Düşünce tarihinin en önde gelen birkaç isminden birisidir Sokrates. Yine büyük filozoflardan olan Platon’un da hocasıdır aynı zamanda. 70 yaşında baldıran zehiri içirilerek idama mahkum edilmiştir. Haksız yere suçlandığı ve idama mahkum edildiği bugün dahi yazılır.
Öğrencileri ve dostları bu haksız karar karşısında “Üstadım seni haksız yere idam ediyorlar, gel seni kaçıralım” deyince “ne demek haklı yere mi idam etselerdi” diyerek tarihe geçecek cümleyi kurmuştu.
Eğer o dostlarının sözüne uyarsa halkın kafasında şuçlu olduğuna dair şüphe olacağını da söylemiştir. Ve biz bugün hâlâ Sokrates’in düşüncelerini okur iken onu idama mahkum edenlerin esamesi bile okunmuyor.
Fakat benim asıl üzerinde durmak istediğim nokta Sokrates’in bugün tv programlarını izleyipte ne söyleyeceği idi. Ya da o programlardan birine katıldığında karşısında herşeyi bilen ve neredeyse kadrolu uzmanlara ne derdi acaba?
Çünkü Sokrates’i düşünce tarihine geçiren en önemli cümlelerinden biri de “tek bildiğim neyi bilip neyi bilmediğimi bilmemdir” cümlesidir. Şimdi bu sözde uzmanlara bakıp herhalde bunların neyi bilip neyi bilmediğini bilmeyen bir güruh olduğunu söylecektir.
Ya da onların bu ahlak sınırlarını zorlayan tutumları karşısında herhalde nutku tutulacaktı. Çünkü her akşam aynı adamlar neredeyse her konuda kendilerini fikir beyan edecek vasıfta görüyorlar. Hayır aslında vasıflı olduklarından değil TV’lerin özellikle halkı bilgisiz bırakma adına bilinçli olarak yürüttükleri bir cahilleştirme projesi bu. Eğer öyle olmasa sokak röportajlarında vatandaşa kendisinin beğenmediği bir muhalif siyasi liderin söylediği sözler hakkında fikri sorulduğunda “saçmalamış” diyecek kadar özgüvenli ancak daha sonra o sözlerin kendi liderine ait olduğunu duyduğunda ise “o söylemiş ise doğrudur” diyecek kadar da silik bir tarzda özgüven eksikliği ile cahilce bir yorum yapabilmektedir.
Sokrates ile ilgili olarak değinmek istediğim son nokta ise onun felsefesini sadece bir kuru gürültü şeklinde yapmadığı olacaktır. Zira Sokrates anlattığı, söylediği herşeyi hayatında yaşayan ve hayatına yansıtan bir düşünür idi. Kendisinin yapmadığı, uygulamadığı birşeyi başkalarına tavsiye edip yapın demezdi.
Mesela, kendisi oldukça varlıklı bir insan olmasına rağmen oldukça sade ve mütevazi bir hayat yaşar insanlara da dünyaya aşırı bağlanmamak adına bunu tavsiye ederdi. Yani Sokrates eğer lüks ve şatafat içinde yaşamayın deyip kendisi lüks ve şatafat içinde yaşasa idi biz bugün kendisinden bugün bu değerde bahsetmez idik harhalde.
Bugün genelde İslâm dünyasının özelde ise Türkiye’mizin temel sorunu, siyasetçisinden, din adamına kadar kanaat önderi kim varsa sözlerinin ve eylemlerinin birbirini tutmamasıdır. O yüzden de inandırıcılık ve samimiyet sorunu had safhaya ulaşmıştır. Sözlerimi Mevlana’nın meşhur sözü ile bitirmek isterim “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” İşte bütün mesele bu. Olduğu gibi görünenlere selâm olsun…