Bu Süreç Uzun Olacak, Sıfırlamaya Dek…
Sonbahara girerken 3. dalga resmileşecek. Devamı da gelecek. Alfa, beta, gama, teta, delta, harf biterse rakamlar var. Sorun yok. Size komik gelmiyor mu, hala 3. doz aşıyı yaptıranların bile hasta olabilmesi. Amaç hastalık değil, hastalık bonus, amaç, yeni çağın hazırlığı. DİJİTALİZM.
Başka bir bonus zaten ekonomik kazanç.
Asıl bonus, büyük sıfırlamaya alt yapı oluşturmak.
Başkaca bonusları söylemeye bile gerek yok. Nüfus azaltımı, küresel ısınma vs. vs.
Diyor ya Hülya Avşar, “bu gece uzun olacak besbelli.” Ben de devam ediyorum, bu süreç daha çok uzun olacak…
Baydın bile dememiş miydi, 2020 yılında. Yani geçen sene. 2021 daha kötü olacak diye. Tabi duymadınız. Çünkü magazin daha tatlı. Cafcaflı dünya hayatının fatura körlüğü.
2022 deki öncü şok, 2030 daki büyük sıfırlama ve dönüşüm. Bekleyin. Robot ve insan ayrımı azaldıkça, NÜFUS AZALTIMININ NE KADAR GEREKLİ OLDUĞU gerçeğini söylememe bile gerek kalmıyor. Hüman hüman tepki göstermeyin sakın ola ki. Bir robot, ve bir yapay zeka sistemi, yüz üzerinden en az 90 kişiyi işsiz bırakacak. O zaman yüzde doksan ise, geri kalan yüzde 10 luk nüfus, seçilmiş, hayatta kalabilmiş nüfus olacak. 2020 den itibaren, 2030 a kadar dijitale ucube bakan son insan görünümlü insanlar miadını dolduracak.
Devletlerin durumu çok vahim. DİJİTALİZM de yerel devletle sadece TEK DÜNYA DEVLETİNİN bir şubesi olacak. Devlet başkanları ancak ve ancak şube başkanı gibi, DÜNYA DEVLETİ YÖNETİMİNİN birer memuru olacaklar. Bu gün varolan devlet organlarının 2030 yılında en az yarısı, 2050 yılında ise, yüzde 80 i dijital sistemlere eklemlenme nedeniyle tasfiye edilecek. Siyasi hükümetler en geç 15 yıl gibi kısa bir zamanda miadını doldururken, çokuluslu iktisadî / ekonomik hükümetler dünyayı yönetecekler. Siyasi hükümetler, İngiltere’deki Kraliyet sistemi gibi formaliteden yönetim haline gelecek.
Dünyayı kim mi yönetecek. Bu soruyu sormayın bile. Cevap, BİG DATA yı yöneten tabi.
Sakın şunu bana argüman olarak getirmeyin. Afrika’da cep telefonunu hayatında görmeyen insanlar var diye. Bunu ben de biliyorum. Ne hükmü var onların. Dün ne hükmü vardı, bu gün ne hükmü var, yarın ne hükmü olacak. Bu nüfus azaltım politikasının zaten bir hedefi. Çoğunluğun, bir avuç seçkin insanın hayatını riske edemeyeceği şekilde yok edilmesi projesi.
Fantezi yazmıyorum. Bu zamana göre irite edici yazdığımı da biliyorum. Ama alışın. Ben alışkınım, çünkü bu günleri değil 2050 yılını, 2005 yılında yazmaya başlamıştım zaten.
Son not: 2000 li yıllarda dijital dünyada bütün ağırlığımla varlık göstermemi küçümseyenler, bu gün dijitale hapsedilince, bana bir gülme geliyor.
Aradan 20 yıl geçtikten sonra bana dijital satanlar ise, bir başka trajikomedya.))
SON KÖTÜ HABER:
Robotların fişini çekip kurtulma şansınız yok. Çünkü robotlar, kendini şarj edebilen ve kendini tamamlayacak şekilde programlanacaklar.
2030 da, Hukuk Sisteminde Yeni Hukuk Mahkemeleri:
- İnsan Robot İş Hukuku
- Robot (Siber) İş Hukuku
- Sanal Sınırlar Uyuşmazlık Hukuku
- Robot aile Mahkemesi
….
Bana diyorlar ki, sosyal medyada neden yazdıklarına fazla beğeni almıyorsun.
Gülümsüyorum.
Niye mi?
Çok basit: Çünkü insanlar, mutlu edici yalanlar filmini izlemeyi tercih ediyor. Üzgünüm elimde kalmadı. Beğeni veya yorum olsa ne olur olmasa ne olur. Tercih meselesi. Ben acı verici gerçekler filminin senaryosunu yazıyorum. Senaryom nitel olarak nitelikli kişiler tarafından okunuyor ama nicel olarak (kalabalıklar) varsın okunmasın.
Ayrıca, ben okurlar için yazmıyorum. Üzerimde taşıdığın zihnimden taşan bilgiyi iletken gibi naklediyorum. Tabir caizse, öğrendiklerimin sadakası olarak. Okunmak veya okunmamanın derdine düşecek kadar bir kompleksim yok. Okuyup bakış açılarında yeni kıvılcım isteyenler okur, sürü halinde yaşayan pop caz alaturka yaşayanlar hiç can sıkıcı bir yazıyı okur mu.
Sağlık ve esenlik dileklerimle. Diliyorum, dilemekle kalıyor olsam da yine dileyeceğim. Ortalık, hastalıktan kırılırken, seller tufanlar hortumlar, yangınlar dünyasında SAĞLIK ve MUTLULUK diliyorum.