Gülşen: “Videonun zamanlaması da yayılması da bana göre manidar ve manipülatiftir”

gülşen mahkeme
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İmam hatiplilere yönelik sözleri gerekçe gösterilerek hakkında dava açılan Gülşen İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Gülşen, “Sahnedeki şaka toplumsal duyarlılığımın bir uzantısı değildi. Sadece iki kişi arasındaki şakaydı. Bir açıklama değildi. Ancak nedense öyleymiş gibi gösterildi. Bunun böyle olmadığını herkes görecektir. Ayrıca gerek zamanlaması gerek yayılması bana göre manidar ve manipülatiftir. Çünkü söz konusu konserin tarihi 30 Nisan videonun yayılma tarihi ise 24 Ağustos’tur. Arada tam 4 ay var. Videonun 4 ay sonra ortaya çıkarılması yayılması aynı gece linç kampanyası yapılması ve ertesi gün gözaltına alınıp tutuklanmam sadece bir gün sürdü. Ben bütün bunları hayatta Gülşen olarak var olmanın cezalandırılması olarak görüyorum.” dedi.

Milliyet’ten Damla Güler’in haberine göre, duruşmaya Gülşen 3 avukatıyla birlikte katılırken yaklaşık 20 müşteki de duruşmada hazır bulundu.

Gülşen ifadesinde şunları söyledi:

“Önceki ifadelerimi tekrar ederim. Suçsuzum yargılama sonrasında beraat edeceğime inanıyorum. Bütün konu sahne içinde bir arkadaşımla şakalaşmamdan ibarettir. Sahnedeyken dinleyicilerimin arasına karışmak istedim. Kalabalıkta bu mümkün olmayacağı için sahnedeki arkadaşlarımdan birinden beni seyircilerimin arasına taşımasını rica ettim. Sahnedeki başka bir arkadaşım yine aramızdaki şakalaşma bir niyetiyle, ‘seni imam taşısın’ dedi. İmam da aramızdan bir arkadaşımız. Bu söz üzerine bir kalıp olmasından ötürü plansız ve hesapsız bir şaka ile karşılık verdim. Sadece bir kişiye karşı sahne heyecanının getirmiş olduğu refleksle söylenmiş bir şey ve sahnede iki kişi arasında geçmiş bir diyalogtur. Hatta herkesin malumu olan şaka da ‘kendisi’ diye bitmektedir. Bunu söylerken ne bir üçüncü şahıs ne sosyal kısımı hedefledim. Diyalog o kadardı ve orada sonlandı. Bunu seyirciye dönüp söylemedim. Tekrarlatmadım. Alkışlatmadım. Altını çizmedim. Sonrasında bir tanıtım aracıyla kullanmadım. Dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek bir tacır sergilemedim. Niyetim ve aracım hiçbir zaman olmadı olamaz da bu konuda kendi vicdanımda hürüm. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.

Sadece iki kişi arasında geçen bu diyalog nedense hedefe oturtuldu. Ben yine de bu sebeple değerlerini rencide etmiş olabileceğim herkesten samimiyetle özür diledim.

Mesleki kimliğim ve duruşumun bir bedeli olarak mağdurum da. Kadınlığım, anneliğim, bedenim ve eşliğim giyip ve kuşamın yüzünden defalarca sözel olarak linç ve istismara uğradım. Hedef gösterildim. Ama yine de duygu ve düşüncemi her yeri geldiğinde dile getirmekten çekinen biri olmadım. Şu anda da değilim.



Sahnedeki şaka toplumsal duyarlılığımın bir uzantısı değildi. Sadece iki kişi arasındaki şakaydı. Bir açıklama değildi. Ancak nedense öyleymiş gibi gösterildi. Bunun böyle olmadığını herkes görecektir. Ayrıca gerek zamanlaması gerek yayılması bana göre manidar ve manipülatiftir. Çünkü söz konusu konserin tarihi 30 Nisan videonun yayılma tarihi ise 24 Ağustos’tur. Arada tam 4 ay var. Videonun 4 ay sonra ortaya çıkarılması yayılması aynı gece linç kampanyası yapılması ve ertesi gün gözaltına alınıp tutuklanmam sadece bir gün sürdü. Ben bütün bunları hayatta Gülşen olarak var olmanın cezalandırılması olarak görüyorum.

Manevi olarak orantısız bedellere maruz kaldım. 5 gün cezaevi 15 gün evde olmak üzere 20 gün tutuklu kaldım. En büyük tutsaklık çocuğumdan uzak kaldı. Çocuğum eşimin işleri nedeniyle İspanya’da okuyor. O benden mahrum ben de ondan mahrumum.

Bu sürecin belirsizliği sebebiyle 50 küsür konserin iptal edildi. Bunların tanzimleri ödendi. Bu iptaller madden bir çok kişiyi ve onların ailelerini de etkilediği için bu mağduriyetleri de üstlendim. Yurt dışı yasağım nedeniyle oradaki konserlerimi de yapamıyorum. Bu mağduriyetin giderilmesini istiyorum.”

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir