Hayatımızdan çıkarmamız gereken kelimeler

Kelimelerin, sözlük anlamlarından öte olan ruhları vardır. Bu yüzden hiçbir kelimenin yüzde yüz eş anlamlısı olamayacağını düşünüyorum. Örneğin ‘kalp’ ve ‘yürek’ sözlükte eş anlamlıdır. Ancak kalp hisleri, yürek cesareti ön plana çıkarır. Kalpsiz insan duygusuz, yüreksiz insan korkaktır.

Yanlış kelimeler motivasyonumuzu ve iletişim gücümüzü aşağıya çekerken doğru kelimeleri kullanmak bizi nitelikli ve mutlu bir insan haline getirmede önemli rol oynar. Bu nedenle hayatımızdan çıkarmamız gereken bazı kelimelerle ilgili önerilerim var:

 

  1. KEŞKE

Hüzünlü bir pişmanlık veya çaresiz bir hayıflanma içeren “keşke” adeta tüh’lü geçmiş zaman kipidir. Geçmişin kırk kilit altındaki sandığındadır ve kendimize kızmak, kaderimize küsmek, başkalarına isyan etmek dışında hiçbir işe yaramaz.

Cümlelerimizi “keşke” yerine “bundan sonra” ile kurduğumuzda ise geçmişten aldığımız dersle kontrolü bizde olan yeni bir başlangıç yapabiliriz. Mesela “Keşke daha çok çalışsaydım” demek yerine “Bundan sonra daha çok çalışacağım.” gibi.

 

  1. AMA

Düşüncenin yönünü değiştiren bir bağlaçtır. Yani “ama”dan öncesi olumluysa sonrası olumsuzdur. Örneğin şu cümleye bir bakın: “Sen çok iyi bir çalışansın, önemli işler başardın ama daha genç ve dinamik bir çalışana ihtiyacımız var.” Ne kaldı aklınızda? “Ama”dan öncesi çöpe gitti. Zaten bir cümlede “ama” varsa öncesindeki her şey geçersizdir. Biz bunu fark etmesek bile alt beynimiz kaçırmaz ve bizde olumsuz bir duygu uyandırır.

Bu nedenle cümlelerimizi “ama” yerine “ve” bağlacı ile kurmayı öneriyorum. “Seni anlıyorum ama sana güvenemiyorum” yerine “Seni anlıyorum ve sana güvenmek istiyorum” dediğimizde aslında aynı şeyi söylemişiz gibi görünsek de karşı tarafın bize karşı tepkili olacak olumsuz ruh haline girmesini engellemiş oluruz.

 

  1. ANLADIN MI?

Söylenen kişiye “Sen pek akıllı sayılmazsın da…” hissiyatı uyandıran bir ağız alışkanlığı. Kendi anlatım becerisine sonsuz güven duyan, karşıdakinin anlayacağından şüpheli olan bu kaba kelime yerine çok basit bir alternatif var: “anlatabildim mi?”

 

  1. ZORUNDAYIM

Hayatımın kontrolü bende değil mesajını verir. Sorumluluğu üstümüzden atarcasına kullandığımız “zorundayım” kelimesini duygusal bir yük olarak sırtımızda taşımak yerine “istiyorum” ile değiştirdiğimizde bakış açımız daha olumlu olacaktır.

Örneğin “Bu raporu bitirmek zorundayım yoksa işimi kaybederim” yerine “Bu raporu bitirmek istiyorum çünkü işimi önemsiyorum” dediğimizde kendimize olan güvenimizi arttıracak ve kontrolün bizde olduğunu hatırlatacaktır.

 

  1. PEKİ

Pasif agresif bir vazgeçiş ifadesidir. Her peki “aslında hayır ama uğraşacak gücüm yok” anlamı taşır biraz. Ne söyleyenin içine siner ne işiteni mutlu eder. Anlamı ile çağrışımı taban tabana zıttır ve dört harfli olmasına rağmen Türkçedeki en uzun kelimelerden biridir.

Aşkı Memnu’daki şu diyalog buna güzel bir örnektir:

– Lütfen Bihter, çılgınca bir şey yapma!

– Peki…

NEDEN?

Saat 00.00’dan sonra müzisyenlerin sanatlarını icra etmeleri yasakken şehir magandalarının son ses müzik açarak mahalle aralarında turlamalarına neden çözüm bulunamaz?

Bayramların tarihi asırlar öncesinden bile belliyken bayram tatilinin kaç gün olacağına neden hep son günlerde karar verilir?

Siyasetçisinden milli takım hocasına kadar, başarıda tüm payeyi kendi üzerine alan “en baştaki kişi” başarısızlıklarda neden kendi istifa etmez de yardımcılarını değiştirir?

Güzel olan çoğu şey neden zararlı, yasak veya günahtır?