Müsilaj Bilim Kurulu üyesi ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nde son yaptığı dalışlarda dipteki hayatın canlanmaya başladığını gördüğünü ve denizin direndiğini söyledi. Prof. Dr. Sarı, “Hem kayaların üzerindeki hem müsilaj çamurunun azaldığı kumlu zeminler üzerindeki sünger topluluklarının canlanmaya başladığını gördüm. Süngerlerin yaktığı umut ışığının peşine takılıp denize yardım etmemiz lazım” dedi.
Prof. Dr. Sarı, müsilajı ‘deniz yangını’ olarak tanımlayarak, “Denizin altındaki yangın yüzünden gördüğümüz kayıplar, mevcut tahribatın ancak sınırlı ve küçük bir bölümü. Balıklar, sert ve yumuşak mercan toplulukları, sünger toplulukları çok büyük zarar gördü” dedi. Kıyıdan itibaren 30 metre derinliğe kadar olan kıyısal alanda bulunan bütün sünger topluluklarının öldüğünü ifade eden Prof. Dr. Sarı, Hürriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Haziran 2021 tarihinden Nisan 2022 tarihine kadar her hafta düzenli yaptığım dalışlarda, neredeyse bir tane canlı sünger topluluğuna rast gelmedim. Nisan ortasından itibaren başlayan canlanmayı, bayram öncesi fotoğraflama şansım oldu. Bu canlılığı görmek beni şahsen çok mutlu etti” dedi.
“Lavabolarımızdan bir damla bile atık yağ dökmeyelim”
Prof. Dr. Sarı, her şeye rağmen denizin direndiğini söyleyerek, “Süngerler canlanmaya başladı. Bu canlanmayı ‘Yaşasın, başardık, müsilajdan kurtulduk’ gibi yanlış bir mesaja dönüştürmeden süngerlerin yaktığı umut ışığının peşine takılıp denize yardım etmemiz lazım. Bu yüzden bireysel olarak denize yardım etmemiz gerekiyor. Mademki deniz direniyor haydi şimdi sıra bizde. Lavabolarımızdan bir damla bile atık yağ dökmeyelim. Çünkü 1 litre atık yağ döktüğümüzde bin ton deniz suyunu kirletiyoruz. Evlerimizde sayısı 10’un üzerinde olan, adı temizlik maddesi, aslı zehir olan kimyasal kullanımını bireysel olarak yarı yarıya azaltabiliriz” şeklinde konuştu.