Acıdık, savaş mağduru oldukları gerekçesi ile sahip çıktık. (Aslında zorla çıkarılmıştık ya hadi neyse işte…)
Tabi ki de çıkacaktık çünkü insandık biz… düşene el uzatmak emredilmişti bizim kitabımızda. Çıktık da, hem de milyon tanesine! Ama bilemedik bunların ekmeğini yedikleri ülkeye Konya ve Kilis’te olduğu gibi tüm Türkiye’de racon kesebileceklerini. Oysa ki yine o aynı bunlardı korkudan Suriye’yi terk edip arkasına bakmadan kaçanlar. Şimdi delikanlı oluvermişlerdi benim ülkemde ve bize karşı…
Mesela hiç utanmıyorlardı 80 milyon insanımın rızkından kesilen 30 milyar doları yan gelip yatarak çatır çatır yemeğe. Ve sırf bunları korumak adına “Kelle” pardon polis ve askerimizi şehit vermiştik biz.
Hepsini masum olarak görmemiz istenmişti bizden. Ama o aynı sınırdan geçenler sadece masum Suriyeliler değildi ki… Masum Işid’lisi ve diğer teröristler de geçivermişti masumca güzel ülkeme…
Reyhanlı’nın sokaklarında ellerinde silahlarla cirit atanlardı o masum halkımızın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokanlar. Uyarılarımız da para etmemişti. Aksine Suriyelileri istemeyen vicdansızlar olmuştu isimlerimiz.
Sonrası mı?
Reyhanlı da bombalar patladı ve 57 masum insanımız katledildi. Ve biz seyrettik… Aynen Suruç’ta, Ankara Garda ve Atatürk Hava Limanın da seyrettiğimiz gibi.
Artık içine ettiğiniz ülkemden sessizce gitmenizin zamanı gelmişti… Pılınız pırtınız her neyiniz varsa toplayın ve gidin. Gidin ki bizlerde huzur ve refah içinde yaşayalım.
Ve ülkemin çocuklarının ayakkabıları yokken onların rızkını sizlerle paylaşmak istemiyorum artık. Hem savaş bahanesiyle kaçtığınız o ülkenize bugün korkmadan bayram için gidebiliyorsanız demek ki sorun kalmamıştı.
Ki zaten sorun denildiği üzere Suriye de yada Esad’ta değil, arkasına bakmadan ülkesini emperyalistlere teslim eden SİZ ve sizi bu ülkeye masum diye getiren iktidardaydı.