünden, insan-doğa ilişkisindeki denge, her gecen gün bozulmaktadır. Bu durumu artık bir krize dönüşen iklim değişikliği, küresel ısınma, çevrenin insanlar tarafından hoyratça kirletilmesi nedeniyle yaşamakta olduğumuz her yeni felaket ile doğa gözlerimizin önüne sermektedir.
Dünyanın farklı pek çok noktasında son iki haftadır devam eden sel felaketleri, artan kuraklık, Marmara müsilaj sorunu, küresel ısınma ve orman yangınları iklim değişikliğini daha fazla ihmal edemeyeceğimizi bir kez daha bizlere hatırlatmaktadır. Neyse ki tüm sorunlara rağmen, yeterince hızlı ve ne kadar yeterli olup olamayacakları belirsiz olsa da bu kötü gidişatı durdurmaya yönelik pek çok gayret de var.
Bu gayretlerin başında Birleşmiş Milletlerin (BM) gezegenimizi korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için yürüttüğü bir dizi çalışmanın dile getirilmesi gerekir.Bu bağlamda Ocak 2016’da yürürlüğe giren BM Bin Yıl hedefleri kapsamında “Sürdürülebilir Kalkınma” hedefleri, 2031 yılına kadar üye ülkeler için önemli hedefler belirlemiştir. İklim, enerji, çevre, sorumlu üretim ve tüketim bu hedeflerin başında gelmektedir.
Bu kapsamda 21 Nisan 2021 tarihinde, AB Komisyonu, AP ve AB Konseyi arasında iklim değişikliği ile mücadele için hazırlanan “İklim Yasası” müzakerelerinde anlaşma sağlanmıştır. Dünyadaki sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 10’undan sorumlu olan AB, enerji tüketiminde yenilenebilir enerji payını 2030 itibariyle en azından yüzde 27’ye yükseltmeyi ve 2050 yılına kadar iklim yasasında ve sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 55 azaltılması hedefi belirlemiştir. 2050`de ise AB, Küresel ısınmanın 2°C’nin altında tutulmasına katkı sağlamak için, karbon emisyonlarını 1990 seviyelerine göre yüzde 80-95 oranında azaltmayı amaçlamaktadır.
Günümüzde her nekadar yeterli düzeyde olmasa da çevre duyarlılığı gittikçe artmaktadır. gelişmiş ülkelerde daha fazla birey çevre dostu ürünler talep etmektedir. Bu bağlamda gelişmiş ülkelerde, iklim ve çevre dostu politikalar önem kazanmaktadır. Bir taraftan otomotiv firmaları elektrikli araç model arzlarını arttırırken, diğer taraftan ABD, AB ve İngiltere basta olmak üzere devletler fosil yakıtlı dizel ve benzinli araçların 2030`larin sonuna kadar kullanımının yasaklanarak karbon salınımını azaltılması hedeflenmektedir. Örneğin Almanya´da 1990 da Yeşiller partisi kurulduğu günden beri dikkatleri üzerine çekmiştir. Almanya’da önemli bir siyasi aktör olan Yeşillerin Eylül 2021 federal seçimlerinde oylarını bir önceki seçimlere göre ciddi oranda artırması ve iktidar ortağı olacağı öngörülüyor. Son günlerde Almanya`da iklim değişikliğini önleme çalışmaları bağlamında önemli gördüğüm, güzel bir gelişmeyi de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Fransa’da `Eco-Score` adı verilen çevre dostu bir standart geliştirilmiştir. Tüketicilerin bir satın alma kriteri olarak Eco-Score, çevreye duyarlı ürünleri tüketmeye özendirerek doğayı korumayı hedeflemektedir. Fransa’da geliştirilmiş olsa da İlk pilot deneme Almanya merkezli küresel parekende satış zinciri olan `Lidl` şirketi tarafından Berlin`de geçen ay test edilmeye başlanmıştır. Satışa sunulan çay, kahve ve süt ürünlerinde bulunan Eko-Skor etiketi AB komisyonu tarafından PEF’e (Ürün Çevresel Ayak İzi) dayalı yaprak sembolleri üzerindeki renkler ve harflerden oluşmaktadır. Eko-Skor etiketi ile ürünler, çevre dostu olması açısından yeşil A’dan (en iyi) kırmızı E’ye (en kötü) kadar, beş puan üzerinden puanlayan bir ölçektir. Müşterilerin Eco-Score’a dikkat edip etmediklerini öğrenmek ve daha çevre dostu satın alma kararları verip vermedikleri test edilmektedir. Uygulamanın nasıl sonuçlanacağı konusunda belirsizlikler ve tartışmalar olsa bile, çevre duyarlı üretim ve tüketimin özendirilmesi açısından `Eco-Score` çalışmasının bu alanda bir ilk olması yönüyle özel bir önemi olduğunu düşünmekteyim. Benzeri proje ve çalışmaların Türkiye’de de uygulandığını görmek ne kadar güzel olurdu. Çevre felaketlerinin yaşandığı şu günlerde etrafımızda olmakta olan güzel şeylere dair bir moral olması ümidiyle, bireylerin Eco-Score`nin A kalite olduğu güzel ve umutlu bir yarınlar diliyorum.