‘Kurtlar Vadisi’ adlı televizyon dizisinde ‘Polat Alemdar’ karakterini canlandıran oyuncu Necati Şaşmaz’ ın kendini Mehdi ve ‘seçilmiş kişi’ olarak gördüğü ve çevresine de bunu söylediği ses kayıtları ortaya çıktı.
Ekranlara yeniden dönüş hazırlığı yapan ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinde ‘Polat Alemdar’ karakterini canlandıran oyuncu Necati Şaşmaz, 17 Mayıs’ta iki çocuğunun annesi Nagehan Kaşıkçı’dan boşandı. Boşanma aşamasında Nagehan Kaşıkçı, eşinin müridi olduğu tarikat ve mehdilik iddiasının yuvalarını bozduğunu iddia etti.
Halk TV yazarı İsmail Saymaz bugünkü ‘Hazret-i Polat Alemdar’ başlıklı yazısında Necati Şaşmaz ve Nagehan Kaşıkçı’nın boşanmasına neden olan Şaşmaz’ın müridi olduğu tarikat ve mehdilik iddiasını köşesine taşıdı. Saymaz, ayrıca mahkeme dosyasına sunulan Şaşmaz’ın, babasının kuzeni İrfan T. ile konuşmasının kayıtlarını paylaştı.
Saymaz’ın yazısında şu ifadelere yer verdi:
‘Kurtlar Vadisi’ adlı televizyon dizisinde ‘Polat Alemdar’ karakterini canlandıran ünlü oyuncu Necati Şaşmaz, geçen 17 Mayıs’ta iki çocuğunun annesi olan Nagehan Kaşıkçı ile boşandı.
Doğrusu, iki yıldır zaten ayrıydılar.
Ancak bu ayrılığın bir karı-koca anlaşmazlığından çok farklı ve olağandışı nedenleri vardı.
Şaşmaz’ın müridi olduğu tarikat ve mehdilik iddiası, bu yuvayı çatırdattı.
Şaşmaz’ın babası Abdulkadir, Elazığ Harput merkezli bir Kadiri tekkesinin şeyhi. Oğul Şaşmaz da bu tekkenin müridi. Kaşıkçı’nın iddiasına göre… Şaşmaz, sekiz yaşındaki oğlu A.N.’yi zikre götürüyor. A.N., tarikatın gelecekteki lideri olarak görülüyor. Yaşlı müritler
A.N.’ye “Ağabey” diye sesleniyor ve çocuğun elini öpüyor.
Böylesi bir zikrin görüntüsü, İstanbul 2. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davası dosyasına girdi. Kaşıkçı’nın çektiği videoda, aralarında Necati Şaşmaz’ın da olduğu müritler zikir çekerken görülüyor. Zikri yöneten dede Şaşmaz ve küçük A.N. halkanın orta yerinde
duruyor.
‘Ben seçilmişim İrfan abi!’
Necati Şaşmaz: Belki de binyıllardır peygamberden bu yana insanlardaki gönül bağı ile ruhsal bir şey yapıldı. Bulut gibi dedim ya, ruh parçası… Ondan bir parça aktarılarak bugünlere geldi. Bu ermiş insanlar ya da tasavvuf ocakları Budistlerde var, Musevilerde de. Sufizm ya da mistisizm bütün dinlerde var. Bunlar bize getirdiler belki. Bütün dinlerdeki tarikat ehilleri o ruhu getirdiler. O yüzden seçilmiş olmuş oluyorum ki İrfan abi. Onu alabilecek olan birisiyim ben. Anlatabildim mi? O gelen ruhu da alabilecek, o bilgiyi verebilecek… Ben bana verilenle onu birleştirip bir formül çözülmesi gibi olmuş olacak. Babamla konuşmam lazım.
İrfan T: Konuşacağın tek doğru insan orada.
Şaşmaz: Böyle şeyleri hanıma anlattığım günün sabahı Mahir aradı. “Hayırdır gardaş?” “Enteresan bir rüya gördüm. Söylemek istedim” dedi. “Sen böyle yüksekte, çok yüksekte bir yerdesin, miraç gibi bir yerdesin. Ama bir sen oluyorsun, bir peygamber efendimiz oluyor” dedi.
Hazreti Muhammed’in yüzü oluyorum, bir ben oluyorum. Bir o oluyorum, bir o oluyorum. Ben olduğum zaman asker kıyafeti giymişim, havacı, asker kıyafeti, yüzbaşı. “Hayırdır?” dedim. “Ben hiç rüya görmem. Görsem de hatırlamam. Peygamber efendimizi gördüm ve sakalı makalı her şeyde sendin” dedi.
İrfan T: Herkes bir şey düşünüyor. Cesur olup söylemesine gerek var mı? Yok. Ben düşündüğüm şeyi mesela anama anlatmam. Zaten faydası da olmaz. Ama babaya sorman çok farklı bir şey.
Şaşmaz: Gerekirse (Hazreti) İsmail gibi teslim olurum. “Al bıçağı” derim. Ben buna inanıyorum. Ya “Sen deccalsin lan” de, kes boğazımı. Ya da de ki: “Bunun yolunu göster.” Bunu yapacağım. Bu yola çıktım çünkü.
İrfan T: Bu yola itildin mi?
Şaşmaz: Gerçekten öyle, itildim. Ben maalesef seçildim.
İrfan T: Psikolojik bir şey varsa ne olacak? Öyle zannediyorsun ama öyle değilse ne olacak? Bir psikologa görün.
Şaşmaz: İcatlar yapıyorum. Bu icatlar dünya için önemli icatlar. Dünya için önemli icatlar değil mi?