Köşe Yazarı

“Ya hep beraber, ya hiçbirimiz…”

Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet tarihinde ilk defa, toplumun yüzde 60’ı; demokrasi, hukuk, adalet, özgürlük, insan hakları ve demokratik devlet talebi için yan yana gelinmesinin zorunluluğunu hissediyor. Bu zorunluluk ete kemiğe bürünüyor. Ve bu AK Parti’nin uyguladığı ekonomiden, dış politikaya kadar başarısız iktidarı sayesinde gerçekleşiyor. Ve ilk defa AK Parti sayesinde toplumun asla yan yana gelmez denilen farklılıkları, otoriterliğe karşı çıkarak, demokrasi için yan yana gelip , hep beraber aynı duyguyu seslendiriyor.

“Ya hep beraber, ya hiçbirimiz…”

” ……..
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:

– çürüyen diş, dökülen et -,

bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler.”

Nazım Hikmet’in “Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim” şiiri gitmekte olanı ve gelmekte olanı anlatır.



Yaşadığımız kadim toprakların son iki yüzyıldır hürriyet mücadelesi var.

Ve bunun için çok büyük bedeller ödedik, ödemeye devam ediyoruz.

Ve çok büyük ekonomik bedeller ödedik.

Ne çok canın ömrü dört duvar arasında geçti, geçmeye devam ediyor. İşkencelerde, idam sehpalarında ne çok insanımızı yitirdik. Bu büyük tarihsel trajedileri yaşadık.

Çorak demokrasimizi, bir türlü verimli hale dönüştüremedik.

****

Neden mi?

Çünkü, bu topraklarda devlet zenginleşmenin bir aracı olduğu için, herkes devleti ele geçirip tüm nimetlerinden kendi ahalisini zenginleştirmek istiyor.

Çünkü, bu topraklarda özgürlük mücadelesi veren herkes kendi mahallesi için özgürlük istiyor.

Çünkü, bu topraklarda insan hakları, hukuk, adalet mücadelesi verdiğini söyleyenler bunları sadece kendileri için istiyor.

Hatta kendi mahalleleri için demokratik taleplerde bulunanlar, mahallelerinde de despotlaşıyor. Ve sadece demokratik talepler, süslü birer havuç işlevi görerek iktidar için araca dönüştürülüyor.

Bakın etrafınıza bunu açık açık göreceksiniz.

****

Bugün artık yolun sonuna geliyoruz.

Toplumun büyük çoğunluğu, AK Parti iktidarının; ekonomiden-siyasete, kültürden-eğitime, iç siyasetten, dış siyasete kadar başarısızlığından dolayı karşısında duruyor. Ve bir an önce gitmesi ve değişmesi gerektiğine yönelik mutabık.

Bu karşı duruş, bugün en azından “Nasıl bir Türkiye, Nasıl bir devlet, Nasıl bir yönetim, Nasıl bir Anayasa olmalı?” sorularına verilecek yanıtlarda toplumun yüzde 60’ını bir araya getirebiliyor.

AK Parti iktidarı 19 yıldır sürdürdüğü iktidarın sonunu yaşıyor.

Ve bu son yıllarında hata üstüne hata yapıyor.

Yönetemiyor.

Resmen yönetir gibi yaparak, aldığı her karar ile topluma bedel ödetiyor.

İktidar değiştiğinde çok büyük kayıplar yaşayacağını düşünen küçük bir azınlık, tüm ümidini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bağlamış durumda.

Onun için, hangi yanlış yapılırsa yapılsın cansiperhane yanlışın arkasında konumlanıyorlar.

Ve gelen noktada yanlış yaptıklarının farkında bile değiller.

Ne milleti okuyabiliyor, ne de gelmekte olanı…

****

Yazının devamını okumak için tıklayınız…