İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Akşener, “Yapılacak olan basit. İçişleri Bakanı ve suçlamalara maruz kalanlar kenara çekilir, Cumhuriyetin savcıları ve hakimleri devreye girer, gereken yapılır. Olması gereken budur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışan budur. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir. Adalet bunu gerektirir dedi.
Akşener’in konuşmasından satır başları:
* Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta, Rize’nin İkizdere ve Çayeli ilçelerini ziyaret ettik. Önce, İkizdereli vatandaşlarımızın, doymak bilmez müteahhitlerin yağmasına karşı gösterdikleri, şerefli duruşa destek olduk, bizim için kutsal olan cennet doğamıza sahip çıktık.
* Sonrasında ise, İkizdere ve Çayeli esnafının dertlerini dinledik. Bize büyük misafirperverlik gösteren İkizdereli, Çayelili kardeşlerime, bir kez de bu kürsüden teşekkür ediyorum.
* Milletimizin en önemli hasletlerinden olan ev sahipliğini, Karadeniz’in mertliğine yakışır şekilde yaptılar. Allah onlardan razı olsun. Biz ziyaretlerimizi yaparken, İkizdere ve Çayeli’nde, AK Parti teşkilatlarının, sağdan soldan topladıkları, küçük gruplar üzerinden bazı provokasyon girişimleri oldu.
* Ama ne Rizeli kardeşlerim, ne de Rizeli dava arkadaşlarım, bu girişime prim vermediler. Onlara da, bir kez daha teşekkür ediyorum.
BAHÇELİ’YE YANIT: BEN GEZMEZSEM KİM GEZECEK?
* Dün acınası küçük ortak demiş, neymiş benim Rize’ye gitmem provokasyonmuş. Sayın Bahçeli, ben gezmezsem kim gezecek? Büyük ortağın Saray’dan çıkmıyor, sen zaten ortada yoksun. Ben gezmezsem kim gezecek?
* Biz bu yola çıkarken koltuk değil ayakkabı eskiteceğiz diye yola çıktım ve bu sözü tuttum. Biz buna devam edeceğiz. Sen iktidarın küçük ortağısın, madem bizim esnafa gitmemizden rahatsızsın o zaman bir zahmet milletinin ayağına gideceksin. Kürsüden öfke tiradları atmayı bırakıp, işini yapacaksın. Bunları yapamıyorsan bize gölge etmeyeceksin.
* İktidar olmak demek sizi o makama getiren millete hizmet etmek demektir. Nitekim, iktidar işinin iyi yapar, milleti mutlu ederse görevine devam eder. Aksi olursa da iktidar gider. Mesela yolsuzluk her yanı sarıyorsa iktidar gidiyor demektir.
* Mesela yoksulluk çığ gibi büyüyor, ülkenin parası pul oluyorsa iktidar gidiyor demektir. Vatandaş sürekli artan fiyatlara ezdiriliyorsa iktidar yolcu demektir. İktidar verdiği sözleri unutuyor, hatırlatanları da terörist ilan ediyorsa dönülmez akşamın ufkuna gelinmiş demektir.
* Geçen hafta tane tane anlatmıştım. Sayın Erdoğan iktidara gelirken vaatlerde bulundu milletimiz yetkiyi verdi. 19 yılın sonunda, bırakın vaatleri gerçekleştirmeyi sayın Erdoğan ve danışmanları Saray’a kapanarak koptukları milletimizi fakirlik, işsizlik ve yolsuzlukla baş başa bıraktı.
SEDAT PEKER’İN VİDEOLARI
* Öyle zamanlardayız ki, devleti idare edenlerin hangi icraatına, hangi işine baksak, elimizde kalıyor. Biliyorsunuz, sosyal medyada bir video fırtınası, aldı başını gidiyor.
* İktidar mensuplarının isimleri, çirkin işlerin, garip ilişkilerin aktörleri olarak geçiyor. Normalde, bizim siyaset anlayışımıza göre, parti içi meselelere karışmak olmaz. AK Parti ve ortaklarının içindeki skandallarla milletin gerçek gündeminin gölgelenmesini kabul edemeyiz.
* Ama bu kepazeliği, artık sadece Türkiye değil, dünya takip ediyor. Buradan konunun tüm paydaşlarına seslenmek istiyorum; Beyler; Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı söz konusu. Koskoca Türk Devleti’ni, cümle aleme rezil ettiniz. Bu işler, karşı videolar yayınlamakla, gizemli hikayeler anlatıp, gerçekleri bulandırmakla olmaz.
* Ekranlara çıkıp saçmalamakla, hamasetle hiç olmaz. Böyle devlet yönetilmez. Bu işler, bütün iddiaları araştıracak ve gerçeği milletimizin önüne koyacak, şeffaf bir yargı süreciyle olur. Devlet itibarının, kişiler üzerinden, daha fazla ayaklar altına alınmasına izin verilemez.
* Yapılacak olan basit. İçişleri Bakanı ve suçlamalara maruz kalanlar kenara çekilir, Cumhuriyetin savcıları ve hakimleri devreye girer, gereken yapılır. Olması gereken budur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışan budur. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir. Adalet bunu gerektirir.