Sözcü yazarı Necati Doğru, bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteciler Ahmet Hakan ve Abdulkadir Selvi ile arasında geçen diyalogu hatırlatarak, “Konsomatris gazeteci!” dedi.
Sözcü yazarı Doğru bugünkü yazısında bazı gazetecileri eleştirdi. “Gazeteciyiz diyorlar. Konsomatrisler. İktidar rahatlatıyorlar” diyen Doğru, “Ahmet, Mehmet, Mahmut, Hande, Zafer, Okan, Yavuz, Hilal, Abdülkadir, Nagehan, Kübra, Nasuhi say say bitmez. Son 20 yılda sayıları yüzde 1000 artış gösterdi” diye yazdı.
“Köşeleri tuttular. TV’leri kapladılar. Ar damarlar çatladı” diyen Doğru, yazısının devamında şunları kaydetti:
“TV ekranında “ağzından çıkan her söz kanun sayılan” iktidar partisi başkanı ile beraber oturmuşlar. Yayın yapıyorlardı. Amaçları, gazeteciliğin esası olan gizleneni, saklananı, kötüye gideni, çalanı, çaldırılanı ortaya çıkartmak değildi. Gazetecilik görüntüsü altına gizlenip konsomatrislik yapmaktı.
Moral yükseltmek. Rahatlatıp göze girmekti. Al sana bir konsomatris gazeteci sorusu: ‘Şehir hastanelerini muhalefet sözcüleri eleştiriyordu… Sesleri biraz kesildi… Siz bunu nasıl karşılıyorsunuz efendim…’
Ve al sana cevap: ‘Abdülkadir! Ahmet Bey’e bak. O gereğini yazıyor. Sen de durma. Gereğini yaz…’
İktidar partisinin başkanı, teorik olarak 80 milyon insanın izleyebileceği bir ortamda karşısına gazeteci diye oturttuklarına ‘gereğini yap talimatını…’ nasıl verebiliyor? Çünkü gazeteci Ahmet, hemen ayağa kalkıp; ‘Sayın Cumhurbaşkanı ne münasebet, ben hiçbir zaman bir iktidar partisi temsilcisi gibi davranarak muhalefete gereğini yapmadım, yapmam… Ben sadece halktan saklananları, gizlenenleri bulur yazarım… Sizi kınıyorum. Bu toplantıyı terk ediyorum…’ diyemedi.
Ahmet, sağıra yattı. Abdülkadir de pişkin! Kalemlerini vidaladıkları ‘konsomatris gazetecilik’ zincirlerini kırıp atabilselerdi o toplantıda; muhalefetin Meclis’e taşıdığı ‘şehir hastaneleri anatomisini’ deşip sergileyebilecek soruları sıralarlardı.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın