Bir atık kağıt işçisi, Ahmed Arif şiiri ile gündem oldu: Dayan iş ile…

aydın simakli
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Atık kağıt toplayıcıları son günlerde polisin yaptığı baskınlarla gündemde. Ümraniye’de geri dönüşüm işçilerini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bu konuda bir çalışma başlattıklarını belirterek, “Rahatlıkla toplayacaksınız. Hepiniz çalışacaksınız, hepiniz kazanacaksınız. Kimse de müdahale etmeyecek size” demişti.

O kağıt toplayıcılarından biri olan Aydın Sımaklı’nın röportaj yaptığı sırada okuduğu Ahmed Arif’in “Anadolu” şiiri paylaşım rekorları kırdı.

Euronews’ten Dilek Gül’ün paylaştığı video ve atık kağıt toplayıcısı Aydın Sımaklı’nın açıklamaları şöyle;



Bir atık kağıt işçisi anlatıyor: Bu işin heveslisi değiliz, uyuşturucu kaçakçısı muamelesi yapılıyor

Sırtında taşıdığı çekçeği ile İstanbul’un sokaklarını, mahallelerini karış karış dolaşıyor Aydın Sımaklı. Çöplerden topladığı katı atıkları geri dönüşüme kazandırarak 10 yıldır ekmek yiyor bu işten. Öyle çok büyük paralar kazanmıyor. Eğer çekçeğini günde üç kez doldurabilirse yevmiyesi yüz lirayı buluyor.

“Haksız kazanç arıyorlarsa milyonlarca para götürenlere baksınlar” diyen işçi Aydın Sımaklı, son haftalarda depolarına yapılan zabıta ve polis baskınlarını da anlamakta zorlandığını söylüyor:

“Sabaha doğru operasyonlar oluyor. Sanki biz uyuşturucu tacircisiymişiz veya kaçakçılık yapıyormuşuz gibi… Biz hepimiz buradayız, ne gerek var sabaha karşı yapılan operasyonlara? Bir ülke vatandaşına nasıl bunu yapar? Hepimizi çıkarmışlar, GBT bakılıyor. Ve tek birimizden bile bir suç çıkmadı. Çok mahcup oldum, ekmeğimizde olan insanlarız. Kimseye bir zararımız yok.”

Günden güne artan işsizlik nedeniyle aralarına üniversite mezunları veya atanamayan öğretmenlerin katıldığını ifade eden atık toplayıcısı Sımaklı, bu operasyonlarla on binlerce insanın işsizler ordusuna dahil edileceğini söylüyor:

“Operasyona katılan polise, zabıtaya sordum. Bugün yıktınız biz yarın ne yapacağız? Onların da bir şeyden haberi yok, size bilgi verilmedi mi diye sordular. Ben ekmeğimi günlük kazanıyorum. Sigortalı değiliz, çalışmasak açız. Ne toplanın gidin dediler ne de çalışın. Gece gündüz ha geldi gelecekler diye bekliyoruz. Bizi ziyarete gelen siyasiler Anadolu ve Avrupa yakalarında büyük şirketlerin iki geri dönüşüm tesisi kurulduğunu söyledi. Bütün geri dönüşüm mallarının buralara aktarılması isteniyormuş. Hatta biri bitmek üzereymiş.”

Aile üyelerinin mevsimlik işçi olarak çalıştığını anlatan atık işçisi Sımaklı, bu sektörde göçmenlerin ucuz iş gücü olarak tercih edilmesinden dolayı bu işin de ellerinden alındığını belirtiyor.

Köyüne döndüğünde ise geçimini sağlayabilecek bir işi olmadığını anlatan işçi Aydın Sımaklı, yaşadığı sorunun nasıl çözüleceğini düşünüyor ve son cümlesini bitirirken yine soruyor: “O kadar bedavadan para kazanan varken, gelip bizim kapımıza dayanmaları Allah’tan reva mı?”

 

ANADOLU

Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun ?

Utanırım,
Utanırım fukaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak…
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun ?

Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım…
Görüyor musun ?

Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu’yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri…
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda…
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun ?

Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne – üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?

Ahmed Arif

 

Bu Yazıya Tepki Ver