“Galataport fakirleri bölgeden temizleyecek”

galataport
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Karaköy-Tophane arasındaki 1,2 kilometrelik sahil şeridinde liman, otel, alışveriş merkezi, restoranlar, iki müze ve ofis alanlarını kapsayan ve toplam 1,7 milyar dolarlık yatırım planı yapılan Galataport İstanbul, projesi yaklaşıl 20 yıldır tartışılıyor. Tartışmaların odağında; projenin İstanbul Boğazı’nın siluetini bozarak tarihi ve kültürel dokuya zarar vereceği, bölgede gerçekte bir kamusal alan yaratılmadığı ve projenin demografik yapıyı yoksullar aleyhine değiştireceği görüşleri bulunuyor.

Gazeteci Ayşe Banu Tuna, İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin üç ayda bir çıkan ‘İST’ isimli dergisi için hazırladığı dosyada, yapımı devam eden proje hakkında bilgi verirken, tartışmalara ilişkin olarak uzmanların görüşlerini paylaştı.

Dünyada ilk kez kullanıldığı söylenen bir yöntem ve özel bir kapak sistemi ile ulaşılan yolcu terminallerinin yerin altında yapıldığını; yolcuların gemilerden yeraltına indirileceğini belirten Tuna; 52 bin metrekare ayrılan bölgede 250 mağaza ve restoran bulunacağını, üç tescilli bina olan Merkez Han, Karaköy Yolcu Salonu ve Çinili Han’ın, 177 odalı Peninsula İstanbul Oteli olarak hizmet vereceğini kaydetti.

43 bin metrekarelik ofis alanı, 2 bin 300 araç kapasiteli yeraltı otoparkı bulunan Galataport İstanbul alanında, Mimar Sinan Üniversitesi’ne bağlı Resim ve Heykel Müzesi ile İstanbul Modern Müzesi de bulunuyor.

Kim ne diyor?
Banu Tuna, Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Güvenç, Turist Rehberi ve yazar Saffet Emre Tonguç, İBB Turizm Platformu’ndan Özcan Biçer, Turizm Şirketi Sahibi Melek Gözübüyük, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen ve Galataport İstanbul Genel Müdürü Tolga Engin’e, yapımı devam eden proje hakkındaki düşüncelerini sordu.

Prof. Güvenç: Tüm bölgeyi etkileyecek soylulaştırma projesi



Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Güvenç konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“KAMUSAL ALAN NİTELİĞİNİ KAYBETTİ”

Galataport’un kamusal alan olma potansiyelini pek gerçekçi bulmuyorum. Kamusal alan niteliğini kaybetti bence. AVM’lere yarı kamusal alan deniyor. Özel alan ile kamusal alan arasında bir şey. Gerçek bir kamusal alanda bir insan canı isterse gidip flüt çalabilir mesela. Bir AVM’de kimse kafanıza göre flüt çalmanıza izin vermez. Flüt çalınmasını isterse de kendi düzenler. Fakat projenin içinde iki önemli müzenin bulunması olumlu bir gelişme.

Öte yandan, Paket Postanesi ile eski Liman Lokantası’nın bulunduğu yapının yıkılmasıyla İstanbul çok şey kaybetti. İkonik binalardı, güçlendirip özgünlüğünü korumak çok daha iyi olurdu.

“GALATAPORT GİBİ BİR PROJE FAKİRLERİ KIMSENİN RUHU DUYMADAN TEMİZLER”

Galataport gibi bir proje, bulunduğu bölgedeki arazi fiyatlarını yükseltir, fakirleri kimsenin ruhu duymadan temizler. Rant o kadar artar ki, kiracılar artık fiyatları karşılayamaz. Yerine karşılayabilenler gelir. Biz buna soylulaştırma diyoruz zaten. Kalan mal sahipleri de Tarlabaşı’nda olduğu gibi kentsel dönüşüm adı altında çıkarılır. Fakat bu proje COVID-19 öncesi planlandı. COVID-19, kruvaziyer turizmini berbat etti. Tüm endüstri çöktü. Gemilerin bir kısmı yepyeni, çalışır durumda olduğu halde hurdaya çıktı. Ne zaman canlanır, nasıl canlanır, canlanır mı bilmiyorum. Bir gün canlanabilir, çok zenginler gelebilir ama uzun yıllar alır. Bu durumda da oradaki AVM, restoranlar ve otel yeni anlamlar kazanıp emlak geliştirme operasyonuna dönüşebilir, şehrin cazibe merkezi haline gelebilir.

İkincisi, 2015’te bombalar patlamadan evvel, Galataport projesi o bölgeyi soylulaştırmaya başlamıştı zaten. Fiyatlar yükselince burada yaşayan sanatçılar, öğrenciler, entelektüeller Kadıköy Yeldeğirmeni’ne kaçtı.

Bundan sonra da çok zenginlere yönelik, manzaralı bir yerleşime dönüşebilir. Bu ölçekte projeler kendi müşterisini kendisi getirir, ondan emin olabilirsiniz. O kadar yatırım yaptıktan sonra bulunduğu bölgeye uyum sağladı mı, sağlamadı mı bakmaz. Temizler etrafını.

Cihangir’e doğru çıkan yokuşlar, Kuledibi, Karaköy, tüm Tophane semti bu projeden etkilenecektir. Karaköy’deki orta sınıf oteller mevcut profilde devam edemez, çok lüks olur.”

Bu Yazıya Tepki Ver