Köşe Yazarı

Game of Thrones’un Üç Ejderhası ve Gazali”nin İhyayı Ulumuddin’i

Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İlk bakışta çok alakasız belki hatta zorlama bir ikili olarak görülebilir ve şöyle denebilir, ahlaka mugayir sahneleri de barındıran ve oldukça vahşi taht kavgalarının yaşandığı ve birkaç yıl önce neredeyse bütün dünya tarafından büyük bir ilgiyle izlenen “Game of Thrones” dizisi ile dini argümanların çok fazla miktarda kullanıldığı ve dini ilimlerin yeniden ihyası anlamında olan Gazali”nin “İhyayı Ulumuddin” eseri arasında nasıl bir bağlantı olabilir ki!

Aslında bu yazıyı ilginç kılan unsurda bu zaten. İddiam odur ki bizim sosyal bilimciler tarihi hadiseler hakkında nerdeyse hiç bağlantı kur(a)mıyorlar. Olayların arka planına inmek gibi bir dertleri olmuyor.

Yıllar önce Bilim ve Sanat Vakfı’nda kademe derslerinde Ahmet Davutoğlu bir doçentlik jürisinde yaşanılan tecrübeye binaen doçentlik jürisinden geçemeyen genç akademisyene “roman okuyun” dediğini söylemiş ve bizlere de roman okumamızı özellikle tavsiye etmişti. Gününüzün en önemli iletişim aracı TV’ler olduğundan ve burada da tarihi diziler oldukça rağbet gördüğünden, bu dizileri de bir roman gibi görebiliriz.

Konumuza dönecek olursak, Game of Thrones dizisinin ana karakterlerinden biri olan “Targeryan Hanedanı” ve o hanedanın sahip olduğu “Üç Ejderha” aslında görünüşlerinin ardında farklı bir gerçekliğe işaret ediyorlar.

Benim okumama göre o üç ejderha insanda var olan üç duyguya işaret ediyor. Bunlar; mal, mülk ve makam sevgisi şeklindedir. Ve ejderhaların en önemli özelliği ağızlarından çıkardıkları ateş ile etraflarında olan biten her şeyi yakıp yıkmasıdır.

Aslında Gazali üstadın İhya’da anlattığı bu üç sevginin insanı nasıl bir yokluğa sürüklediğini anlatır. Ve etrafında olan her şeyi ve her sevgiyi nasıl yakıp yıktığını anlatır. Biri oldukça seküler diğeri oldukça dini argümanlar ile aslında aynı noktaya işaret ediyorlar. Ve bu dizinin final sahnesinde kalan son ejderha Targeryan hanedanın son üyesinin büyük bir ihtirasla ele geçirmek istediği “Demir Tahtı” ateşiyle yakarak eritmiştir. Çünkü o “Demir Tahtı” ele geçirme hırsı hanedanın son üyesi olan kişinin en yakını tarafından öldürülmesine sebep olacaktır.



İşte Gazali üstad da gerçekten insan psikolojisini çok yakından tanıdığı için neredeyse benzer şeyleri dini argümanlar ile yazmıştır.

Ve şu sözü çok ilginçtir “İnsandan en son çıkan sevgi ya da ihtiras makam sevgisidir” cümlesi ve bu tespit adeta “Game of Thrones” dizisinin final sahnesinin yüzyıllar önce yazılmış hali gibidir. Süreç içinde diğer iki ejderha ölmüş ve en son kalan ejderha mitolojik anlamı da olan Demir Taht tam da ele geçirilmiş iken sahibinin en yakını tarafından öldürülmesi üzerine ateşiyle tahtı yakarak yok etmiştir. Ve sahibini de alıp gitmiştir. Bugün siyasi/sosyal arenada nice böyle hırslara şahit oluyoruz. Ve nice iyi bildiğimiz insanların aslında belli hırsları için dostlarını nasıl da kullandığına şahit oluyoruz. Ve nicelerinin de bu makam, mülk ve mal ihtirası nedeniyle etrafını yok ettiğini.