Adalet Bakanı Abdülhamit Gül niçin istifa etti?
Birçok köşe yazarının üzerinde durduğu konu Sayın Ekrem İmamoğlu’nun konukları ile balığa giderken onu mobese ile takip eden Sayın Süleyman Soylu hakkındaki beyanlarına yönelikti.
Oysaki ben bu istifanın arkasındaki gerçeğin böylesine basit olacağını düşünmüyorum.
Sanki çok daha derin bir çatışma veya itiraz var gibiydi.
Örneğin; yakın zaman içinde Biden ile yapılan görüşmede alınan notların icrası ve ABD ye verilen taahhütlere ilişkin yapılmak istenenlere.
Ya da içinde FETÖ ye yönelik olanların da bulunacağı, Apo’nun tahliyesini sağlayabilecek ve yeni bir Kürt baharına zemin olacak yasal düzenlemelere, Sayın Gül, “bu aşamada ben yokum” ve/veya “hayır” demiş olabilir miydi?
Ve belki de sırf bunun içindi 81 milyon halkın temsil edildiği Meclis’te halkın kürsüsünden Fethullah Gülen’i öven birinin Adalet Bakanı yapılması.
Aniden gelişen dış politika hamleleri “Ermenistan, İsrail, Mısır, Arap Emirliği” seviciliği ile başlayan yakınlaşma ilişkileri ve devamında iç politika veya iç işlerine yönelik girişimler.
Hal böyleyken muhalefetin aklına bunun bir taahhüt olabileceği değil de “erken seçim” in gelmesi biraz garip gibiydi.
Kaldı ki “İmralı ve Edirne” açıklaması Cumhur ittifakı ortağı MHP tarafından kabul görecek bir cümle değildi ve ele alınan mikrofon ve Cami içinde Sezen Aksu’yu hedef almak bir bakıma sarf edilen “İmralı, Edirne” den kurtulmanın bir yellenmesi gibiydi.
İşin demi oturup maksatta hasıl olunca, geriye “Evetçi” Sezen’in kıymetli bir sanatçı olduğuna vurgu yapmak kalıyordu.
Bu durumda ortaya atılan balık tümüyle birilerinin balık hafızasını kontrol ve zihnini meşgul etmenin gayretine benziyordu.
Keza okuyanlar 24 Eylül 2021’de kaleme almış olduğum “Erken seçim olur mu, olursa kim kazanır?” Başlıklı köşe yazımda “AKP’nin bir dönem daha kalacağını ve bu defa 3’lü koalisyon olacağına dair vurgu yaptığımı mutlaka hatırlayacaktır.
Ve görünen o ki yapılan bu hamleler AKP Hükümetinin bir dönem daha devam edebilmesine ilişkin taleplerin yerine getiriliyor olduğunu gösteriyordu.
Kaldı ki ülkemizin atamalı seçkin muhalefetinin tanımlı görevlerini kusursuzca ifa ediyor olduğunu gördükçe Akp Hükümetinin iktidara yürüme seyahatinin huzurla ve güvenle gerçekleşeceğini açıkça ortaya koymaktadır.