Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat: Türk askerlerinin işgali sona ermedikçe normalleşme sağlanamaz

1c60eeb0-9bf9-11ed-920c-99267f6b05ca
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye ile Suriye arasında son aylarda hız kazanan görüşmeler her ne kadar Rusya’nın arabuluculuğunda ilerlese de bir ülke daha gelişmeleri dikkatle izliyor: İran.

İran’dan yapılan açıklamalar her ne kadar Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin her koşulda desteklendiği yönünde olsa da, BBC Farsça Servisi’nin Tahran’daki kaynaklardan edindiği bilgiye göre İran sürece dahil olmak istiyor, süreci sadece söz sahibi olduğu destekliyor. Tahran yönetimi bu nedenle Ankara’ya “görüşmelerde yapıcı rol oynayabileceği” mesajını iletiyor.

İran’ın bu konuda attığı adımları Temmuz ayındaki Astana Zirvesi’nden itibaren görmek mümkün.

19 Temmuz 2022’de Rusya, Türkiye ve İran’ın liderleri Astana görüşmeleri formatında Tahran’da bir araya geldi. Ertesi gün İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat ile yaptığı görüşme sonrası “Suriye’nin kuzeyindeki terör gruplarının varlığından endişe duyduklarını, Türkiye’yle sınır güvenliği konusunda birlikte çalışmaya odaklandıklarını, Şam ile Ankara’yı bu konuda yakınlaştırmak için çalıştıklarını” söyledi. Abdullahiyan’ın sözleri, Türkiye’ye olumlu bir mesaj niteliğindeydi.

Türkiye, Suriye’nin kuzeydoğusunu kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri’nin omurgasını oluşturan Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG), PKK’nın bir kolu olduğu gerekçesiyle “terör örgütü” olarak kabul ediyor.

Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmada da masadaki en önemli konulardan birini YPG’nin geleceği ve Türkiye’nin sınır güvenlik endişeleriyle Suriye’nin toprak bütünlüğü oluşturuyor.

YPG’ye destek veren ABD’ye yönelik tepkileri de Şam, Tahran ve Ankara’nın ortaklaştığı konulardan biri.

Ancak zaman içinde Ankara-Şam görüşmelerinde büyük oranda etkili olan ülkenin Rusya olması, İran’ın pozisyonunu sertleştirdi. Ankara’dan “dışişleri bakanları arasında görüşmelerin yakında olabileceği” haberlerinin geldiği bir dönemde, 14 Ocak’ta İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan Şam’a gitti ve Suriyeli mevkidaşı Mikdat ile bir kez daha görüştü. 



Bu ziyaret sırasında iki ülke arasında yeni bir ekonomik strateji anlaşması imzalandı.

Görüşmenin hemen ardından Mikdat’ın yaptığı “Türk askerlerinin işgali sona ermedikçe normalleşmenin sağlanamayacağı” açıklaması dikkat çekti.

Bu ziyaretin üzerinden günler geçmeden Abdullahiyan bu kez Ankara’daydı. İranlı bakan 17 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 1,5 saat görüştü; Görüşmede ana gündem maddesi Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesine yönelik çabalardı.

Görüşmenin ardından Türkiye ile İran’ın ortak bir zemin bulmaya çalıştığını; bunun için de YPG konusunun ele alındığını, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ortak basın toplantısındaki açıklamalarına bakarak görmek mümkün:

“Irak’ta sadece Sincar’da değil Süleymaniye bölgesi yani Irak’ın da kuzeyinde Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları içinde de ciddi bir PKK mevcudiyeti var. Bu İran’a da bize de yönelik bir tehdittir. Rusya ve ABD 2019’da söz verdi, iki ülke de mutabakata uymadı. Teröre karşı hep birlikte mücadele etmemiz lazım. Maalesef İran tarafında da PKK’nın mevcudiyeti var. Önümüzdeki süreçte atılacak adımlar ve bu adımların sonuç getirmesi için İran’la yakın işbirliği içinde çalışacağız.”

BBC Türkçe’ye konuşan İran Araştırmaları Merkezi’nin kıdemli uzmanlarından ve Marmara Üniversitesi’nde akademisyen Bilgehan Alagöz de, İran dış politikası açısından Suriye’nin, özellikle İran-Irak savaşından bu yana stratejik önemde olduğunu ve İran’ın Suriye’deki süreçlere dahil olmayı istediğini söylüyor:

“İran özellikle iç savaş süresince Suriye’ye önemli bir mali ve askeri kaynak aktardı. Bu sebeple, ülkenin yeniden inşasında başat olmayı istiyor. Türkiye-Suriye ilişkilerinin kendisinin denklem dışında kalmadan normalleşmesi, bu açıdan önemlidir. Türkiye-Rusya-İran arasında 2017’de başlayan Astana süreci de başta Rusya ve Türkiye diyaloğu ile gelişmişti. İran yine o dönemde de kerhen bu sürece dahil olmuştu. Şimdi de benzer bir durumun olduğu, İran olmadan Şam’ın bir gücünün olmayacağı mesajı verilmek isteniyor.”

Alagöz, bu tutumu “İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Suriye ziyareti sonrası Sam’dan yapılan açıklamalar Türkiye’nin memnun olacağı bir içerikte olmadı. Dolayısıyla İran’ın Suriye üzerinde kurduğu baskı oldukça nettir” sözleriyle açıklıyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız.

Bu Yazıya Tepki Ver