Naim Babüroğlu: “İdlib, küçük Afganistan’a dönüştü”

Naim Babüroğlu
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, İdlib ile ilgili uyarılarda bulundu. Son olarak 3 Mehmetçik’i şehit edenlerin Ebu Bekir Sıddık’ın Yardımcıları Serriyesi adındaki radikal dinci grup olduğunu belirten Babüroğlu, bu grubun ılımlı gördüğü HTŞ’yi, ABD’nin terör listesinden çıkarma hazırlığı olduğunu söyledi. “İdlib küçük Afganistan’a dönüşmüştür” diyen Babüroğlu, “Türkiye’nin İdlib’i bir stratejik tehdit olarak algılaması, PYD-PKK terör örgütü gibi algılaması gerekir. Aksi durumda sınır illerimiz, Pakistan’da olduğu gibi radikal grupların geçiş alanı ve yer altı hücrelerine dönüşür. Türkiye, ABD’nin bu tuzağına düşmemelidir” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile 130 km. sınırı bulunan Suriye’nin kuzey batısındaki İdlib’te Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde önceki gün düzenlenen saldırıda 3 Mehmetçik; piyade uzman çavuşlar Mücahit Sınırtepe ve Ramazan Demir ile piyade sözleşmeli er Turgay Abacı şehit düşmüştü.

Askerlerin hangi terörist grubun saldırısıyla şehit düştüğü resmi olarak açıklanmazken, bölgedeki radikal grupların varlığına dikkat çeken ve Türk askerinin bu radikal gruplarca hedef alındığını söyleyen İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, ‘Küçük Afganistan’ olarak tanımladığı İdlib ile ilgili çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

“ABD, İDLİB’İ KÜÇÜK AFGANİSTAN’A DÖNÜŞTÜRDÜ”

İdlib’te Ebu Bekir Sıddık’ın Yardımcıları Serriyesi ve bu örgüt gibi birkaç gizemli örgütün olduğunu belirten Babüroğlu, “ABD, İdlib’i küçük bir Afganistan’a dönüştürdü. Nasıl Afganistan’da şu anda Taliban, El-Kaide, IŞİD-DEAŞ ve buna benzer çok sayıda yabancı terörist varsa ve nasıl Afganistan şu anda terör üreten bir coğrafyaya ABD tarafından dönüştürüldüyse, ABD, Türkiye ile 130 km. sınırı bulunan İdlib’i küçük Afganistan’a dönüştürmüştür” dedi.

“Dünyanın hiçbir ülkesi küçük Afganistan ile komşu olmak istemez” diye devam eden Babüroğlu, “Burada 30-40 bin kadar yabancı terörist savaşçı var. Bunların yüzde 90’dan fazlası yabancı. Suriyeli değil. Çeşitli ülkelerden gelmiş. Orada IŞİD-DEAŞ, El Kaide türevi örgütler, HTŞ, Dinin Kurtarıcıları Örgütü, Türkistan İslam Partisi var. Bunların hepsi BM tarafından, Türkiye-Rusya-ABD tarafından terör örgütü kabul edilmiş örgütler. Bunların hepsi yabancı terörist savaşçı” diye konuştu.



“KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZİN NEDENİ BU RADİKAL GRUPLAR”

Türk askerlerini şehit edenlerin Ebu Bekir Sıddık’ın Yardımcıları Serriyesi olduğunu belirten Babüroğlu, şöyle konuştu:

* Kahraman şehitlerimizin nedeni bu radikal gruplar. Burada büyük bir ihtimalle Ebubekir Sıddık’ın Yardımcıları Serriyesi. Bunlar HTŞ’yi ılımlı görüyor. Türkiye’yi NATO üyesi olduğu için Haçlılarla iş birliği yapan bir ülke olarak görüyor.

* Kafir ilan etmiş Türkiye’yi. ‘Türkiye’nin İdlib’te ne işi var?’ diyerek sürekli oradaki askeri varlığa eylemler düzenliyorlar. Bombalı tuzaklar yapıyorlar. Yollara mayın döşüyorlar. Sonuçta bu şekilde kahraman askerlerimiz şehit veya gazi oluyor.

“ABD, HTŞ’Yİ TERÖR LİSTESİNDEN ÇIKARMA AŞAMASINDA, TÜRKİYE BU TEHDİDİ GÖRMELİ”

Babüroğlu, Ebubekir Sıddık’ın Yardımcıları Serriyesi’nin ılımlı gördüğünü söylediği HTŞ’nin, ABD tarafından terör örgütü listesinden çıkarılması yönünde çalışmaların olduğunu öne sürdü. Babüroğlu, bu konuda şunları söyledi:

* İdlib’te bir devletçik var… Mahkemeleri var. Vergi daireleri var. Asker alma daireleri var. PYD-PKK terör örgütü (de) adı konulmamış bir devletçik. ABD de desteklemeye devam etmek istiyor.

* İdlib’te Türkistan-İslam partisi vardı. Bunlar terör örgütü. El Kaide ile DEAŞ arasında bir yerde durur. ABD, bunları terör örgütü listesinden 8 ay önce çıkardı. Bunları Afganistan-Çin sınırına gönderiyor. Terör örgütü listesinden niye çıkardı? Çünkü açık olarak savunma bütçesinden onlara kaynak aktaracak.

* İdlib’teki diğer terör örgütü, Türkiye’nin 2018’de de terör örgütü olarak tanıdığı en büyük güç olan İdlib’in çoğunu kontrol eden HTŞ var orada. Onu da ABD terör örgütü listesinden çıkarma aşamasında. Açıkça mali yardım yapacak. Türkiye bu tehdidi görmeli.

“ABD’İN DESTEKLEDİĞİ PYD-PKK’NIN 60-70 BİN SİLAHLI TERÖRİSTİ VAR”

Suriye’nin yüzde 25’ini kapsayan bir PYD-PKK terör örgütünü ABD’nin desteklediğini ve orada terör örgütü devletçiği kurduğunu belirten Babüroğlu, “60-70 bin kişi silahlı teröristi var PYD-PKK’nın. Nedir bu biliyor musunuz? Bu PKK bölücü terör örgütü tehdidinin 10 katı fazla demek. PKK bölücü terör örgütü yıllık 6-7 bin teröristti. PKK’nın kolu PYD, 60-70 bin teröriste ulaştı” dedi.

“ABD İLE DEĞİL RUSYA VE SURİYE İLE İŞ BİRLİĞİ YAPILMALI”

Bu doğrultuda Babüroğlu, çözümün PKK-PYD’ye ‘devletçik’ kurduran ve radikal gruplarla iş birliği yapan ABD ile değil, Rusya ve Suriye ile olduğunu savundu, şöyle konuştu:

* Türkiye’nin PYD-PKK terör örgütüne tahammülü yok. İdlib’te 130 km. sınırı bulunan radikal gruplara da tahammülü olmamalı. Bu bir tehdittir. ABD destekliyor çünkü Suriye’de Rusya var.

* Rusya’nın oradan çıkarılması için nasıl El-Kaide’yi 1980’lerde Afganistan’da ABD büyüttüyse, Sovyetlerin çekilmesini sağladıysa, burada da (İdlib) radikal gruplarla Rusya’nın oradan çekilmesini, Rusya’ya kayıp verdirmesini ve Rusya’yı yıpratmak istiyor. Sadece Rusya’yı değil, Suriye’nin toprak bütünlüğünün parçalanmasını sağlıyor.

* ABD için terör, küresel stratejinin bir topuzudur. Onu bir İngiliz anahtarı olarak görüyor. Ülkeler için maliyeti düşük ama ülkelerde karışıklık, istikrarsızlık çıkararak hedefine ulaşıyor.

* Nasıl hedefine ulaşır? PYD-PKK terör örgütü devletçiğini hedefleyen ABD, bu hedefine ilerlemek için radikal gruplarla sizin içinizde karışıklık çıkarırsa, PYD-PKK terör örgütü devletçiği daha hızlı kurulur.

* Türkiye, ABD’ye rağmen Rusya ve Suriye ile iş birliği yaparak, İdlib’deki bu radikal grupları ve PYD-PKK terör örgütünü etkisiz duruma getirmek ve tehdit olmaktan çıkarmak için önemli ve stratejik adımlar atmalıdır.

* ABD ile iş birliği yaparak Suriye’de, sadece ve sadece Türkiye’ye yönelik tehdit artar. Türkiye’nin beka sorunu, devletin kalıcılığı ve devamlılığı tehlikeye düşer. Türkiye, Rusya ve Suriye ile işbirliği yaparak buradaki radikal grupların etkisiz hale gelmesini sağlamalı.

“ABD, AFGANİSTAN’DAN İDLİB’E TERÖRİST SAVAŞÇI AKIŞINI BAŞLATTI”

Babüroğlu, Pakistan’ın tarihsel sürecini örnek göstererek uyardı ve ‘Türkiye Pakistanlaşmamalı’ uyarısında bulunarak, şunları söyledi:

* Geldiğimiz aşamada Türkiye ile 130 km. sınırı bulunan İdlib, küçük Afganistan’dır. Küçük Afganistan ile sınır olan Türkiye, bu radikal grupların tehdidi altındadır.

* Nasıl Pakistan, Afganistan’dan kaynaklı radikal grupların hedefi oldu ve Afganistan sınırları kurtarılmış bölgeler haline geldi, Hindistan ile yarışan Pakistan, nükleer güç sahibi olan Pakistan bir daha istikrar yüzü görmedi. Turistlerin gitmeye korktuğu bir ülke haline geldi, iç karışıklık yaşıyor, radikalleşti…

* ABD, İdlib’ten Afganistan’a, Afganistan’dan İdlib’e yabancı terörist savaşçı akışını başlattı. Zaman zaman Afganistan’dan İdlib’e gelen savaşçılar, Rusya’ya, Suriye’ye karşı zaman zaman da İdlib’ten Çin sınırına giden yabancı terörist savaşçılar Çin ve İran’a karşı kullanılıyor.

“TÜRKİYE, ABD’NİN TUZAĞINA DÜŞMEMELİ”

* Türkiye’nin İdlib’i bir stratejik tehdit olarak algılaması, PYD-PKK terör örgütü gibi algılaması gerekir. Aksi durumda sınır illerimiz, Pakistan’da olduğu gibi radikal grupların geçiş alanı ve yer altı hücrelerine dönüşür.

* Türkiye, Pakistan’ın tarihi süreç içerisinde uğradığı zararı görmeli ve ABD’nin bu tuzağına düşmemelidir.

“TÜRKİYE’NİN 3 STRATEJİK SORUNU VAR”

Dr. Naim Babüroğlu, Türkiye’nin 3 tane stratejik sorunu olduğunun altını çizerek bunları şöyle açıkladı:

1) Suriye’deki PYD-PKK terör örgütü

2) İdlib’teki radikal gruplar

3) Türkiye’de bulunan göçmenler

PYD-PKK terör örgütü ve radikal gruplara karşı ABD iş birliğinden uzaklaşılması çağrısını yineleyen Babüroğlu, göçmenlerin de ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğini söyleyerek, “Türkiye bu 3 stratejik zorunu çözmek zorundadır. Kısa dönemde stratejik bir plan yapmak zorundadır. Aksi takdirde bu radikal gruplar yerinde durmuyor. 30-40 bin kişi aileleriyle, çocuklarıyla beraber kökleşmiş orada. Bunlar sürekli gelişiyorlar” dedi.

Babüroğlu, ayrıca Suriye ile 1998’de imzalanan, 2010 yılında güncelleştirilen Adana mutabakatının da aktif duruma getirmesi gerektiğini belirtti.

Babüroğlu, “Terörizm birkaç kızgın adamın işi değil, tersine büyük devletlerin organize suçudur. IŞİD-DEAŞ-El Kaide, bir cihat örgütü değil, emperyalizmin 5. koludur“ dedi.

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir