Foreign Policy’den şok iddia: “Erdoğan hasta”, yerine o isim geçecek !

erdogan akm
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Foreign Policy’de Steven A. Cook ve Eni Enrico Mattei imzasıyla çıkan analizde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeye liderlik edemeyecek kadar hasta olduğu ve yerine geçebilecek en kuvvetli adayın da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar olduğu iddia edildi.

Analizde, “Erdoğan 2023 öncesi gerçekten de savunmasız olabilir, ancak durum çoğu insanın düşündüğü gibi değil. Yeniden seçilmek için aday olamayacak kadar hasta olabileceğine dair işaretler var” ifadeleri yer aldı.

Foreign Policy’e göre, “Son aylarda Türk liderin pek de iyi görünmediği bir dizi video ortaya çıktı. Bazıları diğerleri kadar net değil, ancak birlikte ele alındığında Erdoğan’ın sağlığı hakkında bazı bariz soruları gündeme getiriyor. Örneğin bir klipte, cumhurbaşkanı merdivenleri çıkarken karısının yardımına ihtiyaç duyuyor gibi görünüyor. Bir diğerinde ise Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine ev sahipliği yapan Anıtkabir’de ayaklarını sürüyerek yürümekte güçlük çekiyor. Geçtiğimiz Temmuz’da büyük ilgi gören bir başka videoda da Erdoğan, bir televizyon yayınında AK Parti üyelerine bayram selamı verirken konuşmakta güçlük çekiyor.”

ERDOĞAN’IN OLASI RAKİPLERİ

Analizde Erdoğan sonrası döneme ilişkin öngörüler de büyük yer tutuyor. Buna göre, AK Parti’nin adayını iki kez mağlup ederek İstanbul belediye başkanı olan Ekrem İmamoğlu‘zorlu bir politikacı’ olarak tarif edilen Ankara’daki mevkidaşı Mansur Yavaş ya da İyi Parti lideri Meral Akşener, AK Parti adayının olası rakipleri arasında.

Foreign Policy’e göre, “İmamoğlu, Yavaş veya Akşener’in Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanı olacağına dair makul senaryolar var. Erdoğan’dan sonra sözde normal siyasete dönüş mümkün, ancak bundan şüphe duymak için de çok sayıda neden var.”

“AKP ÇEVRESİ KAZANCINI RİSKE ATMAK İSTEMEZ”

Analize göre bu nedenlerden ilki, “Erdoğan’ın AK Parti aracılığıyla Türkiye’nin siyasi kurumlarını ya oyduğu ya da kendi iradesine göre şekillendirdiği gerçeği. Bu bağlamda, yapılacak seçimlerin özgür ve adil olacağını hayal etmek zor. İkincisi ve daha önemlisi ise Erdoğan’ın yirmi yıllık görev süresi boyunca AKP çevresinden insanların çoğu zaman şüpheli araçlar ve uygulamalar yoluyla zengin ve güçlü hale gelmiş olması.”



Foreign Policy’e göre bürokrasi, medya ve iş dünyasında önemli yer tutan bu çevrenin, “Kendilerini daha demokratik bir siyasetin belirsizliğine teslim ederek kazançlarını bu kadar kolay riske atmaları pek olası görünmüyor.”

OLASI ADAYLAR: AKAR, FİDAN, SOYLU

Analizde, ülkeyi yönetemeyecek kadar hasta olduğu iddia edilen Erdoğan’ın yerine geçebilecek muhtemel isimler ve aday olma potansiyelleri şu şekilde tarif ediliyor:

“Erdoğan sonrası Türkiye’yi bu koşullarda, ‘belki de olağanüstü hal altında’, başka bir güçlü adamın yönetebileceği ihtimali dikkate almaya değer. Erdoğan’ın yakınındaki güçlü isimler arasında istihbarat şefi Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bulunuyor. Üçü arasında Akar, liderliği üstlenmek için en uygun konumda görünüyor. Fidan, Türkler tarafından iyi tanınıyor, ancak daha çok Milli İstihbarat Teşkilatı’nın kapalı kapıları ardında faaliyet gösteriyor. Soylu ise son aylarda hakkında bir dizi YouTube videosu yayınlayan ve kendisini yolsuzluk ve organize suçla ilişkilendiren Sedat Peker adlı Türk mafya liderinin söylemlerinin ardından epey zarar gördü.”

EN GÜÇLÜ ADAY: AKAR

Analize göre en güçlü aday olarak gösterilen Hulusi Akar’ın Soylu ve Fidan karşısındaki en büyük avantajı 2003 ve 2004 yıllarındaki reformların ardından savunma bakanı olarak silahlı kuvvetlerin başına gelmiş olması.

Analizde bu durum şu sözlerle ifade ediliyor:

“Darbe girişimi sırasında genelkurmay başkanı ve daha sonra ulusal savunma bakanı olan Akar, Temmuz 2016’dan sonra silahlı kuvvetlerin yeniden şekillendirilmesinde merkezi bir rol oynadı ve bu durum da orduyu yeniden siyasi bir rol oynayacak konuma getirebilir.”

WASHINGTON: “AKAR, O KADAR DA KÖTÜ GÖRÜNMÜYOR”

Analizde yer alan Hulusi Akar ile ilgili değerlendirmeler ise şu şekilde:

“Washington’dakiler, Milli Savunma Bakanı Akar’a bakıp ‘Tamam, o kadar da kötü görünmüyor. Bize pragmatik geliyor. Onunla iş yapabiliriz’ diyor. Bu mantıksız bir tutum değil, ancak kimse Akar’ın ABD’ye dost olmasını beklememeli. İdeolojik olarak Erdoğan ile benzer bir çizgiden geliyor, ayrıca aşırı milliyetçi; Batı karşıtı bir grup subayla da ortak bir davada bulundu. [Bu subaylarla], NATO komutanlıklarında faaliyet yürüten, Avrupa ve ABD’de önemli bir zaman geçirmiş olan bir grup subayı (tartışmalı din adamı Fethullah Gülen’le bağlantılı oldukları iddiasıyla) hapse atmak için gizlice işbirliği yaptı. Akar ayrıca, 2020 yazında Ankara’yı NATO’daki müttefikleri Yunanistan ve Fransa ile karşı karşıya getiren, Akdeniz’deki saldırgan duruşundan doğrudan sorumluydu.”

“BÜYÜK HATA OLUR”

Analize göre, dış politika camiası yıllarca, Mısır da iktidarın, dönemin lideri Hüsnü Mübarek‘ten oğlu Cemal Mübarek‘e ya da istihbarat şefi Ömer Süleyman‘a geçeceğini hayal etmişti. Ancak bu gerçekleşmedi. “Cumhurbaşkanı Erdoğan için işlerin kötüye gittiğine dair işaretleri görmezden gelmek ve işlerin yoluna gireceğini umut etmek büyük bir hata olur…”

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir