Prof. Dr. Daron Acemoğlu, “Daha iyi bir gelecek inşa etmek için önümüzde çok yol var. Daha iyi bir gelecek inşa etmek için daha iyi kurumlar inşa etmemiz lazım. Daha iyi kurumlar inşa etmemiz için toplumun da çok daha aktif bir şekilde politikaya girmesi gerekiyor” dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında konuşan MIT’den öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Ekonomist James A. Robinson ile yazdığı ‘Dar Koridor’ isimli kitabından örnekler vererek geleceğin kurumlarını inşa etmenin önemine dikkat çekti. kurumların yaratılması için önerilerde bulundu.
Prof. Dr. Acemoğlu, “Geleceği inşa etmek dünya ve Türkiye için en önemli konulardan bir tanesidir. Kurumların gelişmesi, daha iyileşmesi, adil bir hale gelmeleriyle alakalıdır. Adaleti bir tek yargı kurumlarıyla anlayamayız. Her toplumun içinde olan anlaşmazlıkları tarafsız ve adil bir şekilde çözümlemek çok önemli. Aynı zamanda adalet için toplumun sosyal ve siyasal olarak katılımı da çok önemli” diye konuştu.
TOPLUM VE DEVLET ARASINDAKİ DENGEYE DİKKAT ÇEKTİ
Toplum ve devlet arasındaki dengeye dikkat çeken Acemoğlu, “Ne toplum devlet kurumlarını ortadan kaldırabilecek, çalışmasına izin veremeyecek kadar kuvvetli ne de devlet toplumu ezecek kadar kuvvetli olmalı. Denge yaratıldığı zamanda koridorun içinde çok daha değişik dinamikler görebiliyorsunuz. Aynı zamanda hem devlet hem de toplum güçleniyor. Özgürlüğü, adaleti, dinamik yeni fikirler oluşturan ekonomiyi yaratmak bir süreçle gelişir. 5,10 yıllık değil 100 yıllık bir süreçtir. Dengeyi kurup o ivmeyle bir yerden başlamak lazım. Devletin ve çok güçlü insanların gücüne limit getirmeden koridorda yaşamak, adaleti kurmak, tahakküme son vermek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
İnsanların mutsuzluğunun demokrasiyi zayıflattığını belirten Prof. Dr. Acemoğlu, “Son 15 yıla bakarsanız 2006’dan beri her sene daha çok ülke demokratik kurumlarını zayıflattı ya da demokrasiyi tamamen bırakıp diğer tarafa geçti. Bunların içinde Türkiye’de var ama demokrasinin krizi Türkiye’ye has değil. Demokrasi eğer özellikle fakir kesime yardım ediyor, büyümeyi artırıyorsa, neden demokrasinin böyle bir krizi var? Nedenini kimse tam bilmiyor ama eşitsizlikle alakalı. Eşitsizlik artıkça demokrasinin söz verdiği gelişme türü olmuyor diye insanların mutsuzluğu artıyor. Bu mutsuzluk giderek demokrasiyi zayıflaştırmaya başlıyor” dedi.
Prof. Dr. Daron Acemoğlu, “Türkiye birçok dönemde hızlı büyüdü, başka zamanlarda büyük durgunluklardan geçti. Ama büyümenin kalitesine baktığınız zaman Türkiye’nin problemini çok daha iyi görüyorsunuz. Hangi kurumsal indekse bakarsanız bakın Türkiye’de son 15 yıl içinde birçok gerileme var. Özellikle 5-6 yılda Türkiye, Mali’den sonra en çok kurumsal kötüleşmeyi geçiren ülke” diye konuştu.
EĞİTİM KALİTESİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR
Türkiye liseyi bitirmeyenlerin oranının en yüksek olduğu ülke olduğunu belirten Prof. Dr. Acemoğlu, “Bunun modern teknoloji çağında büyük bir bedeli var. Daha da önemlisi Türkiye’nin eğitim kalitesi OECD ortalamasına göre çok geride. Çok hızlı bir şekilde eğitim kalitesinin gelişmesi gereken bir ülkede bu gelişmeyi görmüyoruz. Hatta matematik ve bilim alanında geri gitme durumu var. Türkiye eşitsizliği çok fazla yaşayan bir ülke. 2000’li yıllarda kaliteli büyüme zamanında eşitsizlik de düşüyor. Ama kurumsallaşmanın geri gittiği dönemde eşitsizliğin artığını görüyoruz. Eşitsizlik problemi bir tek Avrupa veya Amerika’nın değil Türkiye’nin de problemi” ifadelerini kullandı.
SİVİL TOPLUMUN GÜCÜNÜN ARTMASI GEREKİYOR
Türkiye’nin birçok açıdan 60-70 yıl içinde teknolojik ve demokratik sistem olarak gelişmelerde bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Acemoğlu, “Ama hala koridorda değil. Koridorda olmamasının nedeni de sivil toplumun zayıflığıdır. Demokrasi olduğu zaman bile Türkiye’de sivil toplum zayıf. Doğru anayasa, kanunlar olmadan ne devlet kapasitesini artırmak mümkün ne de toplum siyasete doğru şekilde girmesi mümkün. Koridora girmenin yolu sivil toplumun gücünün artmasıdır. Toplumun özgürlüklerinin, politikaya olan bakış açısının da değişmesi lazım. Çok daha iyi bir gelecek inşa etmek için önümüzde çok yol var. Daha iyi bir gelecek inşa etmek için daha iyi kurumlar inşa etmemiz lazım. Daha iyi kurumlar inşa etmemiz için toplumun da çok daha aktif bir şekilde politikaya girmesi lazım” dedi.